Yargıtay Başkanı Akarca: Yargıtay’da yapay zeka haziranda faaliyete geçecek

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, Yargıtay’ın İncek’te bulunan yerleşkesinde düzenlenen 2022 yılsonu değerlendirme toplantısında konuştu. Akarca, AYM’nin FETÖ ve terör örgütleriyle ilgili verdiği kararlara değindi.

AYM’nin FETÖ başta olmak üzere terör örgütleriyle ilgili verdiği kararlara değinen Akarca, şunları söyledi: “Birey Başvuru hakkının uygulanmaya başlanması 2012’de oldu. Kimsenin, önce Anayasaya ve yasaya sadakatla bağlı olduğunu unutmaması gerekir. Aslında AYM birçok kararında bireysel başvurunun inceleme kapsamını belirler. Davada uygulanan hukuk kurallarını yorumlamanın ve bu kuralları uygun olarak uygulamanın, ayrıca maddi delil ve olguların değerlendirilmesinin ilgili yargı mercilerinin görevi olduğunu, uygulama ve değerlendirmelerin hukuka uygunluğunu denetlemenin ise kanun yolu mercilerine ait bir görev olduğunu ifade etmektedir. Kuşkusuz yasa ve anayasa AYM’yi de bağlar. Ama zaman zaman bunu aşma eğilimi olduğunu görüyoruz. ‘Her konuyu incelerim, bütün maddi delilleri denetlerim, tüm delillere bakarım’ şeklinde bir anlayış doğru değil. Bu, Anayasa Mahkememizin iş yükünün daha da artmasına, işin içinden çıkılmaz hale gelmesine, kesinleşmiş kararlarda hukuk güvenliğinin otoritesinin zedelenmesine de yol açar. Yasal ve anayasal sınırlar içerisinde hareket edilirse daha doğru bir iş yapılmış olur.”

“DELİLLER UYGUN TOPLANDIYSA, KANUN MADDELERİ DOĞRU UYGULANDIYSA, İSTİNAF VE TEMYİZ DE DENETLENDİYSE, AYM’NİN BU ALANA GİRMEMESİ GEREKİR”

Anayasa Mahkemesinin kararlarının da Anayasaya ve yasaya uygun olması gerektiğine dikkat çeken Akarca, “Eğer yetki aşımında bulunur da süper temyiz mahkeme niteliğine kavuşursa bu bütün toplumda kargaşaya neden olabilir. Anayasa Mahkememizin çoğu kararlarında buna özen gösterdiğini biliyoruz. Ama bazı kararlarda gerçekten de Yargıtay ve Danıştay tarafından eleştirilebilmektedir. Umarım ki bu sıkıntı büyümesin. Eğer deliller hukuka uygun toplanmışsa, kanun maddeleri doğru uygulanmışsa, yasa yolunda istinaf da temyizde bunlar denetlenmişse Anayasa Mahkememizin bu alana girmemesi gerekir. Alana girdiği vakit bu sorunlar daha da artabilir. Hepimizin dikkatli olması gerekir” diye konuştu.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesince verilen hapis cezasının seçim öncesi kesinleşip kesinleşmeyeceğinin sorulması üzerine Akarca, yargılama sürecinin devam ettiğini, dosyanın önce istinafa gideceğini, belki de orada kararın kesinleşerek Yargıtaya hiç gelmeyebileceğini söyledi. Akarca, kararın Yargıtaya gelmesi halinde de öncelikle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca denetlenerek ilgili daireye gideceğini, istisnai durumlarda dosyaların öne alınabildiğini ancak bunun takdirinin yargılama sürecinde görev alan yargı mensuplarına ait olduğunu aktardı.

SOMUT ETKİLER DOĞURAN ÖNEMLİ BAŞARILAR

Akarca, yıllık bilgilendirme toplantılarının, yargının şeffaflığının ve topluma karşı hesap verebilirliğin bir gereği olduğunu kaydetti.

Akarca, Yargıtay’ın reform çalışmalarının ‘etik’, ‘şeffaflık’ ve ‘adli kalite’ olmak üzere üç ana sütun üzerine inşa edildiğini vurguladı. 2017 yılında geliştirilen etik sistem ile 2019 yılında İstanbul Bildirgesi’nin Birleşmiş Milletler’de kabul edilmesi, Yargıtay’ın hem ulusal hem de küresel ölçekte somut etkiler doğuran önemli başarıları olduğunu belirtti. Akarca, yapısal reformların üçüncü sütununu oluşturan ‘adli kalite’nin son iki yıldan beri en öncelikli çalışma alanları olduğunu belirterek, “Hepimizin üzerine titrediği yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı, yargıda dürüstlük, yargının şeffaflığı ve hesap verebilirliği ilkelerinin gerçek ve görünür olmasının en etkili yollarından biri adli kaliteyi artırmaktır” diye konuştu.

‘YARGITAY, GEREKÇELİ KARARLARI İLE KONUŞUR’

Akarca, ‘Yargıtay Gerekçeli Karar Yazım Rehberi’ne değinerek, Yargıtay’ın ülkede içtihat birliğini sağlamasının ve yargı hizmetinin kalitesini artırmasının en etkili aracının gerekçeli kararlar olduğunu kaydetti. Akarca, “Yargıtay gerekçeli kararları ile konuşur. Temyiz mahkemeleri bakımından gerekçe; hukuki güvenliği ve öngörülebilirliği sağlar, gereksiz davalar açılmasını veya kanun yollarına başvurulmasını önler, halkın yargıya duyduğu güveni korur ve artırır. Tutarlı ve istikrarlı gerekçeli kararlar, uyuşmazlıkların nasıl çözüleceği konusunda somut ve detaylı bir rehberlik sunarak kanun önünde eşitliği ve içtihat birliğini güçlendirir. Sonuç olarak, kaliteli gerekçeli karar, kaliteli adalettir. Bu nedenle, adli kalitenin önemli bir bileşeni olarak gerekçeli karar kalitesinin yükseltilmesi amacıyla yaklaşık 2 yıldan beri kapsamlı ve sistematik bir çalışma yürütülmüştür. Rehberde yer alan en önemli yapısal reform, temyiz nedenlerinin kararda özetlenecek olmasıdır. Bu şekilde, bireyler ileri sürdükleri temyiz nedenlerinin hangi sebeple yerinde görülmediğini karardan anlayabileceklerdir. Bu reformla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin verdiği ihlal kararlarının tekrarlanması da önlenecektir. Yargıtay kararlarının gerekçeli olması, istinaf ve ilk derece mahkeme kararlarının kalitesini de olumlu etkileyecektir” ifadelerini kullandı.

‘YAPAY ZEKA DESTEKLİ İÇTİHAT MERKEZİ’

Akarca, 2015 yılında tüm Yargıtay kararlarını istisnasız şekilde toplumun erişimine açtıklarını hatırlatarak, şeffaflık ve hesap verebilirlik bakımından bu girişim önemli olduğunu belirtti. Bununla birlikte bazı kararların da herhangi bir filtraj olmadan internet sitesinde olmasının, emsal karar arayanların işlerini zorlaştırdığını dile getiren Akarca, bunun üzerine, Yargıtay İçtihat Merkezinin yapay zeka destekli şekilde geliştirilmesi fikrinin doğduğuna vurgu yaptı. Akarca, “Bireysel olarak kullanıcıyı tanıyan sistem, kısa sürede ve kolay şekilde aradığı kararı bulmasına imkan verecek. Yapay zeka destekli Yargıtay İçtihat Merkezi en geç Haziran ayında faaliyete geçecek olup, bu sistem büyük ölçüde Gerekçeli Karar Yazım Rehberine göre tasarlanmıştır. Yargıtay İçtihat Merkezinde karar aranırken Rehberde yer alan ana başlıklara göre indeksleme ve sorgu da yapılabilecektir. Kararlar önem derecesi de dahil olmak üzere kullanıcının belirleyeceği çeşitli sorgu kriterlerindeki sıraya göre ekranda görülecektir. Kullanıcılar ilgilendikleri kararları sistemde oluşturdukları kendi dosyalarına da kaydetme olanağına sahip olacaktır” dedi.

Akarca, yakın gelecekte iş süreçlerinin, rapor kağıtlarının, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi karar özetlerinin, ilam taslaklarının da yapay zeka destekli olarak yapılmasının planlandığını söyledi. Akarca, “Planlanan bu teknolojik yeniliklerin hayata geçirilebilmesi için de Yargıtay kararlarının belli standartlara sahip olması gerekmektedir. Çalışmalarımıza standartlar getirilmesi halkın güvenini sarsan farklı ya da keyfi uygulamaları önleyerek yargı hizmetinin kalitesini de artıracaktır” ifadelerini kullandı.

‘TOPLAM DOSYA SAYISI 420 BİN 287’

Akarca, 31 Aralık 2022 tarihi itibarıyla Yargıtay hukuk daireleri ile Hukuk Genel Kurulunda toplam 64 bin 126, ceza daireleri ile Ceza Genel Kurulunda 293 bin 233, Cumhuriyet Başsavcılığında ise 62 bin 928 derdest dosya bulunduğunu, 2022 sonunda Yargıtay’daki toplam derdest dosya sayısının 420 bin 287 olduğunu belirtti. Akarca, derdest dosya sayısının 2016 yılı sonunda 1 milyon 438 bin 785, 2017 yılı sonunda ise 1 milyon 179 bin 027 olduğu dikkate alındığı bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesi ile birlikte son 6 yıl içerisinde Yargıtay’ın derdest dosya sayısında önemli bir azalma olduğunun ortaya çıktığını kaydetti.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir