Kelly, “Türkiye’nin Ortodoks para politikalarına geçiş vaadi ve bu vaadin art arda önemli faiz artırımları, likidite ve kredinin sıkılaştırılması yoluyla yerine getirilmesi yatırımcıların onayını almıştır. Bu onay, sermaye girişindeki artış, kredi risk primi (CDS) düşüşü ile ortaya konulmuştur” dedi. Türk ekonomisinde mevcut politika istikametinin sürdürülmesinin ilerleyen dönemde pek çok alana pozitif sonuçları olacağını ifade eden Kelly, “Eğer bu yeni yaklaşım sürdürülürse Merkez Bankası’nın kredibilitesi artacak, orta vadede enflasyonun düşürülmesi sağlanacak” dedi.
Roger Kelly, Türk ekonomisinin bu yılın ikinci çeyreğinde yüzde 3.8 büyüdüğünü hatırlatarak, bu ay yayımlanacak Bölgesel Ekonomik Görünüm Raporu’nda Türkiye’nin büyüme tahmininin yüzde 2.5’ten yüzde 3.5’e artırılacağını da öngördü.