ASLIHAN ALTAY KARATAŞ- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, göreve başlama törenindeki konuşmasında “Gelin, hep beraber Türkiye Yüzyılı’nın inşasına omuz verelim” çağrısında bulundu. 50’si devlet ve hükümet başkanı olmak üzere toplam 81 ülkeden 100’e yakın yabancı konuğu bir araya getiren Göreve Başlama Töreni, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki Sergi Salonu’nda gerçekleştirildi. Törene katılan devlet başkanlarıyla tek tek tokalaşan Erdoğan, konuşmasında özetle şunları söyledi:
85 MİLYONU BAĞRIMIZA BASACAĞIZ: Seçim dönemi, 28 Mayıs gecesi itibarıyla artık sona ermiştir. Bizleri Cumhurbaşkanlığı makamına layık gören 27 milyon 835 bin kardeşimin hepsine tek tek teşekkürlerimi sunuyorum. İradeleri farklı yönde tecelli etse de sandıkları giderek demokrasimizin gücüne güç katan tüm vatandaşlarımı tebrik ediyorum. Aşkınan çalışan yorulmaz diyerek Türkiye için eser ve nizmet üretmeye devam edeceğiz. Hangi siyasi görüşe, kökene, meşrep ve mezhebe mensup olursa olsun 85 milyonun tamamını bağrımıza basacağız.
DUVARIN TUĞLALARI GİBİ: Hizmet götürürken kimsenin inancına, oyunun rengine bakmadık. Bölgecilik, particilik veya ayrımcılık hiçbir zaman yapmadık. Bugün de aynı ilkeleri, idealleri savunuyoruz. Bugün de tüm Türkiye’ye Hacı Bektaş’ın, Yunus Emre’nin, Pir Sultan Abdal’ın, Mevlana’nın, Ahmedi Hani’nin sevgi diliyle sesleniyoruz. Nefreti, öfkeyi, husumeti öne çıkaran değil; muhabbeti, hoşgörüyü, kardeşliği, kucaklaşmayı yücelten bir anlayışla hareket ediyoruz. ‘Gelin canlar bir olalım, sevelim sevilelim’ diyoruz. Türkiye’nin her bir vatandaşının enerjisine, katkısına, fikrine ihtiyacı var. Türkiye’nin 85 milyonun tüm fertlerinin tıpkı bir duvarın tuğlaları gibi birbirine kenetlenmesine ihtiyacı var.
RÖVANŞ PEŞİNDE OLMADIK: Geçmişteki hatalardan ders çıkartarak istikbali inşa etmenin gayretinde olmalıyız. Biz seçimler sonrasında iç muhasebesini yapan, kendini yenilemeyi, güncellemeyi başaran bir geleneğe sahibiz. Eksiklerimizi gidererek, hatalarımızı düzelterek, güçlü yanlarımızı daha da tahkim ederek bugünlere geldik. Her seçim sonrasında yeni bir sayfa açtık. Rövanş peşinde, hesaplaşma peşinde koşmadık, haksızlığa uğrasak da hakka girenlerden olmadık. Yalanlara, iftiralara maruz kalsak da adaletten asla sapmadık. Kendi seçmenimizle birlikte bize oy vermeyenlerle de muhabbetin diliyle konuştuk. Zaferlerimizle birlikte tevazumuzu da büyüttük. Ancak ezici çoğunlukla kazandığımız 17 seçimin hiçbirinde muhalefetten böyle bir tavır görmedik. En büyük sıkıntımız zaten ülkemizde bu noktada gerçekten gayretli bir muhalefetin olmayışıdır.
MİLLİ İRADEYLE BARIŞIN: Eski alışkanlıklarını terk etmeye maalesef yanaşmadılar. Milletin maslahatı yerine, kendi küçük hesaplarının peşine düştüler. Samimi bir özeleştiri yapmaktan ziyade, hatayı, kusuru, başarısızlıklarının sebeplerini hep vatandaşta aradılar. Hemen her seçim sonrasında musafahalaşmak için uzattığımız eli, hep sıkılı yumruklarla karşıladılar. Bu sefer farklı bir tavır sergilemelerini ümit ediyoruz. Türkiye ve Türk demokrasisinin selameti açısından, muhalefetin de mesuliyet bilinciyle hareket etmesini bekliyoruz. Gazetecisi, yazarı, sivil toplumu, sanatçısı, siyasetçisiyle tüm muhalefet cenahının artık milli iradeyle barışmasını istiyoruz.
BÜYÜK KUCAKLAŞMA: Cumhuriyetimizin 100. yılına kavuşmanın heyecanını yaşadığımız bu yıl,
Türkiye’nin bir büyük kucaklaşmaya ihtiyacı olduğuna inanıyoruz. Buradan tüm vatandaşlarıma, ilçeleri, köyleri, haneleriyle, 81 vilayetimizin tamamında bir kardeşlik seferberliği başlatmaya davet ediyorum. Gün, bir olmanın, beraber olmanın, bin yıllık kardeşliğimizi perçinleme günüdür. Gün, evlatlarımızın aydınlık yarınlarına sahip çıkma günüdür. Gelin, seçim dönemindeki kırgınlıkları, kızgınlıkları bir tarafa koyalım. Gelin küslük olmuşsa, kalpler kırılmışsa, barışmanın yollarını arayalım. Gelin, hep beraber Türkiye Yüzyılı’nın inşasına omuz verelim. Cumhuriyetimizin 100. yılını şanına, ruhuna ve manasına uygun bir şekilde 85 milyon olarak hep birlikte idrak edelim.
MANDA VE HİMAYEYE RET: 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçim sonuçlarının elbette pek çok anlamı vardır. Milletimiz bir kez daha demokratik kazanımlarına sahip çıkarak bizlere ‘durmak yok yola devam, çalışmaya devam’ demiştir. Milli iradenin üzerine gölge düşürme girişimleri akamete uğramış, tıpkı bir asır önce olduğu gibi manda ve himaye tekliflerini milletimiz yine redddetmiştir. Bu seçimlerle on yıllardır ülkemiz aleyhine yürütülen kampanyaları boşa çıkarmakla kalmadık, aynı zamanda geleceğimizi de güvence altına aldık. Türkiye Yüzyılı teklifimizin insanımız tarafından kabul edildiğini gördük. 5 yıl boyunca bu vizyonumuzu adım adam uygulamaya geçireceğiz. Seçim meydanlarında halkımıza verdiğimiz sözlerin hepsinin takipçisi olacağız.
DAHA CESUR VE AKTİF TÜRKİYE: Yeni dönemde, muhataplarımız karşılarında sınırları içinde ve dışında terör örgütleriyle daha kararlı mücadele eden, mavi vatanda kendisinin ve kardeşlerinin hakkını daha güçlü gözeten, ekonomiden ticarete güvenlikten demokrasiye başarı çıtasını yükselten, hasılı her alanda daha kararlı, daha cesur, müşfik, daha aktif bir Türkiye bulacaktır. Gelecek 5 sene boyunca Türkiye Cumhuriyeti’nin şanını ve şerefini korumak, itibarını artırmak, adını tüm dünyada yüceltmek için bütün gücümüzle çalışmaya söz veriyoruz. Devletimizin varlığını, vatanımızın bütünlüğünü, milletimizin kayıtsız ve şartsız egemenliğini her zeminde koruyacağımızı taahhüt ediyoruz. Bugünden itibaren Türkiye Yüzyılı’nın inşası için ‘bismillah’ diyoruz.
‘Yeni ve sivil anayasa’ mesajı
Demokrasimizi, darbe ürünü mevcut anayasadan kurtararak özgürlükçü, sivil ve kuşatıcı bir anayasayla güçlendireceğiz. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyütmeye devam edeceğiz. Gazi Mustafa Kemal’in ‘Yurtta sulh Cihanda sulh’ ilkesini hakiki manasıyla pratiğe dökmekte kararlıyız. Bunu da içe kapanarak, hadiseleri tribünden izleyerek değil, girişimci ve insani diplomasimizin etki alanını daha da genişleterek yapacağız. Milletinin teveccühüne iki kez mazhar olmuş bir genel başkan olarak, Türkiye’nin çıkarlarını savunurken artık elimiz daha da güçlenmiştir. Bundan sonra uluslararası kamuoyu, kürese krizlerin çözümünde daha fazla insiyatif alan, bölgesinde barışın ve istikrarın tesisi için daha fazla çabalayan,Türk ve İslam dünyasının kalkınması için daha çok koşturan, mazlum ve mağdurlara daha fazla sahip çıkan bir Türkiye görecektir.
NOTLAR…
*Aralarından Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltelberg, Türk Devletleri Teşkilatı Genel Sekreteri Kubanıçbek Ömuraliyev, İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Hüseyin İbrahim Taha’nın da olduğu, toplam 81 ülkeden 100’e yakın yabancı konuk törene katıldı.
*Erdoğan konuşurken kürsünün arkasında Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, farklı dinlerin ruhani liderleri, madenciler, uluslararası derece yapmış sporcular, Nobel Ödüllü bilim insanı Aziz Sancar, futbolcu Mesut Özil, şehit yakınları, gaziler oturdu.
*Erdoğan’ın göreve başlaması nedeniyle “hatıra para” bastırıldı ve Külliye’deki törene katılan konuklara hediye edildi.