Yargıtay Başkanı’ndan yargılama süreciyle ilgili açıklama: Çok fazla dosya var

Yargıtay Başkanlığı’nda düzenlenen 2024-2025 Adli Yıl Açılış Töreni’ne Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bakanlar, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, Yargıtay üyeleri katıldı. Açılış konuşmasını gerçekleştiren Yargıtay Başkanı Ömer Kerkez, yargı sistemindeki kurumlar ile yargı hizmeti sunan kurumlar arasında iş birliğinin ve güzel bir uyumun sağlanmasının, yargı hizmetlerinin daha iyi olmasını sağlayacağını söyledi. Kerkez, “Kanaatimce bu anlamda en önemli görev Adalet Bakanlığımıza düşmektedir. Sayın Adalet Bakanımızın organizatörlüğünde, yargı hizmetinin en mükemmel şekilde verilmesi için gerekli iş birliği ve uyumun sağlanması son derece yararlı olacaktır. Bugün adli yıla başlıyoruz. Önümüzde yine yüz binlerce dosya var. Gerek ilk derece ve bölge mahkemelerimizde, gerekse Yargıtay ve Danıştay’da çok sayıda dosya olması, yargılama sürecinin uzamasının ve kararların geç kesinleşmesinin en önemli sebeplerinden biridir. Bu konuda kök sorunun çözülmesi, yani yargının önüne bu kadar çok dosyanın gelmemesi için tedbirler alınması uygun olacaktır. Öncelikle dava sebepleri iyi incelenmeli, hukuk ve ceza alanında bu sebepleri giderecek şekilde ayrı ayrı çözümler üretilmelidir” dedi.

Kerkez, bu hususun seminer veya çalıştay konusu olacak kadar geniş ve kapsamlı olduğuna dikkat çekerek, “Birkaç cümle söylemek gerekirse; vatandaşlarımızın kendi aralarındaki bir hukuki ilişkiyi daha başlatırken, mutlaka önceden belirlenmiş, şekil ve ispat şartlarına uygun bir prosedüre uyması, hukuki ilişkilerinde uyguladıkları davranış tarzı ve beklentilerinin hukuk sistemimiz ve mevzuatımızla uyumlu hale getirilmesi, hukuk sistemimiz ve mevzuatımız hakkında vatandaşlarımızın daha çok bilgilendirilmesi, vatandaşlarımızın hukuk kurallarına uyma ve başkalarının hakkına saygı duyma kültürünün geliştirilmesi, bir kişinin kendi haklarına saygı duyulmasını istiyorsa, bunun tek yolunun başkalarının haklarına saygı duymaktan geçtiği bilincinin yerleştirilmesi, cezai yaptırımların, suç işlendikten sonra ıslah olmayı sağlamasının yanında, daha suç işlenmeden suçu önleyici etkiye sahip bir nitelikte olması yargının üzerindeki iş yükünü azaltacak ve daha huzurlu bir toplum olmanın yolunu açacaktır” ifadelerini kullandı.

‘ADALET LİYAKATTİR, LİYAKAT ADALETTİR’

Kerkez, vatandaşların, davalarının yıllarca devam etmesi ve alacaklarını zamanında alamamaları konusundaki şikayetlerinde sonuna kadar haklı olduklarını vurgulayarak, “Bu şikayetleri giderebilmek için, önümüzdeki adli yılda, başta kendim olmak üzere elimizden geleni yapacağımıza ve daha fazla çalışacağımıza söz veriyoruz. Hukuk bir gerekliliktir. Hukuk bir düzendir. Hukuk olmazsa olmazdır. Hukuk toplum halinde yaşama bilincidir. Vatandaşlarımız hangi işi, görevi veya mesleği yaparsa yapsın bütün hayatı boyunca hukukla beraber yaşayacak, hukuk her zaman yanı başında olacaktır. Hukuk bilinci daha ilkokuldan itibaren verilmeye başlanmalı, hukuk kurallarına ve toplum kurallarına uyma fikri aşılanmalıdır. Koruyucu hekimliğin mantığı esas alınarak, tabiri caizse koruyucu hakimlik anlamında önleyici hukuk tedbirleri alınmalı, daha hukuki ihtilaf ortaya çıkmadan bunu engelleyecek, çıkması halinde ise çok hızlı ve pratik bir şekilde çözümünü sağlayacak düzenlemeler getirilmelidir. Adalet, güçlüyü değil haklıyı korumaktır. Adalet, haklı olanla empati kurabilmektir. Adalet, bir işçinin hakkını daha teri kurumadan verebilmektir. Adalet, alacaklıyı da borçluyu da işçiyi de işvereni de tüketiciyi de üreticiyi de kiracıyı da kiraya vereni de mağduru da sanığı da aynı anda düşünebilmek ve herkese hakkını tam olarak verebilmektir. Adalet liyakattir, liyakat adalettir” dedi.

Kerkez, toplumların bir arada sağlıklı ve huzurlu bir şekilde yaşayabilmeleri için dikkat edilmesi gerekli en önemli kavramlardan birinin de hukukun üstünlüğü olduğuna dikkat çekerek, “Hukukun üstünlüğü kavramının, demokrasiyi demokrasi yapan diğer tüm ilkelerden, hatta belki de demokrasinin kendisinden bile üstün bir kavram olduğu düşüncesindeyim. Bir toplumda düzenin sağlanması, güvenin oluşturulması, endişenin olmaması ve gelecekten emin olunması için hukukun üstünlüğünün mutlaka tesis edilmesi son derece elzemdir” dedi.

‘BAKIŞ AÇIMIZ DOĞRULARI YAPMAK OLMALIDIR’

15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra yargıdaki FETÖ yapılanmasının önemli ölçüde belinin kırıldığını söyleyerek, “Bundan sonra bu şekilde bir paralel yapı kurulmasına devletimiz ve milletimiz asla müsaade etmeyecektir. Bunu sağlamanın en önemli yolu doğruluk, objektiflik ve liyakattir. Bir sistemde uygulamadan kaynaklanan yanlışları tespit etmek çok önemlidir. Ancak bu yanlışı ortadan kaldırmak için getirilen her yeni sistem kendi handikabını da beraberinde getirmektedir. Bu nedenle bakış açımız, yanlışları gidermek yerine doğruları yapmak olmalıdır. Çünkü bazen yanlışın ne olduğu yanlış tespit edilebilmekte ve getirilen çözüm kendi yanlışını da önümüze koymaktadır. Dolayısı ile, çerçevesi önceden belirlenmiş, evrensel kurallara dayalı, bilgi ve çalışmanın öne çıktığı, liyakat temeline dayanan objektif bir sistem her zaman en doğru sistem olacaktır. Doğruları yapmak yanlışların hepsini bertaraf etmeye yetecektir” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir