Fatih’te Aziz Polyeuktos Kilisesi’nin bulunduğu Saraçhane Arkeoloji Parkı’nda İBB Miras ekibi tarafından yapılan kazı çalışmalarında yeni eserler ortaya çıktı. Kazı çalışmalarının sürdürüldüğü yapının kuzey bölümünün yüzeyden yaklaşık 70 santimetre derininde yer alan farklı bir duvar kalıntısında devşirme malzeme olarak kullanıldığı düşünülen 4 parça eser bulundu. Bu eserlerinin 3’ünün mezar steli olduğu tespit edildi. Mezar stellerinde, ölen kişinin statüsü, mesleği ve ilgi alanlarına işaret eden çeşitli sembollerin yer aldığı belirtildi.
“ÖRNEKLEYEREK GÖSTERMEYE ÇALIŞIYORUZ”
Kazı çalışmalarının yapıldığı alanda açıklamalarda bulunan İBB Genel Sekreteri Yardımcısı Mahir Polat, “Çok özel bir sürprizle beraber kazı ekibimiz kabartmalı, rölyefli 3 mezar steline ulaşmış oldu. Bizim için bu buluntular son derece önemli çünkü İstanbul’un kent tarihi açısından, arkeolojik anlamdaki zenginliği açısından kentin son 100 yılı oldukça hızlı tahribat geçirmiş, yok edilmiş arkeolojik alanlarla dolu. İstanbul çok kötü derslerden geçmiş diyelim. Ne yazık ki kayıplarının yanında İstanbul tarihi silinmiş ve yok olmuş bir şehir duygusu hakim. Bunun böyle olmadığını göstermek ve kentin ne kadar değerli olduğunu ve bundan sonraki yapılacak çalışmalarda da tarihi kimliğine özen göstermenin nasıl büyük faydalar getirebileceğini biz Polyeuktos kazısı, Bukoleon Sarayı kazısı ve kaybolmuş tekke mimari kazılarının hepsinde örnekleyerek göstermeye çalışıyoruz” dedi.
“KAZILAR BAŞLAMADAN ÖNCEKİ SEVİYENİN 70 SANTİM ALTINDA ÇIKTI”
Polat, “Bu bakımdan Polyeuktos’taki kazıda dün öğleden sonraki buluntularla beraber biz İstanbul Arkeoloji Müzeleri’ne çok özel bir seri kazandırmanın mutluluğu içerisindeyiz. 3 stelde, kadın figürünün yer aldığı stelde İstanbul’un kent tarihinde Geç Roma Dönemi, belki 3’üncü yüzyıla götürebileceğimiz ama 3’üncü ve 5’inci yüzyıl arasında tarihleyeceğimiz bir eser grubu bulmuş olduk. Polyeuktos Kilisesi’nin sınırını geçip artık Roma Sarayı olarak adlandırdığımız bölüme doğru geçiyoruz. Bu bölümde de bu buluntular gibi yani daha önceki dönemde yapılmış ve oraya taşınmış bir yapıt alanında kullanılmış malzemeler ya da bizzat sarayın dekorasyonunda kullanılmış malzemelere geçme oranımız çok daha ilerlemeye başladı. Bu eserler, kazılar başlamadan önceki seviyenin 70 santim altında çıktı. Bu kadar muazzam bir kültürel verinin olduğu alandan bahsediyoruz ve özenle kazıların devam etmesi gereken bir alan” diye konuştu.
“2 AY İÇERİSİNDE AÇILABİLİR”
Polat, “Polyeuktos kentin merkezinde tarih ve kültür üzerine eşsiz bir deneyim sunmaya devam edecek. Bizim için nihai hedefi kazıların belirli bir disipline oturtulduktan sonra kazı alanının İstanbullular tarafından ve turistler tarafından gezilebileceği açık müze ve arkeopark olarak düzenlenmesi. Bunun için de son aşamadayız. Yaklaşık 2 ay içerisinde arkeoparkın da gezilebilir, görülebilir, hatta bir yandan kazılar sürerken insanların deneyimine açılabilir hale gelmiş olacağız. Bu mezar stellerinin ya da heykel grubunun Anicia Juliana’ya refere edecek hatta onun kendisiyle ilgili bir buluntu olup olmadığı bizi heyecanlandırıyor. Bütün bu bilgiler bize tam 1500 yıl önce Ayasofya yapılmadan önceki bir tarihte büyük bir kent merkezi olduğunu hatırlatıyor. Bu kazı alanının büyüklüğüyle birlikte bakıldığında muazzam buluntularla tekrar İstanbul’a bir arkeolojik hazinenin beklediğini söyleyebilirim. Bu kazıların devamlılığı ve bize ulaştırabileceği sürprizleri bilemiyoruz” ifadelerini kullandı.