Evrim Altuğ- 24 Şubat 2022’de, sabaha karşı Rusya’nın Kiev’e saldırısı ile başlayan ve şu âna dek 10 binlerin canına mal olan savaş devam ediyor. Ancak Ukrayna’nın kültür sanat tarihine kattığı değerler de yaşanan gelişmelerle kendini hatırlatmayı sürdürüyor. Gerek ülke gerekse Avrupa başta olmak üzere dünyanın pek çok noktasında düzenlenen sanat faaliyetleri üzerinden ülkenin hafızası ve dünya kültürüne katkısı yâd ediliyor. Biz de son 1,5 yıla yön veren kimi değerler ile etkinlikleri büyüteç altına almayı denedik:
Yaşanan son gelişmeler arasında 1933 Dnipro -bugünkü Ukrayna- doğumlu 89 yaşındaki sanatçı Ilya Kabakov’un 27 Mayıs 2023’teki kaybı öne çıkıyor. Vaktiyle SSCB topraklarında bulunan ancak bugün Ukrayna’nın dördüncü büyük kenti olan bu bölgeden yıllar önce ilk olarak Kafkasya, ardından Semerkand’a giden sanatçı, kariyerine 1950’lerde çocuk kitabı resimleyicisi olarak başlamış ve ardından ABD’ye göç etmiş olmasıyla tanınıyor. Bilhassa Bolşevik SSCB dönemini eleştiren yerleştirmeleriyle öne çıkan Kabakov, dünyaya sesini ilk olarak 1988’de New York’ta açtığı ilk kişisel sergisi “10 Karakter” ile duyurmuş bir figür olarak bu yapıtında küçükken hayatının bir bölümünü geçirdiği 10 odalı apartman dairesini yorumlamış olması ile hatırlanıyor. 2018’de Londra’daki Tate Modern’de retrospektifi büyük ses getirmiş olan, Venedik Bienali, documenta gibi önemli sergilere katkı sunmuş Kabakov, Rene Block küratörlüğünde 1995’te İKSV imzasıyla yapılan dördüncü İstanbul Bienali’ne de tarihi altüst eden “Post-Truth-Hakikat Sonrası” temalı ironik yerleştirmeleriyle katılmıştı.
Kültürel ve artistik çeşitlilik
Öte yandan, dünya sanat tarihine yön vermiş Ukrayna’nın modern sanat hafızası, Almanya’daki Kuzey Ren-Westfalya bölgesinde Köln’de yer alan Museum Ludwig’de açılan bir sergiyle şu günlerde vurgulanıyor: Müzenin “Şimdi ve Burada” üst başlıklı etkinlik dizisine dayalı olan “Ukrayna’da Modernizm” isimli sergi, 1900 ve 1930’ların sanat tarihsel gelişmelerine odaklanırken konuya günümüz perspektifi ile yaklaşıyor. 2 Haziran ile 24 Eylül arası yer bulan sergi ayrıca, konuyu çağdaş yaklaşımıyla yorumlayan sanatçı Daria Koltsova’nın eserlerini de gündeme alıyor. ‘Rus Avangardı’ denilen birikimin altyapısına yeniden bakış getiren etkinlikte, Museum Ludwig koleksiyonundan çıkan ve her biri Ukrayna’da yaşayıp çalışmış bulunan Alexandra Exter, Oleksandr Bohomazov, Kazimir Maleviç, Volodymyr Burliuk ve Vasyl Yermilov gibi yüzyıl önceden Ukrayna kültürünü biçimlendirmede rol oynamış sanatçıların eserleri izleniyor.
Bu isimler, Kiev, Kharkiv ve Odesa gibi kentlerden gelerek sanat tarihinde belirleyici kabul edilen Kübo-Fütürist, Suprematist ve Konstrüktivist eserler ortaya koymuş olmalarıyla öne çıkıyor. Konstantin Akinsha, Katia Denysova ve Olena Kashuba-Volvach’ın küratörlüğünde düzenlenen sergi, 80 tuval ve kâğıt üzeri esere ev sahipliği yaparken “Fırtınanın Gözü” adıyla daha önce de Madrid’deki Museo Nacional Thyssen-Bornemisza’da izlenmiş olmasıyla biliniyor. Sergide, Ukrayna Ulusal Sanat Müzesi ile savaştan sonra bölge dışına çıkarılan Kiev Tiyatro, Müzik ve Sinema Sanatları Merkezi’nden yapıtlara yer veriliyor. Sergi, Museum Ludwig’e özel koleksiyonlardan yapılan katkılarla da bütünleşiyor.
Oleksandr Bohomazov, Anatol Petrytsky ve Sarah Shor’un yanı sıra Boichukist’ler ve Yahudi Kültür Ligi gibi, Batı’da hayli az tanınmış sanatçı inisiyatiflerinin de yer bulduğu serginin, yüzyıl başında Ukrayna’da hayata geçmiş kültürel ve artistik çeşitliliği de yeniden gündeme taşıması bekleniyor.
Banksy’nin desteği
Öte yandan, duvar resimleri ile baskı resimleri dünya çapında ve müzayedelerde büyük ilgiyle karşılanan gizemli sanatçı-eylemci Banksy’nin Ukrayna’da şu âna kadar 10’a yakın eserinin bulunduğu, kendisi tarafından saygın kültür-sanat yayımı The Art Newspaper’a verdiği bir beyanatla kesinleşmişti. Banksy, 14 Kasım 2022’de gazeteye verdiği beyanda, Kiev ile ülkenin dış kesimlerindeki İrpin, Borodyanka gibi noktalara ‘orijinal’ yedi çalışmasını bıraktığını doğrulamıştı. Konu, sanatçının orijinal Instagram hesabından dünyayla da paylaşılırken, yüksek olasılıkla Britanyalı olduğu düşünülen sanatçı eserlerinde sandalye, delik, betonarme blok ve savaş hasarı gibi ‘doğal’ zeminleri birer koreografik çıkış noktası olarak kullanıyor. Yine anımsanacağı gibi bu yılın ilk günlerinde, sanatçının Hostomel’de yaptığı bir gaz maskeli insanı tasvir eden duvar resmi, bulunduğu yerden sekiz kişilik bir soyguncu çetesi tarafından sökülerek çalınmıştı. O dönemde yetkililer bu eserin büyük olasılıkla Ukrayna savaşının yararına yapılacak bir açık artırma ile satışa sunulabileceği yorumunda bulunmuş ve çete lideri 12 yıllık ceza ile karşı karşıya gelmişti.