HÜRRİYET gazetesinde 30 yıl Yazı İşleri Müdürlüğü görevinde bulunan basın dünyasının efsane isimlerinden Tufan Türenç, kalp rahatsızlığı nedeniyle bir süredir tedavi gördüğü Başkent Üniversitesi Hastanesi’nde dün hayatını kaybetti.
TÜRK BASINI USTASINI KAYBETTİ
Acı haber üzerine Türenç’in eşi Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, hemen hastaneye koştu. Pınar Türenç’e Başkent Üniversitesi Kurucusu ve Üst Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Haberal ve üniversitenin Rektörü Prof. Dr. Ali Haberal eşlik etti. Basın Konseyi’nden yapılan açıklamada, “Türk basını büyük bir ustasını kaybetti” denildi.
GÖÇMEN AİLENİN OĞLU
Tufan Türenç, 1945 yılında Bursa’nın Yenişehir ilçesinde, Bulgaristan’ın Deliorman bölgesindeki Tırnova’dan göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası Doktor Niyazi Türenç, Kilis, Şanlıurfa, Siverek, Hilvan daha sonra da Afyon’da görev yaptı. Türenç’in çocukluğu Afyon’da geçti. 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’le çocukluk arkadaşlığı yaptı.
ÇETİN EMEÇ ÇAĞIRDI
Saint Benoit Lisesi’ni bitiren Türenç, Nişantaşı’ndaki özel eczacılık okuluna kayıt yaptırdı ama gönlü gazetecilikteydi. Okulu bırakıp Fındıkzade’deki Gazetecilik Yüksekokulu’na geçti. Abdi İpekçi’ye başvurup Milliyet Gazetesi’nde polis muhabiri yardımcısı olarak göreve başladı. Beş yıl muhabirliğin ardından Yazı İşleri Servisi’ne geçti. İki yıl sonra da Yazı İşleri Müdürü oldu. 1986 yılında Güneş Gazetesi’ne transfer olan Türenç, 1988 yılında Çetin Emeç’in davetiyle Hürriyet Gazetesi’ne geçti. Hürriyet’te 1992 yılından itibaren köşe yazarı olarak da çalıştıktan sonra 2017’de mesleğe veda etti. Türenç, ‘Gazeteci, O Manşetler, Babıâli’nin Öteki Yüzü’ isimli kitaplara imza attı.
ECZACILIK YERİNE GAZETECİLİĞİ SEÇTİ
Hürriyet’in 2002 yılında Hürportreler ismiyle yayınladığı ekte, Hürriyet çalışanları mesai arkadaşlarının portrelerini yazdı. Tufan Türenç’i yazan da kendisi gibi en kıdemli isimlerden Yalçın Bayer’di. Yalçın Bayer, Tufan Türenç’i özetle şöyle anlattı:
“Osmanlı’dan beri bugün de pehlivanları ile ünlüdür Deliorman… Havasından mıdır suyundan mıdır bilinmez biraz iri kıyımdırlar. Türenç de öyledir. İç dünyasını çözememişimdir Tufan Türenç’in… Gaddar mıdır, sevecen midir? Ya da inatçı mıdır, uyumlu mudur? Bu sıfatların etkisini benliğinde sezmişimdir Türenç’in… Bir gazetecinin çalışmasında ya da ikili ilişkilerinde bunların önemi de vardır ama en önemlisi şudur: ‘‘Her Şeyi Bilen Adam.’’ Yakın çalışma arkadaşlarının dilinde tanımı budur.
‘MUTFAK ADAMI’
Bizim tanışıklığımız Hürriyet’te başlamıştır. Onu, gazetecilik dilinde ‘mutfak adamı’ olarak izledim. Kimse gazeteci olarak doğmaz. Doktor babasının ‘Sakin yapılısın oğlum, haksızlığa uğradığında beklenmeyen tepkiler gösteriyorsun, memur olamazsın’ uyarısı üzerine SBF’yi kazanmasına karşın eczacılığa yazılır. Bir yıl okuduktan sonra vazgeçer; bu kez ‘Gazeteci olacağım’ der.
DONANIMI ABDİ İPEKÇİ’DEN
Nitelikli gazetecilik donanımını Abdi İpekçi’den almıştır Türenç… Nitekim, merhum arkadaşımız Erhan Akyıldız’la yazdığı ‘Gazeteci’ kitabı, bugün İpekçi ile ilgili en önemli belge sayılmaktadır.”
34 YIL YETMEDİ TUFAN ABİ
1988 yılıydı, Cağaloğlu’ndaki Hürriyet binasında başladı beraberlik. Yan yana çalıştık, 34 yıl birlikte yürüdük. Gündüzler yetmedi, gece ve seyahatleri de paylaştık. Yardımseverdi, danışılan kişiydi Tufan abi. Çevresindeki insanların sorunlarıyla ilgilenir ve gönüllü çözüm arardı.Yazı işleri toplantılarında farklı ve cesur yorumları vardı. Tecrübesiyle masanın sakin gücüydü. Atatürk sevdalısıydı… Yazılarında ve sohbetlerinde, ülkenin geleceği için ulu önderin yolundan sapılmaması gerektiğini bıkmadan, yorulmadan anlattı. Ankara’da tedavi gördüğü hastaneden aradı birkaç gün önce. Fenerbahçe’nin derbi galibiyetinin keyfi vardı sohbetinde. İstanbul dönüşü buluşmak için sözleştik. Dün sabah acı haberle şoke oldum. Ailemden güzel, mert bir insan sonsuzluğa uçtu. Türkiye değerli bir aydınını ve yazarını kaybetti. Mekânın cennet olsun Tufan abi, ışıklar içinde uyu. (Arif DİZDAROĞLU)
HABERİN KOKUSUNU ALIRDI
Hürriyet Gazetesi Yayın Direktörü Emre Oral: “Tufan Abi’yi henüz 8-9 yaşlarında bir çocukken, Milliyet Gazetesi’nin yazı işlerinde babamın arkadaşı olarak tanıdım. Uzun yıllar sonra bu kez Hürriyet gazetesinin yazı işlerinde onunla yan yana oturup çalışmak benim için çok gurur vericiydi. Masaya gelen habere daima farklı bakış açısı getirir, savunduğu doğrulardan ödün vermezdi. Ondan çok şey öğrendik.”
Hürriyet Gazetesi Yayın Danışmanı Doğan Hızlan: “Uzun süre birlikte çalıştığım bir arkadaşımdı. Haberi görür, kokusunu alırdı. Yıllardır yazı işleri masasında kalmanın hem de yönetici olarak kalmanın insana kazandırdığı deneyimler vardır. Tufan’ın bir önemi de yaşadıklarını yazması, kitaplaştırmasıdır. Çünkü birçok kişi günlük yaşamda o tempoyu yaşayıp kalıyordu. Oysa ondan sonra gelen kuşaklar nasıl bir Bâb-ı Âli ortamı vardı, ilişkiler nasıldı bilmiyordu. Tufan bunları yazdı. Nur içinde yatsın.”
Hürriyet Gazetesi Yazarı Sedat Ergin: “Tufan Bey’in ölümü Türk basını için büyük bir kayıp. Kendisi Abdi İpekçi’nin ekibinden bugüne uzanan bir çizgiyi temsil ediyordu. Birikimi ve tecrübesiyle güven yaratan bir müessese isimdi. Ayrıca, insan olarak da nezaketi, centilmenliği ve sevecenliğiyle temayüz etmişti.”
Hürriyet Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Ateş Yalazan: “Türk basınının simge isimlerinden biriydi Tufan abi. Hürriyet’te birlikte çalıştığımız dönemde deneyimiyle, haberlere farklı açıdan bakabilmesiyle ve anlayışlı, babacan tavrıyla bizler için hep örnek oldu.”
YARIN DEFNEDİLECEK
Tufan Türenç’in cenazesi, yarın İstanbul Levent Camisi’nde kılınacak öğle namazının ardından Ulus Mezarlığı’na defnedilecek.