Spor Toto Süper Lig’in 4’üncü haftasında oynanan dev maçta Trabzonspor kendi sahasında Galatasaray’la golsüz berabere kaldı. Karşılaşma sonunda iki takım da puanını 7’ye yükseltti. Spor yazarları, dev mücadeleyi analiz etti.
İKİ ADAM: TAHA VE SACHA BOEY – ŞANSAL BÜYÜKA (MİLLİYET)
“İtalya Ligi’nde attığı gollerle Napoli kulübünün tarihine geçen Mertens, Yunus Akgün’ün konfor dolu pasını, kalitesini ve kariyerini inkar eder gibi kaleci Taha‘ya teslim ederse…
Avrupa’nın golcülüğüne saygı duyduğu Seferovic, Galatasaray forması ile “veteran“ futbolcu görüntüsünün dışına çıkamaz ve bu kadar ağır kalırsa…
Torreira, büyük mücadele gücüne, oyunun yönünü, dengesini değiştirecek teknik zenginlikler katamaz ve “oyun bozan“ özelliğine “oyun kuran“ özelliğini katamazsa…
Galatasaray’da top ayağına en fazla yakışan oyuncu olan Oliveira, bu kadar etkisiz ve ağır kalır, takım arkadaşlarına pozisyon hazırlayamaz, savunma arkasına top atamazsa…
Büyük umutlarla aldığın bütün oyuncular özellikle ilk yarıda kalitelerinin, kariyerlerinin, özelliklerinin çok gerisinde kalırlarsa, elbette gol çıkmaz… Galatasaray’ın ilk yarı görüntüsü buydu…
Trabzonspor’da genç kaleci Taha’nın yolu açık olsun… Uğurcan kadar iyi kaleci olabilir… Ancak yıllardır “Uğurcan konforuna“ alışan Trabzonspor takımı, kaptanın yokluğunda huzursuz olur sandım…
Ama Galatasaray’ın yenileri, eskileri kim varsa; normal özelliklerinin çok gerisinde kalınca, Trabzonspor savunması ve kaleci Taha bir sıkıntı çekmedi, bunalmadılar, yorulmadılar, sıkıntı yaşamadılar…
Trabzonspor kalesinin yaşadığı tek tehlikede, Mertens mi çok kötü vurdu, kaleci Taha mı çok iyi çıkarttı derseniz, adı ne olursa olsun, iyi bir Mertens vuruşunda her kaleci çaresiz kalırdı…
Trabzonspor orta alanında Dorukhan ile özellikle Siopis genellikle oynamaya değil, oynatmamaya öncelik tanıyan oyuncular… Böyle bir alan Bakasetas becerisinden yoksun kalınca, hele Abdülkadir Ömür de olmayınca Trabzonspor pozisyon bulmakta ciddi anlamda sıkıntı çekti…
Abdullah Hoca bu sıkıntıyı görmüş olmalı ki, ikinci yarıya Kouassi ve yeni transfer Gbamin ile başladı, Siopis‘i soyunma odasında bıraktı… Bu değişiklik Trabzonspor’a hücum zenginliğini getirmedi… Aksine, özellikle ikinci yarının başlangıcında Galatasaray’ın hücum zenginliğinin arttığını gördük… Ancak pozisyon yaratma, gene sıfır noktasındaydı…
‘ÇEKİRGE BU DEFA SIÇRAYAMADI’
Okan Hoca, sıfır noktasına takılıp kalan ibreyi oynatmak, pozisyon bulmak, gol atmak adına “kurtar baba bizi“ diye Gomis‘i sahaya sürdü… Hem de önceki maçlardan çok daha erken bir dakikada… Ama çekirge bu defa sıçrayamadı… Gomis son derece elverişli iki pozisyonu kaçırdı, hele son dakikadaki kafa vuruşu… Bir Trezeguet şutunda, kaleci Muslera’nın iki hamle ile Galatasaraylıların yüreğini hoplattığını söylemeliyiz…
Bu maçın belki de tek kazananı, iki kritik hamle yapan önce Mertens’e sonra Kerem’e gol izni vermeyen genç kaleci Taha oldu… Aslında gollü bir maç olur sanmıştım, yanıldım…
Nereden bilirdim, bu kadar becerili oyuncuların bu kadar beceriksiz işler yapacağını… Nereden bilirdim, giren-çıkan bütün oyuncuların tamamına yakınının bu kadar kötü oynayacağını…
Sadece birkaç iyi adam vardı… İçlerinde en beğendiğim, çok beğendiğim, Galatasaraylıların hiç beğenmediği Sacha Boey oldu… “
G.SARAY ADIM ADIM GELİYOR – OSMAN ŞENHER (MİLLİYET)
“Son şampiyon Trabzonspor ile deplasmanda başa baş bir futbol oynamak kolay bir iş değil. Galatasaray yeni kurulan bir takım. 6 futbolcusu dördüncü maçına çıkıyor. Daha tam oturmadı. Ama bordo-mavililer karşısında bütün futbolcular olağanüstü mücadele ettiler. Maçı kazanabilirlerdi de…
Defansa bakıyorsun Nelsson ve Abdülkerim müthiş bir uyum içindeler. Cornelius ve Djaniny gibi iki tane uzun santrfora neredeyse havadan tek top vermediler. Hatasız bir maç çıkardılar. Sacha Boey hazırlık kampına katılmamasına rağmen rakiple olağanüstü savaşıp hücuma çıkıyor, savunmaya geliyor. Herhalde takımın en çok koşan futbolcusudur.
‘MERTENS, TÜRKİYE’DEKİ EN KALİTELİ YABANCI’
Sol bekte Van Aaanholt da ileri fazla çıkmamasına rağmen defansta hatasız bir oyun oynadı. Son haftalarda form düşüklüğü yaşıyordu ama çabuk toparlanmış. Torreira ve Oliveira orta sahadaki yıllardır süren sorunu bitirmişler. Her iki futbolcu da rakip atakları çabuk hamleleriyle kesip topu iyi kullanıp arkadaşlarına pas veriyorlar. Bu, uzun senelerdir ikinci bölgede görmediğimiz bir ahenk. İlerleyen haftalarda daha da iyi olacaklar.
Mertens ise Türkiye’deki en kaliteli yabancı. Tekniği mükemmel, oyunu orkestra şefi gibi idare ediyor. Sezon başı hazırlık kampına katılmamasına rağmen 89 dakika sahada kaldı. Trabzonspor savunmasına iyi baskı yaptı, kaleci Taha ile de karşı karşıya kaldı. Yorgunluktan son vuruşu iyi yapamadı. Ama Galatasaray çok büyük bir futbolcu transfer etmiş, bu belli.
‘YÖNETİM MOSTAFA’YI GÖNDEREREK BÜYÜK HATA YAPTI’
Takım kaptanı Muslera ise hırsıyla, sezona mükemmel başladı. Dün gece yine hatasız oynayıp çok yerinde kurtarışlar yaptı. Sarı-kırmızılıların tek sorunlu bölgesi hücum bölgesi… Kerem, Seferovic ve Yunus arasında uyum bir türlü sağlanamıyor. Kerem geçen sezonki görüntüsünden çok uzakta. Seferovic, çok ağır. Nantes’e gönderilen Mustafa dün bir gol attı, bir gol attırdı ve Seferovic’in çok ilerisinde. Yönetim Mısırlı futbolcuyu göndererek çok büyük hata yaptı. Okan hoca hücum bölgesindeki sorunu herhalde bir an önce bitirecek.
Trabzonspor’a gelince… Abdullah Avcı da kazanmak için her olanağı denedi. Tribünlerdeki 35 bin taraftarın takımları lehine müthiş bir desteği vardı. Ama bir gerçek var Kopenhag maçı bilhassa Trabzonspor’u mental olarak epey yormuş. Futbolcular sahada istediklerini yapamıyorlar.”
EKSİKLERE RAĞMEN – AKSAL YAVUZ (MİLLİYET)
“Şampiyonlar Ligi’ne gidememek dünyanın sonu değil! Morallerin yerle bir olduğu doğru da… Hayat da, ligler de devam ettiğine göre geleceğe bakmak gerekir.
Avrupa Ligi’nde rakiplerin Trabzonspor’un dişine göre olması; bozulan morallere ilaç gibi geldi! Eksik bölgelere takviye yapılması da moralleri biraz daha yukarı çekti.
Rakiplerinin güçlendiği sezonda, bordo-mavililer köprüden önce son çıkışta o takviyeleri yapmamış olsaydı hem Avrupa Ligi’nde hem de Süper Lig’de sıkıntı yaşayabilirdi. Bunun bir de Ziraat Türkiye Kupası maçları ayağı var.
Düşünün, Visca ve Hamsik yoktu zaten, Uğurcan, Bakasetas ve Ömür de sakatlar kervanına eklendi. Anlayacağınız şampiyon kadronun yarısı yoktu dün gece. Muhammet Taha’nın da ilk resmi maçıydı.
‘SAKIZ GİBİ UZADI’
Genç kaleciye parantez açarak başlayalım, 31. dakikada Mertens’in vurduğu topa sakız gibi uzayarak kurtarması hem izleyenlere hem de takım arkadaşlarına derin bir oh çektirdi! Tıpkı ilk yarı Trezeguet ve Djaniny’nin pozisyonlarında Galatasaraylıların çektiği gibi!
Djaniny ilk yarı bordo-mavililerin en zayıf halkası olurken, Bartra, defansın adeta sigortası gibiydi!
İkinci yarı daha etkili oynayan taraf Galatasaray’dı. Sarı-kırmızıların etkili oyununda en büyük faktör, Siopis’in olmamasıydı.
Hata yapanın kaybedeceği, defans arkasına atılan toplarla kazanılacak bir karşılaşmaydı. Bordo-mavili takım defansının 78’de yaptığı bir hata vardı ki Gomis’in kaçırdığı…
‘GBAMIN YERİNDE BİR TRANSFER’
Maçın kırılma anları Taha’nın 85’te yaptığı inanılmaz kurtarışı ve son bölümde tartışmaya açık penaltı pozisyonu… İki takım oyuncularını kutlamak gerekir, o sıcak ve nemli havada inanılmaz mücadele ettiler. Oyunu çirkinleştirmeden, olur olmaz pozisyonlara itiraz etmeden, rakiplerinin hata yapmasını beklediler.
Gbamin’i anlatmaya gerek yok, zamanla ne kadar yerinde bir transfer olduğu daha iyi anlaşılacak.
Uzun lafın kısası eksikleri çok olmasına rağmen Trabzonspor kaybetmedi…”
PUAN KAYBETTİ, TAHA’YI KAZANDI – CEMAL ERSEN (MİLLİYET)
“Ligin henüz başı, ama sezonun ilk büyük maçıydı. Dolayısıyla hem Trabzonspor hem Galatasaray açısından bir prestij mücadelesiydi.
Bordo-mavili ekibin geçen haftaki Antalyaspor yenilgisi ve Şampiyonlar Ligi travmasından sonra nasıl bir performans göstereceği merak edilirken, Galatasaray’ın yeni yapılanması ve yıldız transferleriyle hangi noktaya geldiğini test etmek adına ciddi bir sınavdı.
Trabzonspor adına sonuç sevindirici değil elbette. Daha kötüsü olabilirdi ev sahibi adına. Galatasaray kazanmaya yakın, pozisyon bulan taraf idi. Özellikle ikinci yarıdaki mahkum oyunu ile Trabzonspor puanı kurtardı diyebiliriz.
Trabzonspor hafta içi tempolu bir Kopenhag maçı oynadıktan sonra elbette tedbirli bir oyun planı uygulayacaktı. Bana Abdullah Avcı’nın ilk dönemlerini anımsattı. İyi savunma yap, topun rakipte kalmasına izin ver, hızla hücumda fırsat bulursan değerlendir. Bu bir anlamda tuzaktı. Aynı zamanda risk almak demekti. Bu tehlikeyi göze aldı deneyimli hoca. Buna rağmen Mertens’in yakaladığı en net pozisyonda, son vuruş yetersizliği ve genç kaleci Taha’nın zamanında müdahalesi vardı.
‘TRABZONSPOR HÜCUM ANLAMINDA İSTEDİĞİNİ YAPAMADI’
Peki ilk yarıda hücum anlamında istediklerini yapabildi mi Trabzonspor? Elbette hayır. Alışılmışın dışında denemeleri oldu ama sonuç alamadı. Sorun belli. Orta saha ile üçüncü bölge kopuk oynadı. Pas trafiği aksadı. Cornelius’u kanat ortaları ile besleyemiyorsan, bunun yerine alternatif üretemiyorsan gol bulman zorlaşır. Eren zaman zaman katkı sağladı, Larsen rakibi karşılamakla uğraştı. Bu pasif görüntü taraftarı mutlu etmese de, ilk yarıyı gol yemeden bitirmesi önemliydi.
Abdullah Avcı’nın vitesi yükseltme düşüncesi ikinci yarı başlarken yaptığı değişikliklerden belli oldu. Kouassi ve orta alana takviye olarak aldığı yeni transfer Gbamin hamlelerine rağmen Galatasaray daha istekli başladı bu bölüme. Pozisyon bulmaya da devam etti.
Gomis’in oyuna girmesiyle Okan Buruk “kazanmak istiyorum” mesajı verdi. Trabzonspor ise aynı düşünce ile yine önce savunma dedi. Ya kazanmak adına ne yaptı? Koca bir hayal kırıklığı. Kendi seyircin önünde oynuyorsun, yenilmeyeyim ne demek? Oyunu kim forse etti? Galatasaray. Sen kazanmak için ne yaptın. Koca bir sıfır. Şimdi yenilmediği için mutlu mu olacak taraftar?
‘TEK KAZANCI GENÇ KALECİ TAHA’
Çünkü hedefi şampiyonluk olan bir takımın en ciddi rakiplerinden birine karşı farklı oynaması ve kazanma isteğini yansıtması gerekirdi. Beraberlik para adına kazanç sağlayabilir. Kusura bakmayın, Trabzonspor sürekli prestij yitiriyor. Gol atamayan takım, sıradan olur. Trabzonspor zorlu bir süreç yaşıyor. Lig ve UEFA Avupa liginde işi kolay değil. Tek kazancı genç kaleci Taha’nın performansı idi. Puanlar gitti ama, iyi bir file bekçisi buldu.
Son olarak; maçtan, skordan ve oyundan bağımsız olarak söyleyeyim. Dün geceki maç kadrosunda sakatlıkları nedeniyle yer almayan kaptan Uğurcan ve Abdülkadir Ömür ile ilgili tatsız haberler alıyorum. Çok düşük ücretlerle büyük fedakarlık yapan iki oyuncuya verilen sözlerin tutulmadığı iddiası var. Maaşlarında iyileştirme yapılacağı yolundaki söylemlerin hayata geçmediği ve bu oyuncuların kırgın olduğunu duyuyorum. Abdullah Avcı’nın maç öncesi bu iki oyuncuyla ilgili yaptığı açıklama ise manidar geldi bana. Ateş olmayan yenden duman çıkmazmış. Umarım gelen bilgiler yanlıştır, dilerim kulüp içi dengelerin bozulmasına izin verilmez. Küstürmeyin bu çocukları.”