Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın’ın açıklamaları şu şekilde:
Cumhurbaşkanımız son 3 günü Ankara ve İstanbul mitinglerine ayırdı. Cumhurbaşkanımız İstanbul’u da seviyor. Büyük İstanbul mitingi yaptık ne gerek var ilçe mitinglerine diye düşünen oluyor ama ilçelerinde kendine göre özellikleri var. Kahramanmaraş depreminden sonra İstanbul’a yönelik çalışmalar yapıldı. Cumhurbaşkanımız o konuda yapılan çalışmaları anlatacak birazda. Murat Kurum bu konuda çok çalıştı. İnsanlarımızda sağ olsun bunu sahiplendiler. Artık kiracısıda ev sahibide bu kentsel dönüşümü yapalım dediler. Deprem bölgesindeki 11 ilde çalışmalarımız devam ediyor. 1 yıl içerisinde 300 bin vatandaşımıza konutları teslim edilecek. Kalan kısıma da ondan sonraki il teslim edilecek.
İSTANBUL MİTİNGİ
2018 mitingini gördüm ama burası da başka bir şekilde doluydu. Atatürk Havalimanı’nda saatlerce insanların bayraklarıyla durması, o insanların sevgisini, coşkunu görmek hakiketen çok güzeldi. Bunu Ankara mitinginde de gördük.
ERZURUM OLAYLARI
O zaman bende televizyon programındaydım. O gün bizde bunu kınadık. O gün bir çok unsur bir araya gelmiş, hata üzerine hata yapılmış. Bakın Erzurum’dan önce HüdaPar’a saldırı oldu. Dün Gaziantep’te CHP’li olan bir kişi de havaya bir kaç kez ateş açmış. Sinan Oğan’a saldırı olmuş. Bunların hiçbirisi tasrif edilir şeyler değildir. Bunların hepsini kınıyoruz. Ancak burada herkes kendi partilisini sükunete davet etmeli. Burada liderlere de çağrıda bulunuyor. Burada bazı kesimlerin Erzurum saldırısı günlerce gündem de tutarak diğerlerinin kınanmaması burada bir tutarsızlık söz konusu. Böyle konularda ilkeli bir duruş sergilenmeli. Diğer saldırıların da kınanması için daha yüksek sesli bir tepki bekleriz haliyle. Bize saldırı olduğunda büyütelim diğerlerine saldırı olduğunda talihsiz bir kaza olmuş demeyelim. O akşam bakın biz bunu kınadık, tasrif etmediğimizi söyledik. Ama bazı sanatçılar, muhafelete yakın isimler çıktılar çağrılarda bulundular tabi bunu saygıyla karşılıyorum ama diyorum ki diğer partilere karşı da saldırı olduğunda böyle bir şey yapalım, tepkimizi ortaya koyalım.
SİYASETTEKİ ‘KASET’ İDDİLARI
Bunlar siyasetin zemini kirleten şeylerdir. Bu işleri ilk başlarda kimin yaptığını biliyoruz. FETÖ’nün yaptığı şeyler. Özellikle Muharrem İnce’yi adaylıktan çekilmesi için böyle bir yöntem sergiliyorlar, Millet İttifakı’na katkı sağlayacaklarını düşünüyorlar. Sayın İnce bu yola çıkmasın diye öncelikle ona farklı şekilde argümanlar dile getirdiler. Ancak bu bir müddet sonra karakter suikastine dönüştü. Ona yeni bir şey eklendi. Kamuoyunda belli kanaat önderlerinin baskısından sonra yeni bir şey yapıldı. Sayın İnce’nin adaylıktan çekilmesini sağlamak ya da ona oy verecek insanları etkilemek için yalan ve iftaralarla karalama kampanyaları yapıldı. İnce’nin burada son derece haklı bir serzenişi var.
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun da kendisiyle alakalı yaptığı bir konuşma da benimle ilgili kaset çıkabilir dedi. Burada böyle bir şey sunuyorsanız bir belge ya da argüman sunmanız gerekir. Siyasi bu yöntemle kirletmeye çalışanlara yönelik bir tepki olarak bize böyle gelmeyin olarak yorumladım. Kemal bey bir şey dedi. 17-25 Aralık’ta da böyle bir şey yapıldı dediniz. O zaman herkes de bunu sokaklarlarda, meydanlarda niye dinlettirdiniz diye sordu. Bunların hepsi FETÖ’nün Türk siyasetini karalamak için toksitleştirmek için yaptığı şeylerdir. Bunlardan arındırılarım, siyaseti temiz tutalım.
THE EKONOMİST DERGİSİNE TEPKİ
Ekonomist dergisi kampanya yapar gibi slogan atıyor. Mesela bir süredir karalama kampanyası yapıyor ancak ben bunların seçmenin yönelimini etkileyecek şeyler olduğunu düşünmüyorum. Gerçeklikten ayrılmamak gerek. Ben Ekonomist’in o yazdığı dilin arkasında yatan şeyin ne olduğunu bildiğimi düşünüyorum. Türkiye kendilerine göre bir rol biçiyorlar. Burada diyorlar ki yeni hükümet batıyla arasını iyi tutacak diyor. Bu ne demek oluyor; Karadeniz’de Akdeniz’de bizim çizdiklerimizin dışına çıkmayacaksın, Azerbaycan’ın yanında bu kadar Ermenistan’ı tedirgin edecek şekilde durmayacaksın diyor, bunları istiyorlar. Ekonomist dergisi yaklaşık 1 hafta 10 gündür bir algı yönetiyor. Bir Türk vatandaşı olarak ben bundan rahatsız oluyor. Ben diyorum ki iktidarı ile muhalefeti ile buna karşı koyalım. Milli duruş bunu gerektirir. Bu kadar agresif saldırgan bir tutum, ben başka yerde göremedim.
Biz ne istiyoruz, Cumhurbaşkanımızın ben yıllardan beri yanındayım.Cumhurbaşkanımız, ben göz hizasında eşit aktör istiyorum diyor. Sizden ben bana şunu yapın bunu yapın demiyorum diyor.
Bu dergilerle ilgili Cumhurbaşkanımızı bilgilendiriyoruz ama bunlar Cumhubaşkanımızın muhattap alacağı şeyler değil. Benim bizim lehimize manşet attıkların da tavrım aynı oluyordu. Türkiye Cumhuriyeti kendi iç siyasetini de dış siyasetini kendi içindeki dinamiklere göre belirler.
HDP’NİN KILIÇDAROĞLU’NA DESTEK KARARI
PKK’nın bir terör örgütü olduğu konusunda bir tavır alıyorlar mı almıyorlar mı? Burada temel konu bu oluyor. HDP’nin de ötesine geçiyorum ben. PKK’nın bizzat yöneticileri çıkıyor Kılıçdaroğlu’na destek yayınladığını söyüyor. Kandil bu açıklamarı yapıyor. Ardı ardına geliyor bu açıklamar yeni de değil. Daha da ileri gidiyorlar Öcalan’ın serbest bırakılması içinde Millet İttifakı’nı kastederek kazanması gerekiyor diyorlar.