Ellerim titriyor, yazmakta zorlanıyorum.
Çocuklar ölüyor, kadınlar ölüyor, siviller ölüyor.
Bombalar yağıyor gökyüzünden. İzlerken insan korkuyor.
O görüntüler, o vahşet.
Orantısız güç kullanılıyor kaç gündür.
Soykırım yapılıyor.
Savaşın da bir ahlakı olmalı. Hiç mi vicdanınız kalmadı?
Hiç mi insanlığınız kalmadı?
Hastaneyi bombalayıp çocukları öldürüyorsun ve hiçbir şey yapmamış gibi davranıyorsun.
Peki her fırsatta ‘insan hakları, insan hakları’ diyen AB nerede?
Filistin gelişmelerine yıllardır mesafeli olan İslam ülkeleri nerede?
ABD’deki İsrail’deki vicdanlı insanlar nerede?
O fotoğrafları görünce hiç mi gözleriniz dolmuyor?
Çocuklarınız ‘anne-baba orada çocukları niye bombalıyorlar, öldürüyorlar’ demiyor mu? Diyorlarsa ne yanıt veriyorsunuz.
YAZIKLAR OLSUN DÜNYA SANA. Dünya nereye gidiyor insan anlamakta zorlanıyor.
Ey insanlar ‘bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ derseniz insanlık ölür, yavaş yavaş dünyayı bitiririz.
Ama geceleri rahat uyuyamayacaksınız. Siz yaptığınız hatayı elbet bir gün anlayacaksınız. Ama iş işten geçmiş olacak.
Muhalefet nereye gidiyor?
Seçim bitti yeni seçim yaklaşıyor ama muhalefetteki tartışmalar bir türlü bitmedi.
Her gün yeni bir tartışma.
Bir gün gündem Kılıçdaroğlu bir gün gündem İmamoğlu.
Öbür günler de diğer partiler. 6’lı masadan sürekli farklı görüşler.
Türkiye’nin güvenliğine yönelik TBMM’deki tezkere görüşmeleri sırasında CHP’de Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olması için imza toplanıyormuş.
Dışardan bakınca bile bunun yeri burası mı diye sorar insan.
CHP’de imza toplama krize neden olmuş.
Kongre öncesi her gün bir tartışma çıkıyor zaten.
Böyle olunca da ‘muhalefet nereye gidiyor?’ diye soruyor insan.
Kurtulmuş’tan Kılıçdaroğlu’na anayasa yanıtı
Yeni anayasa çalışmalarında partilerin görüşmeleri önümüzdeki günlerde başlayacak. Partiler ara ara görüşlerini açıklıyor. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu geçtiğimiz günlerde “mevcut anayasaya uysunlar önce. Anayasaya uymayanların yeni bir anayasa vaadi pek gerçekçi değil” mesajı vermişti.
Bu sözleri 3 gün Hindistan’da birlikte olduğum TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’a ‘umudunuz var mı?’ diye sordum. “Umutluyum” diyen Kurtulmuş, Kılıçdaroğlu’na şu çağrıyı yaptı:
“Bunu bir siyasi tartışma olarak yapmak doğru bir şey değildir, haksızlıktır. Milletimiz de bu tartışmalarda yapıcı olanlarla ön kapatıcı olanların farkını görecektir. Ben bütün siyasi partilerin yöneticilerinden ön açıcı olmalarını isterim. Tabii ki herkes sonuna kadar kendi görüşünü ortaya koyabilir. Diyorlarsa ki biz parlamenter sistemi istiyoruz. Tamam, biz de şunu söylüyoruz. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçen milletin kendi iradesidir. Teklif gelir, parlamentoda benimsenirse benimsenir; benimsenmezse zaten yapacak bir şey yok. Ama Türkiye’de hiç kimse, kendisini herkesten daha çok anayasanın niteliklerini belirleme hakkına sahip gibi görmesin. Temel problemlerimizden birisi budur. Nihayetinde, oluşturulacak bir anayasa metninin parlamento aritmetiği var. Parlamentodan ümit ederim ki 400’ü aşkın bir oy alarak bir daha referanduma gitme ihtiyacı olmaksızın geçer. Ama en az asgari 360 oy alınması lazım. Referanduma giderse de halk kararını verir. Baş göz üstüne. Ondan sonra da kimse bir laf söylemez.”
Amerika ne yapmak istiyor?
Bölge İsrail-Filistin çatışmaları nedeniyle çok gerildi.
İsrail orantısız güç kullanarak bölgede tansiyonu yükseltiyor.
ABD ve İngiltere savaş gemilerini gönderiyor. İran ‘müdahale ederiz’ diye yakın takipte.
İsrail’in bombalamaları artarken ABD Başkanı Biden’ın İsrail ziyaretini duyunca insan ‘ateşkese doğru mu acaba’ diye düşünüyor.
Ama Biden’ın açıklamaları gelince de “niye geldiği belli oldu’ diyorsunuz.
BM’de ateşkesi tek istemeyen ABD olunca bu bölge için oynanan oyunlar daha da açığa çıkıyor.
Keşke dünya bu oyunları ve vekalet savaşlarını görse…