Türkiye’yi sarsan depremin vurduğu Hatay yaralarını sarmaya çalışıyor. İskenderun üzerinden Hatay Antakya’ya önceki gece girdiğimizde ise bizi ilk olarak yıkılmış binalar karşıladı. İlk durağımız Hatay Devlet Hastanesi oldu ama binanın yakını çökmüş durumdaydı. Gördüğümüz tek şey enkaz yığınıydı. Hastanenin çıkışında ise yerde yatan ve üzeri örtülmüş iki cenaze dikkatimizi çekti. Etrafta göçük yoktu, biri çocuk olan cenazeler büyük ihtimalle birileri tarafından hastane kapısına bırakılmıştı.
İkinci durağımız ise Antakya İtfaiye Merkezi oldu. Burada toplanan ve enkaz altında kalan yakınlarından bir haber almayı bekleyen çok sayıda aile, Hatay’a yardım gelmemesine isyan etti. Babası, annesi ve kızı enkaz altında olan bir kadın gözyaşları içinde, “Yeter ne olur yeter! 24 saat dolmak üzere buraya bir helikopter yetişmiyor mu? Bana milletvekili göndermesin, bana yardım göndersin. Çıkarılanlar da kendi imkanlarıyla çıktı. Ne olur, yardım edin” diye isyan etti.
‘Ölümlerini izliyoruz’
Bekleyenlerden biri de Abdullah Oğuzhan Erdoğan’dı. Erdoğan, “Enkazdan yengemi çıkarttık ancak hastaneye giderken yolda vefat etti. Amcam, kuzenim içeride. Başta kuzenimin sesi geliyordu ancak belli bir süre sonra onun da sesi duyulmamaya başladı. Bölge bir tane arama kurtarma ekibi yok. Ölümlerini izliyoruz, elimizden de bir şey gelmiyor” dedi.
Bir hafta önce hukuk fakültesinden mezun olan 24 yaşındaki Mehmet Onur Balcı’nın enkaz altında olduğunu söyleyen baba Mahmut Balcı da “Elim, kolum bağlı, hiçbir şey yapmadan bekliyorum. Yüreğim acıyor ve kimse neden bir yardım da bulunmuyor. Neden unutulduk” derken, annesi enkaz altında olan Koray Randa da, “Babamı enkazdan çıkarttık, annemi insan gücüyle çıkartmayı denedik ama başaramadık. İş makinesi lazım ama yok. Bölgeye şu an için gelen tek bir yardım yok” ifadelerini kullandı. Antakya Odabaşı Mahallesi’nde de arama kurtarma çalışmaları devam ediyor. Enkazın başında bekleyen Hüseyin Sönmez, “Enkazın altından kendi ellerimle eşim Ebru Sönmez ve damadım Bilge Avlar’ı çıkarttım. Eşim yaşamıyor, damadım da yaralı. Kızım içeride kaldı, daha 23 yaşında ve yeni hamileydi. Ama kızım ölmüş, onu gördüm, çıkartamadım. Kızımın cenazesi kaybolmasın diye bekliyorum” diye feryat etti. Sönmez, daha sonra ise arama kurtarma ekibine, kızının hemen arkadaki enkazın altında olduğunu ve göçüğün altında gözüktüğünü söyledi ama ekipten bir kişinin “Önceliğimiz canlı vatandaşlarımız” sözü üzerine beklemeye devam etti.
Çanakkale’de askerlik yapan Ali Osman Uyan ise depremi duyar duymaz nişanlısını bulmak için Antakya’ya gelmiş. Depremde yerle bir olan on katlı bir binanın göçüğünde tek başına saatlerce nişanlısı Cemre Çağlar’a ağlayarak, “Cemre, meleğim, kuzum geliyor mu sesim” diye seslenen Uyan’ın soruları yanıtsız kaldı.
‘Kurtuldun annem’
Enkazdan 28 saat sonra kurtarılan Leyla Sönmez’in oğlu da saatlerce enkazın başında bekledi. Annesinin çıkarılmasıyla büyük sevinç yaşanan Yaşar Sönmez, annesinin yanına giderek “Kurtuldun annem” diyerek ona sarıldı.
Kavaslı Mahallesi’nde de onlarca bina yerle bir olmuş durumda ve bölgeye gelen arama kurtarma ekipleri sınırlı olduğundan binaların sadece birkaçında profesyonel ekipler tarafından çalışmalar sürüyor. Birçok binada da aileler kendi imkanları ile enkaz altındaki yakınlarına ulaşmaya çalışıyor.
Sokaklar ağıtlarla inliyor
Depremde yerle bir olan on katlı bir binanın enkazında ise Uzman Çavuş İsmail İnce ve hamile olan eşi Gülbahar İnce de kurtarılmayı bekliyor. Enkazın başında bekleyen İnce’nin uzman çavuş olan bir arkadaşı, “İçeride kaç kişi olduğunu bilmiyoruz. Saatlerdir kimseden haber alamıyoruz. Eşinin öldüğü söylendi ama henüz çıkarılmadı” derken binada ağırlıklı olarak askerlerin ve ailelerinin yaşadığı öğrenildi.
Sokakları dolaşırken her binanın önünde yakınlarını kaybeden insanların ağıt sesleri yükseliyor. Oğlunun enkaz altında olduğunu ve cansız bedenine ulaştığını öğrenen bir kadın dakikalarca göğüslerine vurup oğlu için ağıt yaktı. Bu görüntülerle sık sık karşılaştık. Ağıt seslerinin yanı sıra bölgede çok fazla ambulans sesi de vardı. Ağıt sesleri ve ambulans sesleri birbirine karışırken, hala kurtarma çalışmalarındaki eksiklikler vatandaşları isyan ettiriyor. Başta gıda olmak üzere birçok eksik olduğunu söyleyen Bahadır Gül, “Ne bir çadır ne bir battaniye yardımı yapıldı. Böyle devam ederse ya açlıktan ya soğuktan ölürüz. Neden kimse sesimi duymuyor” dedi.
Büyük Dalyan Mahallesi’nde 3 katlı binada 5 kişilik Gümüş Ailesi’nden ikisi hayatını kaybederken baba Bülent Gümüş ve iki çocuğu sağ olarak Bursa Orman Bölge ekiplerince 45 saat sonra kurtarılarak hastaneye kaldırıldı.
48 saat sonunda ise bir mucize daha gerçekleşti. İsminin Merve olduğu öğrenilen 28 yaşındaki kadın, ekipler tarafından sağ olarak kurtarıldı. Merve’nin nişanlısı ve annesinin de halen enkaz altına olduğu öğrenildi.
İş insanının acı kaybı
Türkiye’yi sarsan depremde Burgan Bank Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Eminsoy’un 32 yaşındaki oğlu Berkhan Eminsoy da İskenderun’da hayatını yitirdi. Koç Lisesi’nden mezun olduktan sonra 2013’te University of Illinois Urbana-Champaign’den ve 2020’de ise Columbia Üniversitesi’nden mezun olan Eminsoy, dün İstanbul’da Zincirlikuyu Camii’nden son yolculuğuna uğurlandı. Eminsoy, Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verildi.