HU’nun Yer Bilimleri Enstitüsünden Dr. Itzhak Lior, “Deniz yatağının altında veya algılayıcı olmayan alanlarda meydana gelen depremler, mevcut teknolojilerle gecikmeli algılanabiliyor; bu da depreme hazırlanmayı engelliyor. Son zamanlarda, internet iletişimi için dünya çapında kullanılanlar dahil fiber optik kablolarla depremler izlenebilir. Bu çalışmada, özellikle denizde meydana gelen depremlerde erken uyarı sağlamak için geleneksel sensörler yerine optik fiberlerin kullanılabileceğini gösteriyoruz.” diyor.
Karadaki sismik ağların yoğunlaştırılması ve kablolu okyanus tabanlı algılayıcı ağlarının kurulması gibi mevcut çözümler Japonya ve Kanada’da uygulanıyor. Bu çözümler yüksek maliyetli olmalarıyla dünya genelinde uygulanamıyor. Ancak bir alternatifi var; yeni akustik algılama teknolojisini kullanarak mevcut fiber optik kabloları yoğun sismik ağlara dönüştürmek. Mevcut fiber altyapının kullanılması deprem uyarı sistemlerinin kurulmasını ve işletilmesini basitleştirip hızlandırabilecek ve uyarı sürelerini kısaltacak.
Her yıl dünyanın her yerinde çok sayıda deprem meydana geliyor. Neyse ki bunların çoğu zayıf ve hasara yol açmıyor ancak güçlü olanlar (1999 Gölcük depremi, 2023 Kahramanmaraş depremi gibi) kitlesel felaketlere ve çok sayıda can kaybına neden olabiliyor. Mevcut deprem izleme teknolojisi, karada meydana gelen depremler için erken uyarı sağlayabiliyorken, deniz tabanlı meydana gelen depremler genellikle başladıktan on saniye sonra tespit ediliyor ve ölümle sonuçlanıyor.