*“10 Kasım Günü, Tuzla Piyade Okulu’nda yakasına Atatürk fotoğrafı takmak istemeyen teğmenlerle diğer teğmenler arasında arbede çıktı” haberi, Türkiye’de birçok olayda olduğu gibi siyasi tartışma meselesi haline getiriliyor.
* Önce olayın doğrusunu anlatmak lazım: 10 Kasım günü bir teğmen iğnesi olmadığı gerekçesiyle yakasına Mustafa Kemal Atatürk’ün fotoğrafını takmıyor, bu bir gerginliğe neden oluyor. Daha sonra birlik komutanı yüzbaşı, teğmene iğne veriyor ve Atatürk’ün fotoğrafının yakaya takılmasını sağlıyor. Fakat olay orada bitmiyor.
* 13 Kasım günü, arkadaşının Mustafa Kemal Atatürk’ün fotoğrafını yakasına takmak istememesinden rahatsız olan bir teğmen, diğer teğmenin odasının kapısına Atatürk’ün bir posterini asıyor sonra da tüm öğrencilerin bulunduğu WhatsApp grubundan ”Odanın kapısına Atatürk fotoğrafı astım, sıkıysa indir” diyor. O fotoğraf indiriliyor. Bunun üzerine diğer öğrenci arkadaşlarıyla beraber söz konusu teğmenin odasının önüne gidiyor.
* Aralarında çıkan arbede büyüyor. Atatürk fotoğrafını takmayan teğmen, hastaneye gidip darp raporu istiyor ama alamıyor. Bunun üzerine savcılığa gidip, suç duyurusunda bulunuyor.
* Yaşanan olayın özeti bu. Birden fazla kaynakla konuşarak ulaştığım Milli Savunma Bakanlığı’nın konuya bakışını ve Bakan Güler’in Atatürk fotoğrafı dememesi meselesini anlatayım:
* Şu ana kadar Türk Silahlı Kuvvetleri’yle ilişiği kesilen kimse olmamış. Konuya dair idari tahkikat bitmiş ve Yüksek Disiplin Kurulu ve adli süreç tamamlanana kadar olaya karışanlar geçici olarak görevden uzaklaştırılmış. Okul yöneticilerinin görevden uzaklaştırılmalarının sebebi de krizi yönetemeyip, böyle bir olaya mahal vermiş olmaları.
* Askerler “Silahlı Kuvvetler kurallarla yürür ve temeli disiplindir” diye düşünüyor ve bu olayda birden fazla kural ihlali ve disiplin sorunu olduğunu düşünüyorlar. Teğmenin emredilmesine rağmen fotoğrafı yakaya takmaması, diğerlerinin silah arkadaşının odasına giderek arbede çıkarması, darbedildiğini iddia eden teğmenin amirlerinin şikayetinin gereğini yapmasını beklemeden savcılığa suç duyurusunda bulunması gibi başlıkların hepsi birer kural ve disiplin ihlali…
* Mustafa Kemal Atatürk’ün fotoğrafının yakaya takılmaması meselesinde biz daha duygusal bakıyoruz ama askerler her ne kadar Atatürk konusunda hassasiyetleri olsa da farklı bir noktadalar. Onlar için öncelikle buradaki sorun, verilen emre uygun davranılmaması. Yakaya takılması emredilen fotoğrafın ülkemizin kurucusuna ait olması tabii ki önemli. Ama yakaya fotoğraf takılacak emrine uyulmadığı zaman o fotoğrafın Mustafa Kemal Atatürk’ün ya da bir şehidin fotoğrafı olması kural ihlali açısından bir farklılık sağlamıyor. Askerler için sorun disiplinin bozulmuş olması. Olayın duygusal yönü tabii ki farklı.
* Atatürk fotoğrafını takmayan diye biliyoruz ama doğrusu takmak istemeyip de yüzbaşı iğne verince takmak zorunda kalan genç teğmen ve arkadaşlarının çeşitli cemaatlerle bağlantılı olduğu iddiaları da, araştırılan konulardan birtanesi.
* Konuştuğum kaynaklar, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in Atatürk fotoğrafı dememesinin, siyasi tartışma konusu yapılmasından çok rahatsız olmuşlar. Bakan Güler’in Atatürkçülüğünü kimsenin sorgulayamayacağını, söz konusu açıklamasında kullandığı “takması gereken fotoğraf” ifadesinin de askerlerin kural ve disiplin ihlali üzerinde durmalarından kaynaklandığını söylüyorlar. Dedim ya, askerler için asıl problem, verilen emre aykırı hareket edilmiş olması.
* Olayın görmezden gelinir yanı yok elbette. Mustafa Kemal Atatürk’ün fotoğrafını yakasına takmak istemeyen bir subay adayının olması bir sivil olarak beni son derece rahatsız ediyor. Kendi adıma Atatürk’ün fotoğrafını takmak istemeyen teğmen de, silah arkadaşının odasına gidip arbede çıkaran diğer teğmen de en büyük haksızlığı üniformasını giydikleri kuruma ve dünyanın 3 kıtasında, şehitler vererek terörle mücadele eden arkadaşlarına yaptılar.