Türkiye’nin dört bir yanında var! El Cezeri’den Mimar Sinan’a deprem terazisinin 2 sırrı

Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr – Deprem bölgesi olan Anadolu toprakları tarihte her medeniyetten insanlara ev sahipliği yaptı. Farklı devletlerin en özel mimari eserleri asırlarca büyük depremlere meydan okudu. Yapıların ayakta kalmasını sağlayan sağlamlık sırrının yanında hasar tespiti için de önemli bir sistem kullanılıyordu. Artukluların 800 yıl önce Diyarbakır’da kurduğu Mesudiye Medresesi de deprem terazisinin kullanıldığı tarihi yapılardan biriydi. Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüklerindeki depremler sonrası medresede yapılan hasar tespit çalışmalarında yapının hasar almadığı anlaşıldı. Peki deprem terazilerinin geçmişten bugüne önemi ne? Dicle Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Zeynel Fuat Toprak ve Sakarya Üniversitesi Mimarlık Bölümü Öğretim Görevlisi Mehmet İhsan Tezemir Milliyet.com.tr’ye anlattı.

İCATLARI BAŞKALARINA MAL EDİLİYOR’

Medresenin mihrabında deprem terazisi olarak tasarlanan iki sütunun, 7.7 ve 7.6 büyüklüklerindeki sarsıntılar sonrası sorunsuz şekilde döndüğü tespit edildi. Muradiye Medresesi’nin planını Halepli Usta Cafer Bin Mahmud çizmişti. Ancak Mimar Sinan’ın da eserlerinde kullandığı ve geliştirdiği deprem terazilerinin geçmişi ise tartışma konusu. 1200’lü yıllarda yaşadığı tahmin edilen bilim insanı El Cezeri’nin ismi deprem terazileri ile anılsa da terazileri Leonardo da Vinci’nin bulduğu iddiaları da var.

El Cezeri’nin, Leonardo da Vinci’den 500 yıl kadar önce yaşadığına dikkat çeken Dicle Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Zeynel Fuat Toprak, “Onun icatlarının tamamı robotik, zaten El Cezeri’nin icatları hep başkalarına mal ediliyor. Robotik bilimini ilk kez teknolojik hayata aktarmış kişi de Artuklular’ın başmühendisi El Cezeri’dir. Deprem terazisi de başmühendisin önemli icatlarından biridir. Yapıda sadece deprem nedeniyle değil, diğer sebeplerle meydana gelen oturmaları da gösterir” dedi.

İKİ ÖNEMLİ SEBEBİ VAR

Prof. Dr. Zeynel Fuat Toprak, deprem terazilerinin cami ve medreselerin mihraplarına yerleştirilmesinin iki önemli sebebini şu sözlerle açıkladı:

“Deprem terazilerinin mihraba koyulmasının ilk sebebi estetik kaygılardır. Orada güzel bir görünüm elde edilmesini sağlar. İkinci sebebi ise yapıların en hassas noktasının mihrap olmasıdır. Orada yapılan bir tespit bütün bir yapıyla ilgili fikir sahibi olmayı sağlayabilir. El Cezeri’nin bu önemli icadını Mimar Sinan geliştirerek kendi eserlerine de uygulamıştır.”

DEPREM TERAZİLERİ DOĞRU SONUÇ VERİR Mİ?

Deprem terazileri tarihi yapıların belli noktalarına yerleştiriliyordu. Yaşanan sarsıntı sonrası sütun rahatlıkla dönüyorsa yapının hasar almadığı kaydediliyordu. Deprem terazileri ile ilgili önemli detayları Sakarya Üniversitesi Mimarlık Bölümü Öğretim Görevlisi Mehmet İhsan Tezemir, şu sözlerle açıkladı:

“Deprem terazilerinin çalışma mantığı basittir. Deprem terazisinin üstünde bulunduğu duvar bir sebepten dolayı kasılırsa veya kırılırsa terazinin silindir şeklindeki sütun taşı bulunduğu yerde sıkışıp dönmeyecektir. Bu durum duvardaki deformasyon, bina temelindeki farklı bir oturma, kırılma veya yan yatmadan kaynaklanabilir. Sütunda oluşan sıkışma, temel altında toprak kayması, yumuşak dolgu zeminin çökmesi veya deprem gibi sebeplerden kaynaklanabilir. Bazı tarihi yapılarda binanın başka bölümlerinde de bu terazilerin kullanıldığını görüyoruz. Sadece mihrap duvarına değil yan duvarlara hatta kolon ve minare gövdelerine de deprem terazileri koyulabiliyor.”

‘İYİ BİR MÜHENDİS SU TERAZİSİYLE BULUR’

Mehmet İhsan Tezemir, deprem terazilerinin bugün inşa edilen yapılarda kullanılmadığını belirten ve deprem terazilerine yeni teknoloji çağında gerek duyulmadığının altını çizen Tezemir, şunu da ekledi: “İyi bir mühendis binayla ilgili şüphelenilen bir durumda nalburdan alacağı basit bir su terazisiyle bir binadaki duvar ve döşemelerdeki, yatmaları, çökmeleri, eğilmeleri kolayca bulabilir. Gelişmiş bir lazer terazi ile daha hassas ölçümlerde yapılabilir.”

‘DAHA ÇOK GÖRSEL AMAÇLI YAPILMIŞ’

Mehmet İhsan Tezemir, o dönemlerde yaşamış insanların yeteneklerine dikkat çekerek deprem terazilerinin farklı amaçlar için de yapılmış olabileceğini ifade etti.

“Benim düşüncem bu deprem terazilerinin işlevsellikten daha çok görsel amaçlı yapıldığı yönünde. O dönemin muhteşem yapılarını inşa eden mimar ve mühendisler bir bakışta yapıda oturma mı var, çökme mi var, yan yatma mı var, bunları hemen anlayabilecek yeteneğe sahiptiler. Bu terazileri yaptılar çünkü her gelen insan bunları çeviriyor, ‘Bak işte bu bina sağlam’ diye düşünerek moral buluyor, teraziler insanlara binanın durumu hakkında güven veriyor.” Mehmet İhsan Tezemir

BİRÇOK İLDE ÖRNEKLERİ VAR

Deprem terazileri bugün sağlam şekilde ayakta kalan birçok yapıda hasar tespitiyle ilgili ipucu veriyor. 1400’lerde inşa edildiği tahmin edilen Hatay Mahremiye Camii, 6 Şubat’taki depremlerde ayakta kalmayı başaramasa da deprem terazileri o camide de kullanılmıştı.

Tarihin en önemli mimarlarından biri olan Mimar Sinan’ın eserlerinde de deprem terazisi görmek mümkün. 1585 yılında inşası tamamlanan Manisa’daki Muradiye Camii’nde mihrabın iki yanında deprem terazisi bulunuyor. Ayrıca 1424 yılında yapılan Bursa Yeşil Camii‘de bu terazilerin kullanıldığı camilerden biri olarak varlığını sürdürüyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir