Seyhan Akıncı – İstanbul Concept Gallery’nin komşudan bir konuğu var bugünlerde. Farklı disiplinlerde üretimleriyle dikkat çeken Yunan sanatçı Andreas Georgidas’ın ünlü şair Konstantinos Kavafis’e ithaf ettiği sergisi “Come Back/Geri Dön”, 12 Şubat’a kadar ziyarete açık. Georgidas’ın sanatın anası olarak tanımladığı şiirle beslediği eserlerini ve İstanbul’un sanatına yansımasını serginin açılışında bir araya geldiğimiz sanatçıyla konuştuk.
İstanbul yakın coğrafyalarda yaşayan, yolu buradan geçmiş pek çok sanatçının üretimlerinde kendini hissettiren bir şehir. “Geri Dön/Come Back” sergisiyle konuk olduğunuz İstanbul, bir Dünyalı ve sanatçı olarak sizi nasıl etkiliyor?
İstanbul’la olan derin duygusal ilişkim geçmişte sanatıma yansıdı. Bu şehir beni her zaman etkiledi ve ilham verdi. Öte yandan beni evimde hissettiren ve buraya tekrar tekrar gelme isteğimi sürekli besleyen buradaki insanlarla olan dostluklarım ve ilişkilerim.
Bu sergiyi Kavafis’e ithaf ettiniz. Kavafis ile bağınızı ve onun sanatınıza olan yansımasını nasıl tarif edersiniz?
Resim serüvenim, ilhamını genellikle şiir ve edebiyattan alıyor. Kavafis en sevdiğim şairlerden biri olmaya devam ediyor. Bir şiirinden yola çıkarak yaptığım ilk çalışma 12 yıl önceydi. O zamandan beri, onun şiirsel evreninden istikrarlı ve kesintisiz bir şekilde ilham almaya devam ettim. Ve şimdi burada, çalışmalarımda yakaladığım duygular sizinle paylaşma fırsatı verildiği için çok heyecanlıyım.
Sergide gördüğümüz eserlerin ortaya çıkış sürecini konuşalım biraz da. Yaratım sürecinde neler deneyimlediniz? Karşımızda oldukça yalın ve bir o kadar çarpıcı eserler var…
Doğru ve dürüst bir şekilde yakalamaya çalıştığım şey, okuma ânında doğan duygu. Sergideki her eser İskenderiyeli büyük şairin bir şiirine atıfta bulunuyor. Aynı zamanda, tam da ona ilham veren şehrin, İskenderiye’nin tüm senografisini yeniden oluşturmaya çalıştım. Sokaklar, kafeler, evler, dükkânlar ve hepsinden önemlisi insanlar: Eserinin kahramanları. Öte yandan sessizliği, kelimeleri arasındaki boşlukları, virgülleri ve noktaları resmetmeye çalışıyorum çünkü her şairin çoğu zaman kelimelerin arkasına çok şey sakladığına inanıyorum.
Şiir genel olarak üretimlerinizde sizi etkileyen bir disiplin mi yoksa Kavafis’e özgü bir etkisi mi var şiirin sizde?
Bir kelimenin, bir fikrin, bir duygunun ya da bir düşüncenin bir imgeye metaforu gerçekten zor bir işlemdir. Ama aynı zamanda çok zorlu ve çekici. Şiir disiplini onunla uğraşan görsel sanatçıyı etkilemelidir. Temelde gereksiz olanı, daha az önemli olanı ortadan kaldırmanın, öze odaklanmanın bir yolu olarak. Ben sanatın anası olan şiirle söyleşide gücünü sınamaya devam eden bir sanatçı olarak kalıyorum. Ve birçok kez başarısız olmama rağmen cesaretim kırılmadı. Çünkü başarılı dönemlerde sanatçıya verilen bütünlük duygusu vazgeçilmezdir.
Türkiye’den şiirini bildiğiniz isimler var mı?
Çok var. Favorim Nâzım Hikmet. Benim gibi Selanik doğumlu. Küçüklüğümden beri okuduğum bir şair. Umarım bir gün ‘en güzel deniz’i resmedebilirim.
“Yeni ufuklar keşfetme arzusuyla meşgulüm”
Sanatın dijitalle daha çok temas hâlinde olduğu, NFT’lerin adının sıkça zikredildiği zamanlardayız. Farklı alanlarda üretimler yapan biri olarak bu etkileşimi nasıl yorumluyorsunuz?
Nereden gelirse gelsin, görüntünün hayranıyım. Ama bir sanatçı olarak beni her zaman ilgilendiren şey, sanatım aracılığıyla diğer insanlarla iletişim kurma niyetimdir. İşlerimde yarattığım imgelerde ancak başkalarıyla paylaşırsam ‘hayatta kalacak’ gizli hikâyeler, düşünceler ve ağırlıklı olarak duygular var. Dijital çağı yeni bir gerçeklik olarak anlıyorum ancak bahsettiğim bu etkileşime yardımcı olmak için işe yarayan veya yarayabilen bir gerçeklik. Göreceğiz…
Son olarak serginin adından yola çıkarsak birçoğumuzun geri dönmek istediği pek çok an var. Pep Guardiola’nın söylediği gibi bir yanıyla “Anılar gerçeklerden her zaman daha güzeldir” geri dönme fikri sizi ne sıklıkta yoklar?
Aslında hiçbir yere geri dönmek istemiyorum. Hayatım ve sanatım her zaman yeni ufuklar keşfetme arzusuyla meşgul. Serginin başlığı, açıkça Kavafis’in anısını çağırdığı ve ona hayatının ve duygularının anılarını getirmesi için çağırdığı “Geri Dön” başlıklı şiirine atıfta bulunuyor. Kavafis, şiirlerinde genellikle hafızanın hatırlanmasıyla çalışır. O asla şimdiyi tarif etmez, sadece geçmişteki bir anıyı tarif eder. Bu, bir hikâyeyi duygusal olarak çoğaltarak ve esaslara odaklanarak anlatmasını sağlar. Resmimde onun çalışma şeklini çok sık takip ettim.