Stanford’daki İnsan Merkezli Yapay Zeka Enstitüsü, yıllardır AI Endeksi adı altında yıllık raporlar yayınlıyor. Bu raporlar hem akademik hem de özel sektörden isimlerin katkılarıyla hazırlanıyor. Dolayısıyla daha geniş bir perspektif sunuyor. Bu yılki 386 sayfalık raporda jeopolitik ve eğitim maliyetleri, AI sistemlerinin çevresel etkileri, K-12 AI eğitim, kamuoyu eğilimleri gibi çeşitli konularda yeni analizler ve yüz yeni ülkedeki politikalara bir bakış yer alıyor.
Stanford Üniversitesi yapay zeka raporunda öne çıkanlar
- AI gelişimi son on yılda akademinin elinden büyük farkla özel sektörün eline geçti. Bu eğilimin devam etmesi bekleniyor.
- AI modellerini geleneksel ölçütlerde test etmek giderek zorlaşıyor ve yeni test araçlarına ihtiyaç duyuluyor.
- AI modellerinin eğitimi ve kullanımı giderek daha fazla enerji tüketiyor ve dolaylı yoldan karbon emisyonuna neden oluyor.
- Olumsuz AI olayları ve tartışmalarının sayısı 2012’den bu yana 26 kat arttı.
- AI ile ilgili beceri ve iş ilanları artıyor ancak düşündüğünüz kadar hızlı değil.
- Kesin kapsamlı AI yasaları hazırlanıyor ancak bu en doğru hamle değil.
- Son on yılda astronomik şekilde artan yatırımlar dizginlenmiş durumda.
- Etik endişeler 2018’e göre 10 kat arttı.
Raporun genel özeti yukarıdaki maddelerden oluşsa da bunların arkasındaki durumlar çok detaylı bir şekilde tartışılıyor. Örneğin raporun üçüncü bölümünde etik ve yapay zeka konusuna değiniliyor. Bu kısımda yapay zekanın ön yargılı ve toksik oluşuna değiniliyor. Bu durumun giderilmesinin ise zor olduğu ifade ediliyor.
Stanford raporunda Türkiye
Raporda 100’ün üstünde ülke hakkında da önemli bilgiler edinmek mümkün. Türkiye’nin ulusal bir yapay zeka stratejisi olduğu raporda belirtiliyor. Türkiye’nin AI stratejisinde şu alanlara vurgu yapılıyor; Yapay zeka uzmanlarını yetiştirmek ve alanda istihdamı artırmak, araştırma, girişimcilik ve yenilikçiliği desteklemek, kaliteli veriye ve teknik altyapıya erişim imkânlarını genişletmek, sosyoekonomik uyumu hızlandıracak düzenlemeleri yapmak, uluslararası iş birliklerini güçlendirmek ve yapısal ve işgücü dönüşümünü hızlandırmak.