Türkiye’de ilk kez 1993 tarihinde kullanılmaya başlanan internet, özellikle 70’li ve 80’li yıllarda doğanların çocukluk ve gençlik dönemlerini doğrudan etkiledi. 2000 ve sonrasını ifade eden Milenyum ve teknoloji çağıyla birlikte artık hayatımızın vazgeçilmezi olsa da internet 90’lı yıllarda yalnızca bir avuç kişi tarafından kullanılıyordu. 1993 ila 1996 yılları arasında Türkiye’deki üniversitelerin birçoğu ve bazı kamu kuruluşları ODTÜ üzerinden internete bağlanıyordu. Türkçe içerikli ilk internet siteleri ise ODTÜ ve Bilkent Üniversitesi’ne aitti. 90’lı yılların sonlarına yaklaşıldığında ise başta Ekşi Sözlük olmak üzere birçok internet sitesi yayın hayatına ‘Merhaba’ dedi. Ekşi Sözlük dönemi öncesinde ise birçok kişi HiTNet üzerinden birbirleriyle haberleşiyor, hatta zirveler düzenleyip etkinliklere imza atıyordu.
90’lı yılların en kıyıda köşede kalmış sembollerinden HiTNet bugünlerde “Türkiye’nin ilk internet mesaj ağı” olarak bilinse de burada etkin rol oynayanlar için bir sanal ortam olmanın çok ötesindeydi. Peki Türkiye’nin ilk internet mesaj ağı HiTNet’te neler yaşanıyordu? Türkiye’de IT sektörünün gelişimine önemli katkıda bulunan insanların 90’lı yıllardaki kesişim noktası HiTNet, Türkiye’nin internet tarihinde neleri değiştirdi? Türkiye’nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal gerçekten HiTNet’in ilk döneminde orada mıydı? Bir döneme damga vuran HiTNet’i Ekşi Sözlük kurucusu Sedat Kapanoğlu, Beygir BBS Sysop’u ve emekli bilgisayarcı Didem Kamoy ve Gecko BBS Sysop’u ile HiTNet’in Sucuklu KEK’i Doruk Fişek ile konuştuk.
TÜRKİYE’NİN İLK İNTERNET MESAJ AĞIYDI
Ekşi Sözlük’te ‘SSG’ takma adıyla bilinen Sedat Kapanoğlu, Türkiye’nin ilk internet mesaj ağı HiTNet’i, “Henüz evden internet erişiminin olmadığı 90’lı yılların başında farklı şehirlerden insanların birbirleriyle dijital yoldan iletişime geçtiği, telefon hatları üzerinden bilgisayarları bağlayan bir iletişim ağıydı” sözleriyle özetledi. HiTNet’in aslında yurt dışında 80 ve 90’larda oldukça popüler olan FidoNet ağının Türkiye şubesi olarak da görülebileceğini söyleyen Kapanoğlu, bu ağın tamamen devlet kontrolü dışında ve bireysel çabalarla geliştirilmiş bir oluşum olduğuna vurgu yaptı.
“HiTNet, Türkiye’nin her yerinden farklı görüşteki insanlarla çok hızlı ve ucuz iletişim imkânı tanıyordu” diyen Kapanoğlu, daha önce Türkiye’de buna benzer bir oluşumun olmadığına dikkat çekerek, “İnsanlar en fazla fanzinlerin, dergilerin ‘okur mektupları’ köşelerinden tanımadığı insanlarla yazışır, atışırdı. HiTNet bunu ışık hızına çevirdi. Bilgisayarınızdaki modemle bağlanabildiğiniz BBS (Bulletin Board System) adı verilen bilgisayar tabanlı hizmetler vardı ama sadece bulunduğunuz şehre ucuza bağlanabiliyordunuz. Aksi halde şehirlerarası pahalı tarife ödemeniz gerekiyordu. HiTNet bu sorunu BBS’ler arasında bir iletişim ağına dönüşerek çözdü” açıklamasında bulundu.
AÇILIMI ‘HI, TÜRKİYE NET’
Türkiye’nin en uzun soluklu yabancı dizi sitesi 22dakika’yla birçok kişinin yakından tanıdığı Didem Kamoy ve Doruk Fişek ikilisi de birbirlerini HiTNet’te tanıyan ve hatta evlenenler arasında. HiTNet’in bir ‘e-posta listeleri grubu’ olduğunu söyleyen Didem Kamoy, genç yetişkinlerin bu kavramı daha net kavraması için şunları söyledi:
“Evvel zaman içinde 90’ların başlarında, daha birçok kişinin modem ne demek bilmediği, çoğu evde bilgisayar olmayan, internetin isminin bile duyulmadığı, cisminin ancak bazı üniversitelerin bazı akademisyenleri tarafından damlalıkla kullanıldığı bir dönemi hayal edin. Evinde ya da iş yerinde BBS (bulletin board system) denilen şimdinin sunucuları diyebileceğimiz bilgisayarlar besleyen insanlar düşünün. Önceleri bu bilgisayarlar yoluyla sadece dosya alışverişi yapılıyordu. Sonra ‘Avrupa’da Fidonet diye bir mesaj ağı varmış, Türkiye’de de kursak ya?’ diyen güzel insanlar HiTNet’i (Hi Türkiye Net) kurmaya karar verince ülkemizde birçok insan, çok güzel bir oluşumun parçası olma şansını yakaladı.”
Doruk Fişek ise HiTNet’i bugünün sosyal medya platformlarına benzetebileceğimizi söyledi. Fişek, “Bugün çalışan sosyal medya platformlarından farklı olarak Türkiye’de o dönem internet yaygın olmadığı için bilgisayarlar birbirlerine telefon hatları üzerinden ve telefon hatlarının da pahalı olması sebebiyle ‘zaman zaman’ bağlanıyordu. Yazdığınız bir yazının herkese ulaşması zaman aldığı için etkileşim de oldukça gecikmeliydi. Teknoloji el vermediği için sadece yazıyla haberleşiyordunuz. Görüştüğünüz kişinin fotoğrafı ya da videosu yoktu. İnsanlar gerçek isimleriyle yazmak zorundaydı” diye konuştu.
Didem Kamoy
‘YASA DIŞI BİR ÖRGÜTE GİRDİĞİMİ DÜŞÜNDÜLER’
Peki yalnızca bir avuç insanın kullandığı HiTNet’le onların yolu nasıl kesişti? Eskişehir’in ilk yerel BBS’i ES BBS’in kurucusu Mehmet Öztürk’ün kendisinin yakın arkadaşı olduğunu söyleyen Sedat Kapanoğlu, HiTNet’i keşfedişini şöyle anlattı:
“Aralık 1994’te bir akşam teknik konulara çok meraklı bir abimiz olan Necdet Yumurtacı’nın kauçuk dükkanında buluştuğumuzda bana BBS kurduğundan bahsetti ve benim de yardımcı yönetici (Cosysop) olmamı istedi. Ben de ilginç bulduğumdan kabul ettim. Tam o dönem Mehmet ES BBS’i Hitnet ağına da entegre etmişti. Oraya mesajlar yazmaya başladım. Tanımadığım insanlardan gördüğüm sıcak yaklaşım, kafa dengi bir sürü insana denk gelmem nedeniyle beni çok içine çekti. Yıllar boyu da içinde kaldım.”
HiTNet’i bilgisayar mühendisliği bölümünde okuyan Giray isimli bir arkadaşı sayesinde keşfettiğini söyleyen Didem Kamoy ise hikâyesini şöyle anlattı: “Üniversitede ikinci yılımdı. Giray bana ‘HiTNet diye bir şey var. Sen de zaten bilgisayar başından kalkmayan bir tipsin, tam senlik’ dedi. Akademisyen olan babasının kullanmadığı eski ve yavaş bir modemi geçici olarak bana verdi. Sonrasında başından kalkmadığım, ailemin yasa dışı bir örgüte girdiğim korkusuna kapılmasına bile yol açacak kadar gecemi gündüzümü bilgisayar başında geçirdiğim HiTNet maceram başladı. Sadece 2-3 ay sonra HiTNet’teki arkadaşlarımla bir buluşmada bana doğum günümde bir modem hediye edecekleri samimiyete varmıştık.”
Doruk Fişek ise uğradığı bir bilgisayarcıda çalışan biri sayesinde Hitnet’ten haberdar olduğunu söyledi. Fişek, “Bu arkadaşım bana modem almam konusunda bir süre ısrar ettikten sonra şehir dışına giderken kendi modem kartını getirdi ve bilgisayarımın içine taktı. Böylelikle HiTNet’e bağlandım ve sonrasında kendime bir modem aldım. O kişiyle uzun bir süre dostluğumuz oldu, hâlâ haberleşiriz” dedi.
‘KURTLAR VADİSİ BARONLAR KONSEYİ GİBİ BİR ORGANİZASYONDU’
HiTNet’te nasıl bir işleyiş vardı? Sedat Kapanoğlu ve Didem Kamoy anlattı:
* Sedat Kapanoğlu: “HiTNet’te benim olduğum 1995-1997 yılları arasındaki dönemde 500 kişi vardı ama tepe noktası olarak bin kişiye yaklaşmış da olabilir.”
* Didem Kamoy: “Yemek, politika, din, genel, güzel sanatlar, oyun, müzik, cinsellik, edebiyat, evcil hayvanlar, teknik, mizah ve daha nice grup (liste) vardı. Bilgisayarlarımızdaki şimdinin e-posta programlarına benzer programlar ile mesaj yazıp gönderme ve indirmeyi yapabiliyorduk.”
* Sedat Kapanoğlu: “Mesajların Türkiye’ye dağıtılması BBS’ler arasında oluyordu. Bir şehirdeki yerel BBS kendisine o şehirden yollanan mesajları toplayıp biriktiriyor, gece yarısından sonra şehirlerarası tarife ucuzladığı zaman tek bir pakete sıkıştırıp HUB adı verilen merkezi bir BBS’e yolluyordu. Mesela İç Anadolu bölgesi Hub’ı Ankara’da Murat Ilıman tarafından yönetilen ADA BBS’ti.”
* Didem Kamoy: “O yıllarda evden sabit hatla uzun uzun telefonda kalma lüksümüz yoktu elbette. Telefonun açık kaldığı her saniye paraydı. O yüzden mesajlaro çevrim dışı yazar ve okurduk. Sonra üye olduğumuz bir BBS’e bağlanıp mesaj çek/gönder yapar ve alelacele inerdik hattan. Bu dosya (mesaj) alışverişi sırasında ev ahalisinin telefonu kaldırmaması da çok önemliydi. Aksi halde gönderdiğimiz ya da çektiğimiz dosya paketi yalan olurdu.”
Sedat Kapanoğlu
* Sedat Kapanoğlu: “Kullanıcılar HiTNet’e bağlı herhangi bir BBS’e bilgisayarlarıyla bağlanıp kendilerine ait yeni gelen mesaj paketlerini bilgisayarlarına indiriyorlardı. İndirme işlemi bitince hattı kesiyor, mesajları bilgisayarlarında okuyup yanıtlıyor, sonra yanıt ve yeni mesajlarının olduğu paketi yine tek seferde BBS’e yolluyorlardı. Böylece hem telefon hatları meşgul olmuyordu hem de telefon faturasına çok yük binmiyordu. Çok hesaplı bir iletişim yöntemiydi.”
* Didem Kamoy: “Her grubun moderatörü vardı. Her fikre her çeşit insana özgürlük tanıyan bir ortam yaratmaya çalışıyorduk. Hakaretler, küfürler uçuşmasın diye moderatörler dahil olurdu. Grup açtırmak için bir kişinin moderatörlüğüne gönüllü olması yeterliydi. Örneğin bu sayede müzik diye bir grup olduğu gibi rock müzik diye başka bir grup da vardı.”
* Sedat Kapanoğlu: “HiTNet’in işleyişi TUZUK.TXT gibi bir metin dosyasındaki tüzükle belirleniyordu. Bu tüzüğün içeriğinin güncellenmesi ve düzeltilmesi bir konsey tarafından yapılıyordu. Konseyler, komiteler, koordinatörler vardı. ‘Kurtlar Vadisi Baronlar Konseyi’ gibi bir organizasyondu. Ben HiTNet’in o tür kısımlarını o dönem çok incelememiştim ama kusursuz işleyen bir sistemdi. Yıllar boyunca hiçbir teknik bir aksaklık yaşadığımızı hatırlamıyorum.”
* Didem Kamoy: “Sistemin herkesin kendi adı soyadı ile yazması ve gerçek kişi olması gibi bir önceliği vardı sistemin. Bunu kontrol yöntemleri vardı ama elbette uydurma isimlerle etrafından dolaşanlar çıkıyordu. Yine de büyük çoğunluk kendi adı soyadı ile bulunuyordu. Başkası olmaya ihtiyaç olmuyordu. Olanları da tahmin ediyorduk.”
‘OKUL GİBİ OLDUĞUNU HEP KONUŞURUZ’
HiTNet’in hem Türkiye’deki internet kültürünü şekillendirdiğini hem de Ekşi Sözlük’ün ilham kaynaklarından biri olduğunu söyleyen Sedat Kapanoğlu, “Türkiye’de internetin ilk yaratıcı işleri HiTNet’çiler arasından çıktı. Çünkü hazırladı ve hemen adapte oldular” dedi. Kurduğu popüler sözlük sitesinin ilham kaynağının HiTNet olduğunu belirten Kapanoğlu, “1995 yılında HiTNet’e yazdığım mizah yazılarında ‘içinde akla gelebilecek her bilginin olduğu sonsuz bir bilgi kaynağından rastgele koparılmış sayfalar’ tarzında içerikler yazıyordum. O dönem imkânsız diye düşündüğüm bu olgu internetle tanışınca daha olası göründü ve Ekşi Sözlük’e yol açan unsurlardan biri oldu. Keza ‘Zirve’ adındaki gerçek mekan buluşmaları kültürünü de yine sözlükte devam ettirdik” dedi.
“HiTNet’e dahil olabilmiş birçok arkadaşım ile ne zaman eski günleri yad etsek bir okul gibi olduğunu konuşuruz” diyen Didem Kamoy ise HiTNet’çilerin meraklı ve yeni şeyler öğrenmeye istekli tipler olduğunu söyleyerek şöyle devam etti:
“Öyle bir zamanda o sisteme dahil olabilecek altyapıda insan sayısı az olduğundan çok da ortalama insanların gezindiği bir yer değildi bence. Takdir edersiniz ki çoğunluk ‘boş olmayan geek’ idi. Meraklı ve öğrenmeye istekli tipler vardı. Sürekli yazışarak iletişim kurmak gerektiğinden ve bol sayıda öğretmeye istekli dil bilgisi polisimiz de bulunduğundan bir dolu insanın kendini yazılı olarak doğru ifade etme becerisi kazandığına defalarca tanık oldum.”
Doruk Fişek
‘SÖZLÜK’TEKİ ‘İLK NESİL YAZARLAR HİTNET’ÇİYDİ’
İnternetin yaygınlaşmasıyla birlikte HiTNet de düşüşe geçti ve 2000’li yılların sonlarında kapandı. Peki bu bir doğal süreç miydi yoksa başka bir şekilde ilerlenebilir miydi? Sedat Kapanoğlu bu soruyu, “Bence HiTNet zaten 1997 yılında düşük ücretli internet hatları geldiği an bitmişti, sadece bunu idrak etmesi uzun sürdü” diye yanıtlarken Didem Kamoy ise, “Doğal bir süreç oldu ama olmaması için kendim de dahil olmak üzere çok çaba sarf eden kişi olduğunu inkâr edemem. Bir süre e-posta programlarımızla e-posta listeleri şeklinde devam etmeye çalıştık ama o da sistemimizin tekelliğinin kalmaması, rafine insan dokusunu kaybetmemiz ile istediğimiz kıvamı yakalayamayıp eridi gitti” dedi.
Doruk Fişek ise “Aslında 1999 sonu 2000’in başı gibi kapandı. Süreci doğal buluyorum. Teknoloji geliştikçe dünya değişti. HiTNet, 1990’ların teknolojilerine göre artıları ile eksileri oluşturulmuş bir yapıydı. Farklı teknolojilerle yapıyı değiştirdiğinizde, HiTNet’i HiTNet yapan şeyleri de ortadan kaldırırdınız. Özellikle Ekşi Sözlük’te ‘ilk nesil yazar’ olarak geçenler arasında HiTNet kullanıcı sayısının hiç de az olmadığını hatırlıyorum” diye konuştu.
‘TORUNU OLANLAR DA VARDI, ORTAOKULA GİDENLER DE’
HiTNet zirvelerinde neler konuşulurdu? Sedat Kapanoğlu ve Didem Kamoy anlattı:
* Sedat Kapanoğlu: “Zirvelerin en büyük amacı tanıdığın, yazıştığın ama hiç görmediğin insanlarla yüzyüze görüşmekti. Bir mekana gidilir, beraber bir şeyler yenilir-içilir, beraber muhabbet edilirdi. Konuşulan ve tartışılan şeyler genelde HiTNet gündeminden konular ve geyikler olurdu.”
* Didem Kamoy: “Çoğunlukla Ankara ya da İstanbul’da genel bir çağrı yapılır, bir yerde buluşulup oradan bir kebapçıya ya da birinin evine/ofisine gidilir, saatlerce her telden konuşmaya devam edilirdi.”
* Sedat Kapanoğlu: “Sadece kafanda canlandırdığın bir sanal kişinin gerçek halini görmek bile fantastik bir tecrübe. Mesela çok despot, ters biri sandığın adamın ne kadar şeker gibi bir insan olduğunu görmek gibi etkileri olurdu.”
* Didem Kamoy: “Şehirlerarası yol tepip zirvelere gitmişliğimiz, birbirimizin evlerinde kalmışlığımız çoktur. İstanbul-Ankara Anadolu Ekspresi’nin kuşetli vagonları ve o eski yemek vagonu hayatta olsaydı size çok şey anlatabilirdi.”
* Sedat Kapanoğlu: “Zirvelerde tanışıp çıkmaya başlayan çiftler olurdu. Zirve sonrasında bir ‘zirve raporu’ yazar yollardık ki gelemeyenler kıskansın, özensin diye. Bu raporlar sonraki zirveye katılımı artırırdı ve yaşananların yazılı bir kaydı kalmış olurdu.”
* Didem Kamoy: “Zirvelerde elbette bol bol dedikodu da yapılırdı. Herkesin sevdiği sevmediği insanlar ve konular vardı sonuçta. Laf lafı açardı. Yaş yelpazemiz çok genişti. Ben girdiğimde üniversitede ikinci yılımdı ve genç tayfadaydım. Aramızda torunu olanlarımız da vardı, ortaokula gidenlerimiz de… Başlarda zirveler geç saati bulursa çorbacıya gidilip oradan evime bırakılırdım ağabeylerim tarafından. Birkaç yıl sonra minik arabasına 7 kişiyi kucak kucağa doldurup servis yapan kişi de yine bendim.”
‘EMRE TAŞÇI FAKE Mİ, HÂLÂ BİLMİYORUM’
HiTNet’e dair unutamadıkları anılar hangileri? Sedat Kapanoğlu, Didem Kamoy ve Doruk Fişek anlattı:
* Sedat Kapanoğlu: “Emre Taşçı fake mi?” konu başlığıyla “Emre Taşçı adında bir HiTNet kullanıcısının fake olup olmadığına dair bir tartışma çıkmıştı. O tartışma yıllarca sürdü. HiTNet tarihinin en uzun soluklu tartışması olabilir. Emre Taşçı fake mi, hâlâ bilmiyorum, en son Facebook’ta ekliydik kendisiyle.”
* Didem Kamoy: “Bir ‘Anında mesajlaşma (instant messaging) programı’ yazma fikrine ‘Ya kim kullanacak öyle bir şeyi? Boşversene’ denildi ve sonra ICQ uygulaması popüler oldu. Bir de Sedat Kapanoğlu, Ekşi’yi hazırladığı sırada benden test kullanıcısı olmamı istedi ve ‘Bu ne gereksiz, saçma bir proje’ diyerek burun kıvırmıştım.”
* Doruk Fişek: “HiTNet’te ‘Alev Alev’ isimli bir arkadaşımız vardı. Sahte bir isim olduğunu düşünen çok kişi olurdu, tanıdığımız birileri onunla tanıştığı için onun ‘gerçek’ olduğunu bilirdik. Bir gün HiTNet’e birisinin ilk mesajı düştü. Gönderen kişi ‘Bahadır Bahadır’, alıcı da ‘Alev Alev’ gözüküyor. ‘Yok artık’ dedik ve ona hep beraber sahte isim kullanıyor diye yüklendik. Sonra yüz yüze
tanıştık ve gerçekten ismi Bahadır Bahadır’mış. Kasıtlı da değil, ilk mesajı gerçekten Alev Alev’in bir mesajına yanıtmış.”
TURGUT ÖZAL GERÇEKTEN HİTNET’TE MİYDİ?
HiTNet’e dair ciddi şehir efsaneleri de internette dolaşıyor. İçlerinden en popülerleri ise bir döneme damga vuran ‘Biri Bizi Gözetliyor’ yarışmasının ilk sezonunda yer alan BBG Zeynep’in (Değirmencioğlu) ve Türkiye’nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın da HiTNet’te olduklarına dair söylentilerdi. Peki bunlar gerçek miydi? HiTNet’te gerçek isim politikası olduğunu ancak gerçek isim teyidinin BBS’lere bırakılmasından ötürü kimsenin gerçek adından yüzde 100 emin olunamayacağını söyleyen Sedat Kapanoğlu, “Bu gerçek isim politikası bana göre hep saçmadır. Mesela HiTNet’te üç tane Mehmet Öztürk vardı. Benim arkadaşım olan ‘Mehmet Öztürk2’ olarak geçiyordu” dedi.
Turgut Özal’ın HiTNet’e girmesinin zamanlama açısından imkânsız olduğunu söyleyen Kapanoğlu, “Turgut Özal’ın HiTNet’te olması imkânsız çünkü HiTNet kurulduktan çok kısa bir zaman sonra hayatını kaybetmişti. Zeynep Değirmencioğlu’nu hatırlayamadım ama Bizimkiler’deki Almancı Davut’u oynayan Selçuk Uluergüven’in oğlu olan ve 2004’te henüz 21 yaşında kaybettiğimiz yetenekli oyuncu Eren Uluergüven bir HiTNet kullanıcısıydı” dedi. Doruk Fişek ise 90’larda popüler olan Acil Servis grubunun solisti Ertan Kızıltan’ın da bir HiTNet’çi olduğunu söyledi.