AYLİN RANA AYDİN – Türkiye, tarımsal üretimde dünyanın sayılı ülkeleri arasında… Ancak son dönemde tüm dünyada etkisini hissettiren iklim değişikliği Türkiye’de de tarımsal üretimi olumsuz yönde etkiliyor. Türkiye’nin gıda üretimi ve ihracatında özel bir yere sahip olan zeytin, fındık ve Antep fıstığında bunun yansımaları hissediliyor.
Son olarak Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı 2023 yılı ‘Bitkisel Üretim İstatistikleri’ne göre, limon, portakal, mandalina ve diğer narenciye ürünlerinin üretiminde artış yaşandı. Ancak zeytin, fındık, Antep fıstığı, pamuk üretiminde düşüş söz konusu. TÜİK verilerine göre, 2023 yılında zeytinde yüzde 48.9, Antep fıstığında yüzde 26.4, fındıkta yüzde 15 üretim azaldı.
Üretimi düşen ürünlerdeki ana etkenlerden biri olarak ‘iklim değişikliği’ gösteriliyor. Geciken yağışlar, kuraklık, don gibi iklim olaylarının yanı sıra istilacı türler de ürünlerin verimini olumsuz etkiliyor.
Antep fıstığını iklim vurdu…
Antep fıstığı hakkında konuşan Şanlıurfa Ziraat Odası Başkanı Ahmet Eyyüpoğlu, geçen yıl yaşanan dondan dolayı ‘karagöz’ adıyla bilinen ve mahsulün meyve salkımlarını oluşturacak gözlerin yandığını bunun da rekolteyi olumsuz etkilediğini söyledi.
Şahinbey Ziraat Odası Başkanı Ali Çolak ise son yıllarda yaşanan kuraklıklardan kaynaklı Antep fıstığı veriminde düşüş olduğunu belirterek, “Her yıl bir önceki yıldan daha kurak oluyor. Son 5 yılda bölgede kuraklık söz konusu.
Bunun da şimdi etkisi hissediliyor. Girdi maliyetleri yüksek olduğundan dolayı çiftçi mazot alıp tarlasını yeteri kadar işleyemiyor. Fiyatlardan dolayı gübre, ilaç alıp yeterli derecede kullanamıyor. Çiftçilerin girdi maliyetleri düşürülmedikçe bunların önüne geçilemez” dedi.
Gençler çiftçi olmuyor
Çiftçilerde yaş ortalamasının yüksek olduğuna da değinen Çolak, şöyle konuştu:
“Çiftçiler yeterli kazanç sağlayamayınca çocukları da başka bölgelere iş için gidiyor. 55-60 yaşındaki çiftçi 10 yıl daha tarım yapar. Bu tarlalarımızı sonra kim işleyecek?”
Araban Ziraat Odası Başkanı Hasan Altun ise maliyetlerin yüksek olduğuna değinerek, “Geçen sene yok yılıydı. Eğer hasat ve rekolte iyiyse aracılar fıstığı ucuza almaya çalışıyor” dedi.
Yağışlar gecikti zeytin etkilendi
Edremit Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ali Yılmaz Diker, “Zeytinde rekoltenin azalmasında iklim şartlarından dolayı oluşan sıkıntılar etkili. Aynı zamanda bölgede üretim maliyetlerinin yükselmesinden dolayı üreticinin sürdürülebilir tarım yapmak için gerekli ilaç, gübre kullanımı ve bakım yapamamasından dolayı yaşanan sorunlar mevcut.
Bu nedenle de üretim kayıpları oldu. Zeytinde bir sene var yılı, bir sene yok yılı da olur, bu da etkili oldu. Tüm bu etkenler de bir araya gelince ciddi bir şekilde üretim kaybı yaşandı” dedi.
Çiçeklenme zamanında bölgede özellikle çiçek açtığı zaman yaşanan yağışlardan dolayı da meyve olmadığının altını çizen Diker, şöyle konuştu:
“Sezon sonuna doğru sonbahar yağışlarının geç gelmesinden kaynaklı hem üründe hem de kalitesinde de sorunlar yaşandı. Zeytinin bir yıl önce kış aylarında yaşaması gereken soğuklama dönemi var. Yıllık 4 derecenin altında 1065 saat, örneğin zeytinde geçen yıl 665 saat oldu o da bitkinin gelişmesinde sorun yarattı. Soğuklama dönemi zeytin ağacı için önemlidir. Bu yıl da aynı şekilde kış yaşanmadı henüz. Böyle giderse önümüzdeki yıl da bu sıkıntılar yaşanacaktır.”
11 milyon ağaç…
Edremit Körfezi’nde 11 milyon zeytin ağacının yanı sıra 35 bin zeytin üreticisi olduğuna değinen Diker, “Bu işten ekmek yiyen 150 bin kişi bulunuyor” dedi.
Narenciye yükselişte, fiyat endişesi var
TÜİK verilerine göre turunçgillerden mandalinada yüzde 58.3, portakalda yüzde 74.8, limonda yüzde 75.8 oranında üretim arttı. Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, narenciye üretiminin yüzde 40’ından fazlasının Adana’da üretildiğini belirterek, “850 bin dönüm ekili alanda 3.2 milyon ton ürün bekliyoruz. Şu anda mandalina var. Dalda fiyatı 5-7 lira arasında. Bu yıl kış ılık geçti, narenciyede rekolte yüksek, ağaçlar yüklü” dedi.
Bir dönem mevsimlik tarım işçisi bulmakta zorlandıklarını kaydeden Doğan, “Paketleme tesisleri yüzde 50-60 kapasiteyle çalıştı. Hasat yapılmakta zorlanınca meyveler ağaçta kaldı” diye konuştu.
Kumluca Ziraat Odası Başkanı Hidayet Kökce ise bölgede narenciye üretiminde düşüşün olduğunu söyledi. Portakalın dalında 4-5 lira, limonun ise 2 lira olduğunu kaydeden Kökce, ihracatta yeni pazarların bulunması çağrısı yaptı.
Fındıkta kokarcaya karşı samuray arısı!
Fındıkta rekolte düşüşü hakkında konuşan Altınordu Ziraat Odası Başkanı Atakan Akça, “Ürünün rekoltesinin düşmesinde birkaç etken söz konusu. Özellikle hem dünyayı hem de ülkemizi etkisi altına alan iklim değişikliği, kış ayında mevsim normallerinin 5-6 derece üzerinde seyreden hava sıcaklıklarıyla karşı karşıya kalıyoruz.
Böylece fındıkta dölleme zamanında bir gecikme ve aksama oluyor, verim kaybı yaşanıyor. Marttan nisan ortasına kadar zirai don tehlikesiyle karşı karşıya kalıyoruz. En önemli etkenlerden biri de bu sene istilacı bir tür olan kahverengi kokarcanın popülasyonunun artmış olması.
Bu yıl yüzde 5 düzeyinde bir zarar oluşturdu ürüne toplamda. Önümüzdeki senelerde bu tür olaylara ve zararlılara karşı acil bir önlem ve eylem planı olmazsa özellikle fındıkla alakalı Doğu Karadeniz Bölgesi’ni tehlike bekliyor” dedi.
Biyolojik mücadele
Kahverengi kokarcanın biyolojik mücadelesinin samuray arısıyla yapıldığının altını çizen Akça, şöyle devam etti:
“Yeteri kadar doğaya samuray salımı yapılamadı. Samuray arısında üretimin artması gerekiyor. Biyolojik mücadele yapılıyor. Dolayısıyla bunun mücadelesi de uzun yıllar alabilir. Hem ilaçlı, hem de mekanik mücadele gibi yöntemler de uygulanabilir. Kahverengi kokarcaların kışlaklardan çıktığı an feromon denilen sinek yakalayıcıya benzer tuzaklarla yakalanması çalışmalarının ivedilikle yapılması gerekiyor. Yoğun bölgelere bu tuzaklar kurularak en azından bu zararlıların çoğalması ve yayılması engellenmelidir. Fındık dünyada en fazla ülkemizde en çok da ilimizde üretilen bir ürün. Bölgede çoğu kişinin de geçim kaynağı. Bölgedeki üreticilerimize girdi maliyetlerinin düşürülmesiyle ilgili ve verilen alan bazlı desteğin artırılmasıyla üreticiyi üretimde tutabilecek çalışmaların yapılmasını talep ediyoruz.”