Gülden Çoktan / İSTANBUL – CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Günümüz İslam dünyasının temel problemlerinin kaynağı adaletsizliktir. Dolayısıyla günümüz İslam dünyasının temel problemlerinin tek çözümü de adalettir” dedi.
Türk Ocakları’nın 110. kuruluş yıldönümü nedeniyle Fatih Ali Emiri Kültür Merkezi’nde düzenlenen İslam Dünyası Meseleleri ve Çözüm Yolları Sempozyumu’na CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Tunus Eski Kültür Bakanı Prof. Dr. Mehdi Mabrouk, Rusya Müslümanları Dini İdaresi Birinci Başkan Yardımcısı Damir Mukhetdinov, Türk Ocakları İstanbul Şube Başkanı Cezmi Bayram ve farklı ülkelerden temsilciler ile akademisyenler katıldı.
‘Yüzleşmeliyiz’
Karl Marx’ın “Filozoflar dünyayı çeşitli biçimlerde yorumlamışlardır. Oysa sorun onu değiştirmektir” sözünü hatırlatan Kılıçdaroğlu şöyle devam etti: “Biz siyasetçilerin öncelikli görevi ülkesini ve dünyayı daha iyiye ve daha güzele doğru değiştirmektir. Elbette bir sorunun teşhisi ve sorunun nedenlerini bilmek önemlidir. Günümüz İslam Dünyası’nın sorunlarını bilmeli, tartışmalı ve hatta gerçeklikle yüzleşebilmeliyiz. Kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim’in Bakara Suresi’nin 44. Ayetin, ‘Aklınızı kullanmıyor musunuz’ sorusuyla sona erer. Elbette, burada hitap Yahudi din adamlarına yöneliktir ancak muhatabı tüm din adamları, tüm yönetici kadrolar, aslında tüm insanlıktır. Dolayısıyla, siz değerli ilahiyatçıların, bilim insanlarının İslam dünyasının güncel sorunlarına ve sorunlarının çözümüne ilişkin önlemlerini, itirazlarını çok daha yüksek sesle dile getirmesi, toplumsal barışımızın tesisi açısından bir zorunluluktur.”
‘Çözüm adalette’
İslam’ın hangi gerekçeyle olursa olsun, adaletsizliğe, eşitsizliğe, kayırmacılığa, denetimsizliğe, otoriterliğe izin vermeyeceğini belirten CHP lideri sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu bağlamda İslam, hangi sistemle yönetildiğimizle değil, nasıl yönetildiğimizle ilgilidir. Ve doğrudan, nasıl yönetilmemiz gerektiğinin yanıtını da kendisi verir. İslam açısından, kriter adaletle yönetilip yönetilmediğimizdir. İslam, tüm insanlığa adalet penceresinden bakar ve adalet penceresinden bakmamız gerektiğini bir şart olarak önümüze koyar. Bu nedenle bizler, İslam’ın temel değerlerini savunuyormuş gibi görünerek, zenginliği, kayırmacılığı, özgürlüğü, denetimsizliği kendisine bahşeden, gerçek bağlamından kopartılarak sunulan “Sabır ve şükür” tavsiyeleriyle de milyonlara yoksulluğu, dışlanmayı, baskıyı reva gören anlayışlara karşı, ödünsüz bir şekilde adaleti savunmalıyız. Şunu artık hepimiz biliyoruz. Günümüz İslam dünyasının temel problemlerinin kaynağı adaletsizliktir. Dolayısıyla günümüz İslam dünyasının temel problemlerinin tek çözümü de adalettir.”
‘Kadınlar neden yok?’
Kılıçdaroğlu, geniş mutabakata dayalı ortak bir kimlik inşasına ihtiyaç duyulduğunu da belirterek şunları kaydetti: “Özellikle, kendi içimizdeki farklılıklara dahi tahammül edemeyen; kendi İslam yorumunu, şiddet ve dayatma yoluyla hâkim kılmaya çalışan kişi ve yapılara, hep birlikte karşı durmalıyız. Bu bağlamda, tabii ki din ve vicdan özgürlüğünü, fikir ve ifade özgürlüğünü, sanatsal ve ekonomik özgürlükleri kısıtlayan değil, aksine tüm bu özgürlük alanlarını herkesi kapsayacak şekilde güvence altına alan bir laiklik anlayışından yana olmalıyız. Konuşmacı listesine baktığımda neredeyse hiç kadın akademisyen, araştırmacı görmedim. Bir iki isim dışında, erkek ağırlıklı bir listeyle karşı karşıyayız. Oysa Türkiye ilahiyat birikiminde kadınlar vardır. Ve bugün de pek çok ilahiyat fakültemizde ya da üniversitelerimizin diğer fakültelerinde, sempozyumun konusu kapsamında çalışma yürüten yüzlerce kadın akademisyenimiz var. Günümüz İslam Dünyası’nın meselelerini kadınlar olmadan konuşamayız, konuşmamalıyız ve kadınlar olmadan çözüm yolları da bulamayız.”