SEYHAN AKINCI- Borges gibi cenneti hep bir kütüphane olarak düşleyenlerdenseniz Ankara Devlet Tiyatroları’nın Genel Müdürlük binasının en üst katında saklı bir cennetin bulunduğunu söylemem gerek. 1949’da Devlet Tiyatroları’nın ilk edebî kurul başkanı olan Refik Ahmet Sevengil’in adını taşıyan kütüphane; araştırmacılara, konservatuvar öğrencilerine, tiyatro sanatçılarına ve tiyatroseverlere kaynak
ve hizmet sağlamak amacıyla 10 Haziran 2011’de kapılarını açmış. Küçük ve Oda Tiyatroları’nın yer aldığı binanın en üst katındaki bu saklı cennet ülkemizin ilk tiyatro ihtisas kütüphanesi. Penceresinden dışarı baktığınızda Anıtkabir’i görebileceğiniz bu eşsiz kütüphanenin arşivinde dolaşmak ve kütüphane hakkında bilgi sahibi olmak için kütüphane sorumlusu Seval Uzgören bize eşlik ediyor.
Üyelik ya da ücret yok
Kütüphane hafta içi her gün 09.00 ile 17.00 saatleri arasında üyelik ya da ücret talep etmeden herkesin hizmetine açık. Kütüphanenin kapısından girenler ise çoğunlukla alanla ilgili çalışma yapan profesyoneller ile öğrenciler. Refik Ahmet Sevengil Tiyatro Kütüphanesi, herhangi bir kitapçıda ya da sahafta bulmakta zorlanacağınız çok önemli tiyatro kuramı kitaplarına da ev sahipliği yapıyor. Kütüphanede 1920’li yıllara ait Osmanlıca yazılmış oyun kitapları dahi bulunuyor. Kitaplıkta Prof. Dr. Sevda Şener’in adını taşıyan özel bir bölüm var. Ankara Üniversitesi Dil Tarih Fakültesi Tiyatro Bölümü’nün kurucusu olan Şener, kişisel kitaplığından 1000’e yakın eseri buraya bağışlamış. Hepsi tiyatro ve kuramla ilgili kitapların birçoğunu piyasada bulmak neredeyse imkânsız.
Refik Ahmet Sevengil Tiyatro Kütüphanesi’nin verdiği en çarpıcı hizmetlerden biri şüphesiz Dijital Oyun Bilgi Sistemi. Bulunduğunuz yerden internet üzerinden ulaşabileceğiniz Dijital Oyun Bilgi Sistemi’nde oyunla ilgili basılan her şeyi görebiliyorsunuz. Oyun broşüründen fotoğraflarına, kimin oynadığından kimin sahnelediğine kadar. Kütüphaneye geldiğinizde kayıtları olan oyunları izleyebiliyor, müzikleri dinleyebiliyorsunuz. Özellikle gösterimden kalkmış, artık oynanmayan, eski oyunları burada izlemek mümkün.
El yazması defteri
Kütüphanede Adalet Ağaoğlu için ayrılmış bölüm dikkat çekiyor. Burası Ağaoğlu’nun Sinop’ta “Fikrimin İnce Gülü”nün bir bölümünü yazdığı defteri de barındıran çok özel bir alan. Uzgören, “Adalet Ağaoğlu vefat etmeden önce bazı eşyalarını bize bağışlamıştı. Bazı kitapları, eski fotoğrafları, daktilosu, kalemi, not aldığı defterleri, gözlükleri… Biz de burada onun anısına bir Adalet Ağaoğlu köşesi yaptık” diye anlatıyor. Ağaoğlu’nun el yazısına bakmak bile ayrı keyif. Bir diğer tarafta ise bibloların yer aldığı bölüm var. Seval Uzgören, “20 yıl kadar önce Küçük Tiyatro’nun fuayesinde Devlet Tiyatrosu olarak bir müze yapmıştık. Burada gördüğünüz klasikleşmiş yerli ve yabancı oyunların oyun karakterleri bu müzede sergilenmek için yapılmıştı” diye ifade ediyor.
Sevgi Soysal çevirileri
Devlet Tiyatroları’nın efsane isimlerinden Cüneyt Gökçer ile ilgili toplam 85 kayıt çıkıyor karşımıza. Efsaneleştiği “Kral Lear” performanslarına dair görüntüler oldukça ilgi çekici. Sevgi Soysal’a dair iki çeviri kaydı var: 1972-73 sezonunda oynanan Max Frisch’in yazdığı “Andorra” oyununu Sevgi Soysal çevirmiş. Soysal’ın Başar Sabuncu ile birlikte çevirdiği ve 1979-80 sezonunda sahnelenen bir diğer oyunsa “Arturo Ui’nin Önlenebilir Tırmanışı”. Oyunu yeniden düzenleyen ve sahneleyen isimse Yücel Erten. Haldun Taner’in en çok sahnelenen oyunlarından “Keşanlı Ali Destanı” ilk olarak 1984-85 sezonunda oynanmış. Oyuna dair toplam yedi kayıt var. Kişisel eşyalarının bir kısmını kütüphaneye bağışlayan Adalet Ağaoğlu ile ilgili dokuz kayıt karşımıza çıkıyor. 1964-65 sezonunda Ergin Orbey’in sahneye koyduğu “Evcilik Oyunu”nun yazarı Ağaoğlu. Ağaoğlu’nun en çok sahnelenen oyunu ise “Kozalar”. Son olarak 2019-20 sezonunda Diyarbakır Devlet Tiyatrosu tarafından sahnelenmiş. Oyunun ilk yönetmeni ise Ayşenil Şamlıoğlu. Şamlıoğlu ile ilgili ilk kayıtlar 1982-83 sezonundan. Tarık Buğra’nın kaleme aldığı “Ayakta Durmak İstiyorum” oyununda Zera karakterine hayat veriyor Şamlıoğlu. Tarık Buğra’nın kaleme aldığı farklı dönemlerde sahnelenen sekiz oyunu ile ilgili kayıtlara ulaşmak da mümkün.
Nezihe Meriç arşivi
İlk olarak Tatbikat Sahnesi’nde oynanan “Hamlet” ise 1993-94 sezonunda İstanbullu tiyatroseverlerle buluşmuş. Uğur Polat ve Zafer Algöz’ün Hamlet olarak karşımıza çıktığı oyunda eskrim çalışmalarında ekibe yardımcı olan Mete Gürman’a özel bir teşekkür edilmiş. Türk tiyatrosunun duayen isimlerinden Müşfik Kenter’in adı ilk olarak 1947-48 sezonunda Tatbikat Sahnesi’nde oynanan “Büyükbabanın Pireleri”nde karşımıza çıkıyor. Kadın oyunları arasında önemli bir yeri olan “Yedi Kadın” 1992-93 sezonunda tiyatroseverlerle buluşurken Barbara Schottenfeld’in kaleme aldığı oyunun çevirmeni Sevgi Sanlı. Türk edebiyatının en önemli isimlerinden Nezihe Meriç yazdığı “Sular Aydınlanıyordu” ve “Çın Sabahta ‘Balkıyan Ne’” oyunları ile Devlet Tiyatroları’nın arşivinde karşımıza çıkanlardan. Karşımıza çıkan bir başka edebiyatçı da Yaşar Kemal… 1978-79 sezonunda İzmir Devlet Tiyatrosu’nca sahnelenen “Teneke”nin yanı sıra “Ağrı Dağı Efsanesi”, “Yer Demir Gök Bakır”, “Köroğlu’nun Meydana Çıkışı” da izleyicilerle buluşmuş.
1990’dan sonra kayda alınıyor
“Eskiden TRT, Devlet Tiyatroları’ndaki oyunların gösterimleri bittikten sonra özel bir çekim yapıp Tiyatro Saati programında yayınlardı” diye anlatıyor Uzgören. Kütüphanede görüntülerine ulaşabileceğiniz ilk oyun “Mançalı Don Kişot”a ait, 1970-71 sezonundan. Uzgören, “Yaklaşık 16 oyunun TRT çekimi var elimizde. Oyunların tamamının düzenli olarak kayda alınması 1990’dan
sonra başlamış. Devlet Tiyatroları’nda resmî olarak ilk oyunlar Küçük Tiyatro’da sahnelenmiş olan ‘Küçük Şehir’ ve Büyük Tiyatro’da izleyiciyle buluşan ‘Faust’” diye anlatıyor. Dijital Oyun Bilgi Sistemi’nden “Faust”un oyuncu kadrosuna baktığımızda karşımıza çıkan isimlerden biri de Ruhi Su oluyor. Devlet Tiyatroları’nın 1949’daki kuruluşuna kadar 1939-1949 Tatbikat Sahnesi dönemi. O dönem tek bir sahne var, Küçük Tiyatro. Bir dönem Oda Tiyatrosu da kullanılmış. “Tatbikat Sahnesi dönemiyle ilgili de elimizde olan bilgilere buradan ulaşılabilir” diyor Uzgören. 1939-40 sezonunda ilk olarak “Evin İçi” oyunu oynanmış. Oyunun çevirmeni Sabahattin Eyüboğlu. “Bütün klasikleri Sabahattin Eyüboğlu çevirisi ile oynamışız” diye ekliyor Uzgören.