Yavuz Ağıralioğlu’nun açıklamaları şu şekilde:
Uzunca zamandır siyasetin meclis kürsüsünde hassasiyet güderek siyaset yapıyorum. Adaylık sürecinde her kordinatlarıı gözlemyerek siyaset yapmaya çalışıyorum. Hassasiyetlerimi milletle paylaşırken ben bedelini ödemeye göze aldığım bir karara mahkum oldum. Milleti doğru tahmin etmek. Bu gerçeklere uygun bir hassasiyet gütmek gerekmektedir. Bu gördüğümüz tablonun ben en erken söyleyeniyim. CHP ile bizim siyasi beraberliğimizin içerisinde özgünlük korumak, farklılıklarımızı korumak ve bunlara göre bir istişare belirlenmesini istedim. Aslında ben sonuca geldiğimizde istişare değil dayatmanın olduğunu düşünmekteyim. Masa diye kurduğumuz yerde Kemal Bey’in adaylık hevesi gibi gizli bir amacı daha olduğunu düşünmekteyim. Henüz milletin kendine ne oy vereceğimizi bilmediğimiz partilerin, masada eşit söz hakkı olmasının bu süreci yönetmeye değil dayatmaya yönelik olacağını söyledim. Bu şu demektir; 50 ye 50’nin 50+1 olarak yenmenin değil, siyasetin düsturunu taşıyan bir dil benimseyelim. Kazanacak aday hassasiyetimizi vurgulayım, bizde 60’dır 65’dir diye konuşalım dedik. Seçim zamanı başımıza gelenleri bileceğimizi bildiğimiz olduk. Bunca huzursuzluğa rağmen sandığa giden bir Türk milleti, sandıktan ümidimi kesmiyorum, her şeye rağmen ben sandığı gidip beni yönetecek adamı ben seçiyorum demesi mükemmel. Defalarca dedim ki bizim milletimiz geçim derdini vesaire ilgilenir ama defalarca dedim ki halkımızda büyük bir millet duygusu vardır. İHA’lar SiHA’lar bunlara dokunmayın. Bunlarla alay etmeyin, bunları sembolik görebilirsiniz ama bunlar bizim imparatorluk olarak filizleneceğini düşündüğü şeylerdir. Bu millet devletsiz kalmanın ne kadar feci bir şey olduğunu bir kere daha Suriye’de gördü. Bu iki hassasiyetimi seçmenin hangi kitleye gideceğini bilerek bir hassasiyet belirttim ben. PKK’lıların 15 Mayıs’ta Kandil’den zafer çığlıklarıyla iniyoruz çığlıklarını 15 Mayıs’ta etkisini göreceksiniz dedim. Türk milletinin bu demeçlerle ilgili seçimin Kandil ve Edirne arasına sıkışmışlığına asla bir şey yapılmadı. Kürt oyları lazımdır diyerek yapılarak HDP’yi Türk milliyetçilerine dayatması kabul görmedi. Biz defalarca uyardık ki siyasetin zehri kibirdir. Siz kimi gösterirseniz gösterin seçmen oy verir mantığı halkta benimsenmedi. Buna rağmen Kandil’den sizin için söylenen sözlere sessiz kalırsanız. Demokratik özerklik gibi söylemlerde bulunursanız.