“Fransızlar, Türkler gibi mert bir milletle savaştıkları için daima iftihar edebilirsiniz.”
General Henri Gouraud’un, Çanakkale’den ülkesine döndükten sonra kurduğu cümledir bu.
Kendi ağır yarasının üzerine saman basıp, annesinin resmini gösteren Fransız askerinin yarasını gömleğiyle saran Türk askerini gören generalin başka türlü bir cümle kurması beklenemezdi zaten.
İngilizlerin ünlü 6. Tümeni’nin Komutanı General Townshend, 1916’da Kut-ül Amare’de, Halil Paşa komutasındaki Türk askerlerince esir alındı.
Yaklaşık 2,5 yıl süren esaretinin büyük kısmını İstanbul’da Heybeliada ve Büyükada’da geçirdi.
Esir olduğu yıllar boyunca gördüğü muameleden o kadar çok etkilendi ki, Mondros Ateşkes Antlaşması’nda aracılık etti.
Ülkesine döndükten sonra Avam Kamarası üyesi oldu, Kurtuluş Savaşı sürerken Anadolu’ya geldi, Mustafa Kemal Atatürk ile görüştü, esiri olduğu Türklerin dostu olarak yaşadı.
Yunan Ordusu Başkomutanı Trikopis’in hikayesini biliriz. Mustafa Kemal Atatürk, düşman ordularının başkomutanına son derece kibar ve saygılı davrandı. Trikopis, ülkesine iade edildi. Yunan General yıllar sonra verdiği bir demeçte, Anadolu’daki işgalin çok, çok büyük bir hata olduğunu söyledi.
Dünya üzerinde savaştığı düşmanlarının saygısını kazanmış kaç ordu var acaba?
★ ★ ★
Bu uzun girişi yapmamın sebebi, terör örgütü PKK.
PKK 2019’daki Barış Pınarı Harekâtı sırasında yediği ağır darbeyi durdurabilmek adına kimyasal silah planını devreye sokmuştu.
Sahip olduğu kimyasal silahları Semelka Sınır Kapısı’ndan Kamışlı‘ya getiren terör grubu, sivilleri katledip, bunu Türk Ordusu yaptı demeye hazırlanıyordu. Amaçları Türkiye’ye karşı uluslararası destek kazanmak ve harekâtın durmasını sağlamaktı.
Türk istihbaratı durumu tespit etti ve hemen terörün hamisi ABD’ye bildirdi. Washington artık ne söylediyse o planlarını hayata geçiremediler.
Terör örgütü şimdi Irak’ın kuzeyinden sökülüp atılma noktasında olduğunun farkında ve benzer bir hazırlık içerisindeydi.
Fakat Türkiye’nin istihbarat birimleri terör örgütünü yine yakaladı.
Sipan ve Mahmut isimli iki teröristin Esad güçlerinden Menbiç-Arime bölgesinde aldıkları kimyasal silahları, bir süre Karakozak ve Çeşebiye bölgesinde tuttukları, ardından Irak kuzeyinde 15 farklı noktaya naklettikleri tespit edildi.
Bu işler için görevlendirilmiş 60 kişilik bir birimleri var ve Talabani’ye bağlı istihbarat birimi Parastinu Zanyari ile birlikte hareket ediyorlar.
Senaryo bildiğimiz senaryo da bizim konuşmamız gereken şey başka…
★ ★ ★
Kimyasal silahlar en çok Birinci ve İkinci Dünya Savaşı’nda kullanıldı.
Kimyasal silahı kullananlar hep zor durumda kalanlar, girdikleri savaşı kazanmaktan başka çaresi olmayanlardı.
Dünya savaşlarından sonra ABD, Vietnam’da, Saddam Halepçe’de, Esad Suriye’de yerel halka karşı kimyasal silah kullandı.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin terör örgütüyle verdiği mücadelede kimyasal silah kullanmaya ihtiyacı yok, zira envanterindeki silahlar, sahip olduğu tecrübe, alan bilgisi, şehitliği en yüce mertebe gören inancı zaten mücadelenin kazanılması için yeterli.
İlginç bir bilgi aktarayım: 6 Şubat depremlerinin ardından Hatay’da, 8. Komando Tugayı’nı ziyaret etmiştim. Irak’tan döneli iki ay olmuştu.
Tugay içerisinde 3 şehit veren, sözleşmeli 824 askeri depremzede olan bir tugay, 8. Komando Tugayı.
O gün şehirdeki durumu konuşurken bir komutan, mağara operasyonlarında kullandıkları drone ve hiltileri kendi yerlerine gelen birliklere bıraktıklarını anlatmıştı. Kimyasal silah kullanan bir ordu neden envanterinde drone ve hilti bulundursun ki?..
★ ★ ★
Gelelim işin daha acı tarafına:
El Kaide sempatizanlarının ABD’nin Afganistan’ı işgali sırasında uyguladığı taktiklerle ilgili Avrupa’da protesto eylemi yapması mümkün mü?
Hayali bile imkânsız, değil mi?
Buna karşın PKK terör örgütü, AB terör listesinde olmasına rağmen, Avrupa’nın dört yanında eylem yapabiliyor ve çoğu zaman Türk Ordusu’nun kimyasal silah kullandığı yalanının propagandasını yapabiliyor.
Bu da başta Fransa ve Almanya olmak üzere “müttefiklerimizin” büyük utancı.
Irak’ın kuzeyindeki terörü tamamen söküp atacak harekât başladığında, PKK’nın propagandasına alet olacaklara tavsiyem, geçmişte kimyasal silahların kullanıldığı yerlere bakmaları. Kimyasal silahı hep kaybedenler kullandı, Türkiye’nin terörle mücadelesinde kimyasal silaha ihtiyacı yok.