Vegan yaşam ‘hız’ kesmiyor

Hanife Baş – Türkiye’de geri dönüştürülmüş ürünlere ilgi devam ederken, vegan giyim ve gıda akımı da büyüyor.

Vegan Derneği Türkiye Kurucu Başkanı Ebru Arıman, Türkiye’de gıda, kozmetik, kimya ve tekstilde vegan ürün oranının arttığını belirterek, “Veganlık çoğu zaman bir beslenme tercihi gibi algılansa da aslında bir yaşam felsefesi. Hayvanların sömürülmesine ve birer hammadde gibi metalaştırılmasına ve yaşamlarının değersizleştirilmesine karşı duran bir yaşam biçimi. Gıda, kozmetik, temizlik ürünleri, tekstil, kimya dışında sömürünün olabildiği her alanda bir vegan alternatif arayışı var” dedi.

Şu anda dünya nüfusunun ortalama yüzde 4’ünün vegan olduğunu aktaran Arıman, “Araştırmalar vegan ürünlere olan talebin veganlarla sınırlı olmadığını gösteriyor. Vejeteryan ve fleksitaryenler eklendiğinde vegan ürünlere dünya genelinde gösterilen talep yüzde 50’nin üzerinde. Vegan ürün pazarı giderek büyüyor. Bitki bazlı süt sektörü, şu anda toplam küresel bitkisel bazlı gıda pazarının yüzde 35’ini oluşturuyor. Vegan protein pazarına olan talebin dünyada 2035 yılına kadar 290 milyon dolara ulaşması bekleniyor. Avrupa’da veganların nüfusa oranı yüzde 2-3. Türkiye’de ise bu rakam yüzde 1’lerde. Ancak vegan nüfus giderek artıyor” bilgisini verdi.

Talepte artış var

Arıman, vegan ürün ve giyim seçeneğinin artmasının veganlığa yönelimdeki artışı da tetiklediğine işaret ederek, şunları söyledi: “Hızla artan vegan nüfusu üreticileri stratejik kararlar almaya zorluyor. Uzun dönemli pazar öngörüleriyle bu değişimi kalıcı ve köklü hale getiren üreticilerin sayısı hiç de az değil. Niş olarak görülen vegan ürün pazarında daha tercih edilebilir alternatifler oluştuğunu görüyoruz. Bitkisel ürün ikamelerinin kısa zamanda satış hacminin artmasıyla fiyat anlamında da ulaşılabilirlik kolaylaşıyor. Avrupa’da bitkisel süt içecekleri bu yıl ilk kez hayvansal süt fiyatlarının altında kaldı, bu oldukça önemli bir kırılım.”

Çevre dostu moda

Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Ramazan Kaya, pandemiyle beraber hızlı moda akımının kendini yavaş modaya ve vegan giyim akımına bıraktığını belirterek, şöyle konuştu: “İnsanlar evlere kapanınca çevreye ve doğaya daha fazla önem vermeye başladılar. Daha rahat ve konforlu giyinme öne çıktı. İklim değişikliğiyle tüketiciler yaşam şekillerini değiştirmeye başladı. Organik ve dönüştürülebilir ürünler tüketme yaygınlaştı şimdi buna vegan giyim eklendi. Daha doğal boya ve elyafların kullanıldığı giyim türü. Şu anda sektördeki payı yüzde 1’lerde. Ama giderek artacak. Önce insanların bilinçlenmesi gerekir. Şu anda insanlar tüketim alışkanlıklarını değiştiriyor. Çevre dostu ürünler talep ediliyor. Türkiye’de henüz döngüsel giyimin payı yüzde 1’lerde. Yeşil mutabakatla bu oran yüzde 20-30’lara çıkacak.”

Nasıl anlarsınız?

Arıman, tüketicilerin bir kıyafet ya da gıdanın vegan olup olmadığını nasıl anlayabileceği konusunda ise şunları söyledi:

“Vegan ürün her şeyden önce hayvan sömürüsünden uzak bir ürünü tarif eder. Ürün hayvansal madde içermemeli, hayvansal madde içeren işleme süreçlerinden geçmemeli ve hayvanlar üzerinde test edilmemeli. Bu ürün bir tekstilse yün, kürk, ipek, deri, keçe gibi malzemeleri ihtiva etmemesinin yanı sıra boyar maddeler ve işlemede kullanılan kimyasallar da hayvansal katkılar bulunmamalı” dedi.

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir