Tek rakipleri Kıyamet Ambarı! 50 yıl ürün veren 2 milyon ata tohumu ürettiler

Emekli bir öğretmen 2016 yılında okuldaki velilerle birlikte elindeki ata tohumlarını takas edebileceği küçük grup kurdu. Bu oluşum zaman içerisinde büyüdü ve Facebook’taki üreticiler tarafından ‘Ata Tohumu Takas Grubu’na dönüştü. Kendi aralarında kurdukları bu diyaloğun dallanıp budaklanması sonucu Türkiye’nin dört bir yanından yaklaşık 65 bin kişiyle buluşan ekip günümüzde de aktif şekilde varlığını devam ettiriyor. Gönüllülük esasıyla faaliyetlerine devam eden Ata Tohumu Takas Derneği’nin tek bir amacı var, o da ellerindeki ata tohumlarını takas ederek ata tohumu üretimini çoğaltmak. Peki ata tohumu nedir? Herkes evinde ata tohumu yetiştirebilir mi?

Ata Tohum Takas Derneği Başkanı Beyazıt Ekiz (sağda)

‘DÜNYADAKİ BÜTÜN SAF TOHUMLAR ATA TOHUMUDUR’

Ata tohumu ülkemizde genellikle yerli tohum, millî tohum ve endemik tohum hatta gen merkezi Türkiye olan tohum olarak algılanıyor. Ancak Ata Tohum Takas Derneği Başkanı Beyazıt Ekiz’e göre bu tanımlamalar pek de doğru değil.

Ata Tohum Takas Derneği olarak on binlerce yıldır dünya genelindeki bütün çiftçiler tarafından aktarılan tohumların genetik mirasına sahip çıktıklarını ve bu tohumların tamamına ata tohumu dediklerini belirten Ekiz, “Örneğin gen merkezi Peru olan patatesi Türkiye’de Niğde patatesi olarak tüketiyoruz. O da bizim ata tohumumuzdur. Samandağ acı biberi, Bursa kıl sivri biberi, Urfa’nın isotu… Bunların hepsinin gen merkezi Güney Amerika’dır ancak yerel adlarla isimlendirilir. Dünya üzerinde yetiştirilen bütün saf tohumlar bizim ata tohumumuzdur dedi.

‘KÂR AMACIYLA SATIŞ SÖZ KONUSU DEĞİL’

Derneklerindeki çalışmalar için, “Grup üyeleri ata tohumlarını yetiştiriyorlar ve takas üzerinden birbirlerine veriyorlar. Yaptığımız faaliyetin tamamında kâr amacı güden bir tohum satışı ve ürün satışı söz konusu değil” diyen Beyazıt Ekiz, 81 ilin tamamında üyeleri olduğunu ancak özellikle Türkiye’nin batısında daha büyük bir ilgi olduğunu söyledi. Ekiz, özellikle batı illerde evlerinin balkonlarında, küçük bahçelerinde ve hobi bahçelerinde ekip biçenlerin daha fazla olduğuna dikkat çekti.

Ekiz, Facebook grubunda ata tohum yetiştiriciliğinde karşılaştıkları problemlerin ve başarıların video ve fotoğraflarla paylaşıldığını, böylece yaklaşık 65 binden fazla üyenin bu gönderilerle bilinçlendiğini ve hatalarını düzeltebildiğini söyledi.

’50 YILA KADAR AYNI KALİTEDE ÜRÜN VERİYOR’

Peki, takas usulüyle çoğaltılan ve üretimine oldukça önem verilen ata tohumu diğer tohumlardan hangi özellikleriyle ayrılıyor? Beyazıt Ekiz, ata tohumunun çıplak gözle veya bilimsel incelemelerle anlaşılamayacağını, sadece tohumu ektikten 3-5 yıl sonra ata tohumu olup olmadığının ortaya çıktığımı belirtti. Ata tohumunun ekildiğinde 3 ila 50 yıla kadar kalitesinden ve miktarından ödün vermeyeceğinin altını çizen Ekiz, genellikle tarlalarda tarımsal üretimde kullanılan hibrit tohum ve ata tohum arasındaki farkı şöyle anlattı:

“Hibrit tohum için genellikle domatesten örnek verilir. Kabuğu kalın ve rengi güzel bir domatesin yanına biraz daha rengi soluk ve kabuğu ince bir domates ekilir. Bunların polenleri yani erkek üreme organları kesilir ve başka tohumlarla çiftleştirilir. Buna da ‘hibrit tohum’ adı veriliyor. Hibritten elde edilen ilk üründen yüksek bir verimle kaliteli bir domates elde edebiliriz. Ancak biz ‘hibrit tohum’la üretilmiş domastesten tekrar bir tohum aldığımızda domateste açılmalar meydana gelir. Açılma sonucunda önceki yıl gibi kabuğu kalın ve iri meyve değil, kabuğu ince ve küçük meyve elde edilir. 3 yıl üst üste ekildiğinde tohumdan aynı verimi alınmıyorsa o tohum hibrittir diyebiliriz.”

‘BİNLERCE YILDIR TESCİLİNİ ALMADAN YETİŞTİRMİŞLER’

Kanuna göre ata tohumlarınının satışının yasak olduğunu, yasa gereğince pakete girmemiş ve tescili alınmamış tohumların hiçbirinin satılamacağını söyleyen Beyazıt Ekiz, bu sebeple ata tohumunun sadece takasının yapılabileceğini, satış için ziraat mühendisi çalıştırmak ve tohumun çeşitli ilaçlarla da yetiştirilmesi gerektiğini ekledi.

Ekiz, “Paketin üstüne satış ruhsatı gibi bilgileri yazıp öyle piyasaya sürmeniz gerek. Ata tohumunda biz bunu böyle yapamıyoruz çünkü binlerce yıldır köylüler, çiftçiler kendi bölgesinde en yüksek verimi ve o bölge için en iyi olan çeşit neyse onları yetiştirmişler. Tohumları da o bölgenin adıyla anılmış ve hiçbir zaman da pakete sokulma gereği hissedilmemiş” diyerek ata tohumunu neden takas usulüyle dağıttıklarını anlattı.

‘YAKLAŞIK 2 MİLYON ÜRÜN ÇEŞİDİ GELİŞTİRDİK’

Şu an ellerinde sayısını veremeyecekleri kadar tohum olduğunu ve Türkiye’de yetişen her meyve ve sebzenin ata tohumunun bulunduğunu öne süren Beyazıt Ekiz, “Tek rakibimiz dünyanın dört bir yanından tohumların bulunduğu özel bir depo olan Norveç’teki Kıyamet Ambarı” ifadelerini kullandı. Bugüne kadar 150 ülkeden alınan rapor ve yapılan araştırmalara göre 1970’li yıllardan itibaren hibrit tohum kullanımının artmasıyla birlikte tohum çeşitliğinin yüzde 70’inin yok olduğunun altını çizen Beyazıt Ekiz, 1960’dan bu yana ise küçük üreticilerin ata tohumu ekip biçerek 1.9 milyonluk ürün çeşidi geliştirdiklerine dikkat çekti.

‘KÜRESEL İKLİM KRİZİNDE SİLAHIMIZ OLACAK’

Biyolojik çeşitlilik ve zenginlik, küresel iklim krizinde adeta bizim silahımız olacak. Bu sebeple ata tohumu çok önemli” diyen Ekiz, büyükşehirlerde de ata tohumu yetiştiriciliğinin yapılabileceğine dikkat çekti. En kalabalık üyelerinin büyükşehirlerde olduğunu söyleyen Ekiz, “Balkonunda bahçesinde yapan kişiler var. Hobi bahçelerinde tankerli suyla üretim yapan üyelerimiz var. Onlara da gerekli bilgi aktarımını yapıyoruz. Ağırlıklı olarak grubumuzdaki üyelerimiz çiftçlerden çok küçük üretim yapan bu işi hobi olarak gören insanlar” diyerek herkesin ata tohumu ekebileceğine vurgu yaptı.

EVİNİN ARKASINDAKİ KÜÇÜK BAHÇEYE EKİYOR

Ankara’da yaşayan Nermin Ersöz de tarlası olmayıp küçük bir bahçede ata tohumu ekenlerden biri. Binalarının arka bahçesinde ata tohumlarından kereviz, fesleğen, domates, biber ve salatalık yetiştiren Ersöz, saksılarda da birçok sebzeyi yetiştirdiğini söyledi.

Ata Tohum Takas Derneği’ne Beyazıt Ekiz’in katkılarıyla katıldığını belirten Ersoz, “Onların bu çalışmalarını görünce çok hoşuma gitti. Ayrıca Beyazıt Bey’in ata tohumu çalışmasından önce de bölgeye uygun tohum, fide ve fidan yetiştirilmesi konusunda çok önemli çalışmaları vardı. Bu konularda çok eğitimli, araştıran ve deneyerek tecrübelerini aktaran biri. Daha sonrasında ata tohumla ilgili internetten bir şeyler okuduktan sonra onların çalışmalarını duydum ve şu an elimden geleni yapıyorum” bilgisini paylaştı.

‘SAKSIDA OLMASI BİLE MUTLU EDİYOR’

Kendi ürettiği sebze ve meyvelerin tohumunu başkalarıyla paylaşmanın muhteşem bir his olduğunu dile getiren Nermin Ersöz, “Ata tohumlarından elde edilen sebzeler çok güzel. Tatları ve kokuları var. Küçücük de olsa, saksıda bile olsa insanların bunu yetiştirmesi beni mutlu ediyor” dedi.

Yetiştirdiği meyve ve sebzelerde hiçbir şekilde gübre ve ilaç kullanmadığına dikkat çeken Ersöz, sebze ve meyveler için çay ve kahvelerinin posalarını biriktirdiklerini, tamamen doğal şeylerle topraklarını ve bitkilerini zenginleştirmeye çalıştıklarını ekledi.

‘KREŞTE EĞİTİMİ VERİLEBİLİR’

Ata tohumu, çevre sağlığı ve yenilenebilir kaynaklarla ilgili vatandaşların bilinçlendirilmesinin önemine dikkat çeken Nermin Ersöz, “Hani ‘Ağaç yaşken eğilir’ denir ya, kreşte bile bunun eğitimi verebilir. Bunların nasıl yetiştiği, saksıya koyduğunuzda bile ordan sebzenin bir şekilde çıkabileceğini öğretmek ve aşılamak gerekiyor. Halk sağlığının esasının sağlıklı çevrenin esasının ata tohumunda ve yeşille bağlantılı olduğunu bir şekilde insanların zihinlerine kazımak gerekiyor” diye konuştu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir