Türk profesörden ‘yüz güldüren’ Nobel ödülü! Başvurmadan kazandı

Yetenekli kişilere kıyasla şanslı kişilerin başarıya ulaşma ihtimali neden daha fazladır? Hukuk dili ve adli yazışmalar neden gereğinden fazla anlaşılmaz ya da anlaması zordur? Cinsel tatmin yaşamak burun tıkanıklığına iyi gelir mi? İlk görüşte aşk yaşayan çift adaylarının kalbi gerçekten aynı anda atıyor olabilir mi? Gündelik hayatta bu gibi basit ve belki yaratıcı soruları belki siz de aklınızdan sık sık geçiriyorsunuzdur. Dünyaca ünlü Harvard Üniversitesi’nin dağıttığı Ig Nobel Ödülleri tam 32 yıldır bu eğlenceli ve yaratıcı sorulara yanıt arayan bilimsel çalışmaları ödüllendiriyor. Üstelik bu ödülü çok yakın bir zamanda kazananlar arasında bir Türk bilim insanı da var.

Dünyanın en prestijli ödüllerinden biri olan Nobel Ödülleri, entelektüel başarının zirvesi olarak kabul ediliyor. İsveçli kimyager ve mühendis Alfred Nobel’in vasiyeti üzerine her yıl fizik, kimya, tıp, edebiyat, ekonomi ve barış dallarında verilen ödüller bu yıl sahiplerini bulmaya başladı. Dünya çapında geniş bir kesim tarafından ilgiyle takip edilen ve özellikle edebiyat ya da barış gibi dallarda verilen ödüllerin sık sık popüler kültürde kendine yer bulduğu Nobel Ödülleri’yle benzer bir isme sahip olan Ig Nobel Ödülleri ise son yıllarda giderek daha da dikkat çekmeye başladı. ABD’nin Massachussets eyaletindeki dünyaca ünlü Harvard Üniversitesi’nin ev sahipliğinde dağıtılan Ig Nobel Ödülleri geçtiğimiz günlerde 32’nci kez sahiplerini buldu.

Ig Nobel Ödülleri, adını ‘Ignoble’ yani ‘değersiz’ kelimesinden alan ve ABD’nin en köklü üniversitelerinden Harvard’ın ev sahipliğinde 32 yıldır süren bir gelenek. İlk kez 1991 yılında dağıtılmaya başlanan bu ödüller tıpkı Nobel Ödülleri gibi bilimsel kategorilere sahip. Biyoloji, kimya, ekoloji, tıp, ekonomi, barış ve fizik gibi birçok dala sahip olan Ig Nobel Ödülleri’nde yüz gülümseten, yaratıcı, değersiz gibi görünen ancak insanlığa ve dünyaya faydalı fikirler üzerine bilimsel araştırma yapan bilim insanları ödüllendiriliyor. Çoğu zaman “Nobel’in parodisi” olarak anılan Ig Nobel Ödülleri’nde kazananların ödülleri Nobel ödüllü kişiler tarafından veriliyor. 

ÖNCE GÜLDÜRÜYOR SONRA DÜŞÜNDÜRÜYOR

15 Eylül 2022’de düzenlenen törende önce güldüren, sonra düşündüren bilimsel çalışmaların yer aldığı mühendislik, edebiyat, biyoloji ve ekonomi gibi dallarda toplam 10 çalışma ödüllendirildi. Kapı tokmağını döndürmek için parmakların en etkili kullanım şeklini araştıran Japon araştırmacılar Gen Matsuzaki, Kazuo Ohuchi, Masaru Uehara, Yoshiyuki Ueno ve Goro Imura, mühendislik dalında Ig Nobel sahibi olurken, hukuk dili ve adli yazışmaların neden gereğinden fazla anlaşılmaz ya da anlaması zor olduğunu analiz eden Eric Martínez, Francis Mollica ve Edward Gibson ise edebiyat dalında ödüle layık görüldü. Ekonomi dalındaki ödül, yetenekli kişilere kıyasla şanslı kişilerin başarıya ulaşma ihtimalinin neden daha yüksek olduğunu matematiksel olarak ifade eden Alessandro Pluchino, Alessio Emanuele Biondo ve Andrea Rapisarda’ya giderken, uygulamalı kardiyoloji alanındaki ödül ise ilk görüşte aşk yaşayan çift adaylarının kalp atım hızlarının senkronize hale geldiğini ortaya koyan Eliska Prochazkova, Elio Sjak-Shie, Friederike Behrens, Daniel Lindh ve Mariska Kret’e verildi.

‘TÜRKİYE İLE BAĞIMIZ ÇOK GÜÇLÜ’

Ödülü 2021 yılında kazananlar arasında bir Türk de vardı. Prof. Dr. Olcay Cem Bulut, Dare Oladokun, Burkard Lippert ve Ralph Hohenberger, cinsel tatminin burun tıkanıklığına etkisi üzerine araştırma yapmış ve buldukları sonuçlarla 2021 yılında 31’inci kez düzenlenen Ig Nobel Ödülleri’nde tıp dalında ödüle kavuşmuştu.

Geçen yıl tıp dalında ödüle layık görülen ekipte yer alan 38 yaşındaki Prof. Dr. Cem Bulut, Almanya’nın Heidelberg şehrinde yaşayan bir Türk profesör. Heidelberg Üniversitesi’ndeki Tıp Fakültesi’nde Kulak Burun ve Boğaz Hastalıkları Anabilim Dalı’nda öğretim üyesi olarak görev yapan Prof. Dr. Bulut, ayrıca Mannheim’daki Rhein-Neckar Zentrum Merkezi’nde çalışıyor ve yüz plastik cerrahisi alanında uzman olarak çalışıyor. Almanya’nın güneyindeki Karlsruhe şehrinde doğup büyüyen Prof. Dr. Bulut, liseden mezun olduktan sonra Heidelberg Üniversitesi’nde Tıp Fakültesi’nde eğitim hayatına devam etmiş. Eğitim hayatı yolculuğunda ABD’deki Tulane ve Baylor üniversiteleri ile İstanbul Üniversitesi’ne bağlı İstanbul Tıp Fakültesi’yle de yolları kesişen Prof. Dr. Bulut’un aile üyelerinin birçoğu İstanbul’da yaşıyor. Çevresindekiler tarafından hayal gücü yüksek ve meraklı biri olarak tanımlanan Prof. Dr. Bulut, “Türkiye ile bağımız çok güçlü. Ailem de, ben de düzenli olarak Türkiye’ye sık sık geliyoruz” dedi.

‘BURNUNDAN NEFES ALMAKTA ZORLANANLARDA İŞE YARADI’

Geçen yıl Ig Nobel Ödülleri’nde ödül kazanması karşısında büyük bir şaşkınlık yaşadığını söyleyen Prof. Dr. Cem Bulut, “Harvard Tıp’ın Ig Nobel Ödülü’ne değerlendirilmek üzere bir başvuruda bulunamazsınız. Böyle önemli ve prestijli bir ödülü kazanmayı hiç beklemiyordum. Bu ödülü kazanmak beni çok şaşırttı ve sevindirdi” ifadelerini kullandı. Ödüle layık görülen çalışma hakkında bilgi veren Prof. Dr. Bulut, “Her şey iç gözlemle başladı. Cinsel ilişkiden sonra burun solunumunun önemli ölçüde düzeldiğini deneyimledikten sonra bunu bilimsel olarak araştırmak için bir çalışma hazırladım ve etik başvuru yazdım. Akabinde deneyler gerçekleştirildi. Sonuçlar, cinsel tatmin ile burun solunumunun bir saate kadar burun spreyi kadar iyileştirilebildiğini gösterdi. Bu, özellikle burnundan nefes almakta zorlanan kişilerde işe yarıyordu” diye konuştu

“Benim araştırma alanım yaşam kalitesi araştırmaları. Başka bir deyişle, hastaların bir tedaviyi veya operasyonu nasıl değerlendirdikleri benim araştırma alanım. Hastaların öznel duygularını ele almak ve takdir etmek, giderek daha önemli hale geliyor. Yaşam kalitesini ölçmek için yüz plastik cerrahisi ve kulak, burun ve boğaz tıbbı alanında anketleri doğrulayabildik. Şu anda bir terapinin sonucunu etkileyen psikolojik bileşenleri araştırıyoruz.”

‘TÜRK DOKTORLAR DÜNYA ÇAPINDA TANINIYOR’

Tıp okurken ailesinden büyük bir destek aldığını söyleyen Prof. Dr. Bulut, son dönemde kendisini heyecanlandıran birçok bilimsel gelişme olduğunu söyleyerek, “Aklıma ilk gelenlerden biri elbette Koronavirüs aşısı olarak bildiğimiz BioNTech aşısı. BioNTech’in kurucuları Prof. Dr. Özlem Türeci ve Prof. Dr. Uğur Şahin’in değerli çalışmaları beni çok heyecanlandırmıştı” detayını paylaştı. Türkiye’deki meslektaşlarının dünya çapında tanınmaya başladığını söyleyen Prof. Dr. Bulut, “Türkiye’de kesinlikle çok yaratıcı uzmanlar var. Yüz plastik cerrahisi alanı bu yaratıcı gelişme alanlarından biri. Türkiye’den meslektaşlarımız dünya çapında tanınıyor. Türkiye, doktorlarıyla gurur duyabilir” yorumunu yaptı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir