Doğu Karadeniz yaylalarında kaçak yapılara karşı Trabzon, Rize, Giresun, Artvin ve Gümüşhane valiliklerince tespit edilen yaklaşık 4 bin 200 kaçak yapı için yıkım kararı alındı. Pek çoğu yapım aşamasında yüzlerce kaçak yapı yıkıldı. Ancak bölgede kaçak yapı sahiplerinin artan tepkileri üzerine yıkımlara ara verildi.
Türkiye genelinde getirilen ‘imar barışı’ uygulaması, bölgedeki yaylalarda inşa edilen ve yıkım kararı alınan kaçak yapı sahiplerini harekete geçirdi. Kaçak yapı sahipleri 2019 yılında ‘imar barışı’ uygulamasından yararlanıp, ‘Yapı kayıt belgesi’ almak için illerdeki Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerine başvuru yaptı.
YENİDEN İMAR AFFI BEKLENTİSİ
Bugünlerde doğa turizmi ve bölgeye ilginin artmasıyla yaylalarda, tüm tedbirlere rağmen yeniden ‘imar affı’ beklentisinde olanlar tarafından inşa edilen kaçak yapılarda artış yaşandığı gözlemendi. Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Deniz Bilimleri Fakültesi tarafından deniz çöplerinin azaltılması amacıyla sürdürülen çalışmalarda; göç hareketliliğiyle artan kaçak yapılaşmanın yanı sıra çarpık tesisleşme kaynaklı, gelişigüzel yaylalara atılan çöp ve atıkların, dereler aracılığıyla ulaştığı Karadeniz kıyısında kirliliğe yol açtığı tespit edildi.
‘100 BİNE YAKIN KAÇAK YAPI VAR’
Doğal ve Tarihi Değerleri Koruma Derneği Başkanı Doç. Dr. Coşkun Erüz, “Ne yazık ki halkta ‘bir şey olmaz yapalım, nasılsa imar affı gelir’ gibi yanlış bir algı oluştu. Buna rağmen örneğin Trabzon’da yaylalarda 100 bine yakın hiçbir şekilde tapuya konu olmayan, kamuya ait alanlarda kaçak yapı var. Yani hiçbir şekilde yasal bir tabanı yok. Hayvancılıkla hiçbir alakası yok. Yaylalar maalesef hayvancılık amacıyla kullanılması gereken alanlarken şu anda kaçak yapılaşma olan, çirkin çarpık yapılaşan ve maalesef doğa turizmi yapılan Karadeniz’e çok kötü bir imaj veren, çok kötü bir turizm algısı yaratan bir görüntü oluşmaya başladı. Bunu durdurmak gerekiyor” dedi.
‘KORUNMASI GEREKEN ALANDA 120 KAÇAK YAPI VAR’
Gerekli yıkımların başlaması gerektiğini kaydeden Erüz, “Trabzon’da şu anda çok önemli dünya ülkelerinde korunması gereken 3 tane turbalık alan var. Ağaçbaşı ve Barma yaylaları en büyükleri. Barma Yaylası’nda 2017’den sonra 120 tane kaçak yapı yapıldı. Koruma altında ama buna rağmen yapılan kaçak yapı var. Kamu idarelerinin mutlaka bunu bir an önce ele alıp, gerekli yıkımları yapması gerekiyor. Artık teknoloji öyle bir şey ki; bir nokta boyutunda dahi olsa Coğrafi Bilgi Sistemleri sayesinde gerekli tespiti edebiliyorsun. Yani ‘yaptım benimki daha önceden de vardı’ deme şansınız yok. Devletin elindeki verilerde şu anda 80’lerden itibaren nerede, ne vardı, hepsi biliniyor. Dolayısıyla bu kaçak yapılara ‘af gelebilir’ düşüncesi çok yanlıştır. Bu araziler devletin yani 84 milyonun hakkı” diye konuştu.
YAYLALARDA KİRLİLİK, DENİZİ TEHDİT EDİYOR
Yayların hayvancılıktan uzak olduğuna dikkat çeken Erüz, “Şu anda bizim yaylalarımızın tamamı tahribat altında. Yerleşim alanı neresi, hayvancılık alanı neresi, belli değil. Yani yaylaların mutlaka kontrol altına alınması gerekiyor. Sis Dağı şu anda Sis Dağı değil artık. Yaylalar, kasaba boyutuna geldi. Yerleşim, hayvancılık alanı neresi belli değil. Karadeniz’de deniz kirliliği çalışıyoruz ve yaptığımız tespitlerde; deniz kirliliğinde en büyük etken, bu yayla turizmi adı altında yaptığımız kaçak kontrolsüz, ne olduğu belli olmayan tesisleşmelerden kaynaklandığını da ortaya koyduk” ifadelerinde bulundu.