Uzay yolculuğunun hem bedensel hem de zihinsel olarak insanları etkilediği bilinen bir gerçek. Gelecekteki uzay yolculuğunun insanlar üzerindeki etkileri göz önünde bulundurularak Belçika’da yapılan yeni çalışma, g-kuvveti değişimlerine maruz kalan savaş pilotlarını odağına aldı.
Uzay yolculuğunun anahtarı savaş pilotlarında
İnsan beyni son derece benzersiz bir yapı. Bu yapının kesinlikle sabit olmadığını, durumlara göre değişebildiğini biliyoruz. Beynin bu yapısal veya fizyolojik değişikliklere uğrama yeteneği nöroplastisite olarak adlandırılıyor. Ancak yerçekiminin olmadığı ortamlarda seyahat etmenin sağlığa zararlı olabileceği, özellikle de uzun mesafeli uzay görevlerinin bilişsel sorunlara yol açabileceği önceki araştırmalarda ortaya konmuş durumda. Dolayısıyla beynimizin yerçekimine karşı ciddi bir hassasiyeti var diyebiliriz.
Yapılan çalışmada 1.025 saatlik F16 uçuş deneyimine sahip erkek pilotlar ile pilot olmayan bir kontrol grubu arasındaki farklar karşılaştırıldı. Fonksiyonel beyin bağlantısındaki değişiklikleri gözlemlemek için katılımcıların manyetik rezonans görüntüleme (MRI) taramaları yapıldı. Basitçe söylemek gerekirse, beynin farklı bölgelerinin birbirleriyle olan etkileşimine bakıldı.
Türünün tek örneği araştırma
Sonuçlar gösteriyor ki daha fazla uçuş saati olan pilotlar, deneyimi az olan pilotlara göre daha fazla beyin değişikliği sergiledi. Bu da, nöroplastisitenin uçuş deneyimiyle orantılı olarak arttığını gösteriyor. Ayrıca, daha deneyimli pilotlar, beynin bir jeti uçurmak için gereken karmaşık bilgileri işlemekten sorumlu alanlarında artan bağlantı gösterdi. Türünün ilk örneği olan bu çalışmada toplanan verilerin, uzay yolculuğunun beyin işlevi üzerindeki etkisini daha iyi anlamak için tasarlanan gelecekteki araştırmalarda kullanılabileceği umuluyor.