Yer kabuğu kayınca araziler karıştı

Ercan Sarıkaya – Ercan Arslan – Türkiye 6 Şubat’ta Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinin merkez üssü olduğu iki büyük deprem yaşadı. AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Orhan Tatar, deprem nedeniyle yer kabuğunda 7.3 metreye kadar yer değiştirme olduğunu ve 400 kilometrelik bir yüzey yarığı oluştuğunu açıklamıştı. Depremin 30 katrilyon jul büyüklüğünde enerji açığa çıkardığı ifade eden Tatar, “Deprem bölgede 110 bin kilometrekarelik bir alanda etki oluşturmuş durumda” ifadelerini kullanmıştı. Harita Mühendisleri Odası ise değişimin 7.5 metreye kadar çıktığını belirledi.

Çökme ve yükselme

Deprem bölgesinde fay hattının geçtiği yerlerde çok büyük yarıklar, kayalarda parçalanmalar tespit edildi. Bazı evlerin yer değiştirdiği belirlendi. Deprem öncesi ve sonrası radar uydu görüntüleri karşılaştırıldığında Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası’nın tespitlerine göre Elbistan bölgesinde yüksek miktarda çökme oluştuğu, Pazarcık ve çevresinde ise yükselme miktarının ciddi boyutlara ulaştığı gözlemlendi. Bölgede çökme miktarı 60 santimetreyi bulurken yükselmelerin ise 85 santimetreye kadar ulaştığı ifade edildi. Arazilerde yer değiştirmelerin ise kuzey-güney ve doğu-batı yönlerindeki yaşandığı ve kuzey-güney yönünde 7.5 metreye varan bir yer değiştirme olduğu ortaya çıktı.

Su baskınının nedeni

İskenderun’da depremin ardından suyun yükseldiği açıklanmıştı, yeni uydu görüntülerine göre suyun yükselmediği, bölgenin çöktüğü bu nedenle caddeleri su bastığı belirlendi. Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Başkanı Ali İpek yaptıkları tespitlerde depremden sonra özellikle İskenderun Körfezi’ndeki kıyı kesimlerde 50-60 santimetreleri bulan çökmeler yaşandığını dile getirerek “İç kesimlerde ise birkaç metre yükselmeler oldu. Bu çökmeler başta deniz yükseliyor gibi algılandı” diye konuştu.

Mülkiyet kaybı önlenecek

Deprem bölgesinde canını kurtaran vatandaşlar arazilerinin durumunu sorgulamaya başladı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü de değişimleri tespit etmek ve yeni kadastral haritalar yapmak için harekete geçti. Ekipler sahaya çıkarken, uydu görüntüleri de inceleniyor. Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Hatay, Kilis, Malatya ve Elâzığ üzerinde çalışma yürütülüyor. TUSAGA-Aktif (Ulusal Konumlama Sistemi) istasyonları anlık olarak izleniyor. Deprem nedeniyle oluşan kaymalar hesaplandı ve istasyon koordinatları güncellendi. Deprem sonrası kadastro parsellerinde oluşan değişimlere yönelik kadastral altlık haritaların fotogrametrik yöntemler ile üretimine yönelik çalışmalar yapılıyor. Fotogrametrik harita altlıklarının üretimlerin tamamlanmasının ardından kadastral çalışmalar yapılacak. Vatandaşların deprem nedeniyle mülkiyet sınırlarına yönelik hak kaybına sebep vermemek için titiz bir çalışma yürütülüyor.

Uydu görüntülerine göre suyun yükselmediği, bölgenin çöktüğü için caddeleri su bastığı belirlendi.

Deprem olmasa da değişiyor

Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Başkanı Ali İpek yaşanan arazi değişimlerini anlık takip ettiklerini dile getirdi. “Ülkemizde, bir deprem olsun ya da olmasın konumuna göre değişen hızlarda yılda birkaç santimetre hareket etmektedir” diyen İpek, şunları anlattı: “Dolayısıyla biz harita mühendislerinin ölçtüğü her koordinat aslında ölçülen o anın koordinatıdır ve koordinatlar zamana bağlı sürekli değişir. Dolayısıyla aslında bizler üç boyutlu değil, zamanı da hesaba katarak dört boyutlu koordinat üretiriz. Mühendislik çalışmalarında olası bir karmaşayı önlemek için ise dördüncü boyutu sabitleyerek tüm ölçümlerde ortak bir zaman belirleyip koordinatları bu zamanın koordinatına çeviririz. Ülkemizde büyük ölçekli harita ve harita bilgileri üretim yönetmeliği gereği bu ortak buluşma zamanı 1 Ocak 2005 tarihidir. Yani her ölçtüğümüz koordinatı bölgenin tektonik hızları ile aradan geçen zaman ile çarparak toplam yer değiştirme miktarını bulup, koordinatlarımızı 2005 yılına geri göndeririz. Yaşadığımız yıkıcı depremlerin yarattığı ivme ve sonrasındaki artçılar nedeniyle buradaki yer değiştirme hızları bozuldu ve depremler anında olağan dışı büyük ötelenmeler yaşandı. Bu nedenle bölgede birkaç metreyi bulan yer değiştirmeler söz konusu. Bu yer değiştirmeleri homojen tek bir değerle ifade etmek mümkün değil, konumuna göre değişkenlik gösteriyor. Örneğin kimi yerde beş metre iken, birkaç kilometre ötede daha düşük olabiliyor. Yer değiştirmelerin beraberinde parsellerin fiziksel yapısı da üç boyutlu olarak bozuldu. Bu yer değiştirme ve fiziksel bozulmalar neticesinde bölgedeki parsel mülkiyet sınırlarında kayıklık oluştu, şekli bozuldu ve dolayısıyla metrekareleri de değişti. Bu arazilerin düzelmesi mümkün değil, bozulan fiziksel sınırlarının yeniden ölçülmesi, ötelemelerin ve bozulmaların hesaplanması ve kadastro paftasının ve tapu sicilinin güncellenmesi gerekiyor.”

Sınırlar güncellenmeli

Devlet eliyle mülkiyet sınırlarının güncellenmesi, bunun maliklerine duyurulması ve tapu sicillerinin güncellenmesi gerektiğini vurgulayan İpek, “Vatandaşın ise yeni sınırlarını merak etmesi durumunda parselin bulunduğu il kadastro müdürlüğüne ya da yetkilendirilmiş özel kuruluşlar olan lisanslı harita ve kadastro mühendislik bürolarına başvurması gerekir” dedi. İpek, “Artçı depremlerin bitmesi sonrası haritalar ile tüm plan, proje, çizim ve koordinat bilgisi içeren verilerin güncellenmesi ya da mülkiyet sınırları değişen yerlerde yeniden üretilmesi gerekir” ifadelerini kullandı.

‘Deprem öncesi karşı tarafı göremiyorduk’

Hatay’ın Altınözü ilçesi Tepehan Mahallesi Muhtarı Selahattin Kandemir, “Biz deprem öncesi karşı tarafı göremiyorduk bölgede çökme oldu şimdi rahat görüyoruz” dedi.

 

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir