Fazilet Şenol / Milliyet.com.tr – Sosyal medya artık yaşamımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Birçoğumuz hayat tarzımızı, bir konu hakkındaki düşüncemizi, sevdiğimiz ya da sevmediğimiz şeyleri bu platformlar üzerinden dünya ile paylaşıyor, hiç tanımadığımız kişilerle sanal bir dostluk köprüsü kurabiliyoruz. Dijital çağın gerekliliklerinden birine dönüşen bu platformlar hakkında “Sosyal medya bilgilerimizi işliyor, ne konuştuğumuz dahi biliniyor” gibi yorumları daha da sık duymaya başladık. Üstelik son dönemdeki bilimsel çalışmalar da bu iddiaları doğrular nitelikte. Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen bir araştırmada bilim insanları yalnızca sosyal medya paylaşımlarından yola çıkarak bireylerin gelir düzeyinin kesin olarak tahmin edilebildiğini duyurdu. Üstelik araştırmacılar farklı sosyal statüdeki mahallelerde yaşayan kişilerin nasıl paylaşımlarda bulunabildiğini de tespit etti. Peki bu araştırmanın ne gibi yansımaları olabilir? Sosyal medyadaki davranışlarımız nelere yol açabilir? Sosyal Medya Uzmanı Serdar Bağtır, sosyal medyaya dair pek bilinmeyenleri Milliyet.com.tr’ye anlattı.
2.6 MİLYON GÖNDERİYİ TEK TEK İNCELEDİLER
İngiltere’nin başkentindeki Londra Queen Mary Üniversitesi’nde görev yapan bilim insanları tarafından yürütülen bir çalışmada, popüler sosyal paylaşım sitesi Nextdoor’daki 2.6 milyon gönderi tek tek analiz edildi. Araştırmacılar şaşırtıcı bir şekilde yalnızca paylaşımlarının içeriğini kullanarak bir kullanıcının gelirini doğru bir şekilde tahmin edebildiler.
Uzmanlar, daha az varlıklı bölgelerde yaşayanlara kıyasla zengin mahallelerde yaşayanların paylaştığı içerik türünde belirgin farklılıklar olduğunu tespit etti. Bu keşif sadece Nextdoor’da değil genel çevrimiçi faaliyetlerimizin sosyoekonomik durumumuz hakkında bilgi sağlayabileceğini ve kullanıcı profili oluşturma potansiyelini mümkün kılabileceğini gösteriyor.
ABD’DE YAŞANAN OLAY HÂLÂ AKILLARDA
Konuya öncellikle veri biliminin insan davranışlarına olan gelişimi açısından bakmak gerektiğini söyleyen Sosyal Medya Uzmanı Serdar Bağtır, Veri Bilimi’nin (Big Data) uzun yıllardır özel olarak hazırlanmış sorulara verilen cevapların korelasyonu ile hangi siyasi eğilime, pazarda ne tür ürünü almaya yakın olduğumuzu doğruluk payı yüksek olarak tahmin etmeye çalıştığının altını çizdi.
Sosyal Medya Uzmanı Bağtır, veri biliminin vardığı noktayı, 2012’de ABD’de yaşanan bir olayı hatırlatarak şu şekilde anlattı:
“ABD’de ünlü bir alışveriş merkezi, 16 yaşındaki lise öğrencisi kızın evine hamilelik paketini hediye olarak göndermiş, kızın ailesi tarafından dava açılmış ancak genç kızın gerçekten hamile olduğu öğrenildiğinde dava düşmüştü. Alışveriş merkezi bunu alışverişte sadece kendi kartlarının kullanılmasını zorunlu kılarak müşterilerinin hangi zamanlarda hangi mağazalarından hangi ürünleri ne sıklıkla aldıkları gibi bilgileri toplayıp işleyerek başarmıştı.”
İNSANLARI KANDIRABİLİRSİNİZ AMA ONLARI ASLA!
Serdar Bağtır, “Sosyal medyada gördüklerinize inanmayın“, “Kimse göründüğü kadar mutlu değil” gibi mitlerin artık hayatımıza yerleşmiş olduğunu ancak veri bilimcilerin bu mantıkla çalışmadıklarını söyledi. Bağtır, bu durumu şöyle anlattı:
“Fotoğrafları manipüle eden kaliteli bir uygulama ile kendinizi başka bir şehirde gösteren kusursuz bir fotoğraf hazırladınız ve Instagram’da paylaştınız diyelim. Bu gönderinizle tüm takipçilerinizi bir yalana inandırabilirsiniz ancak bu fotoğrafın meta datası ve uygulamanın arka planında, mobil telefonunuzun markası, modeli (ve kullandığı işletim sistemi), mobil telefonunuzun tam lokasyonu, fotoğrafı shop’larken kullandığınız uygulamanın adı (hatta ücretli versiyonunu kullanıp kullanmadığınız) gibi bilgiler kayıtlı olacaktır.”
Sosyal medya uygulamalarının büyük yazılımlar olduğunu ve arka planda çok fazla nitelikli çalışan ve yüksek kapasiteli donanım barındırdıklarını söyleyen Serdar Bağtır, platformların sürdürülebilir olmaları için gereken maliyetin çok yüksek olduğunu ve bu maliyeti reklam verenlerle karşılamaya çalıştıklarını sözlerine ekledi.
‘ASLINDA HEPİMİZ BİRER VERİYİZ’
“Ücretsiz kullandığımız pahalı yazılımlara gerçekte ücret olarak verilerimizi kendi ellerimizle yüklüyoruz. Müşteri değil birer veri hücresiyiz” diyen Serdar Bağtır, firmaların aslında uzun zamandır kullanıcıların gelir bilgisine sahip olduklarını ve reklam hedeflerini de bu verileri kullanarak yaptıklarına dikkat çekti.
Son zamanlarda sosyal medya platformlarının kullanıcı sayısının hızla arttığını böylece reklam verenlerin de doğru orantıda artış gösterdiğini dile getiren Bağtır, “Daha fazla reklam talebi demek hem platform kullanıcılarının daha fazla reklama maruz kalarak reklam körlüğü yaşaması hem de reklam verenlerin daha fazla yatırım getirisi beklentisine girmesi anlamına geliyor” dedi.
“Platformlar, ellerindeki tüm verileri iyi analiz ederek (eksikleri varsa başka yöntemlerle tamamlayarak) hangi reklamı kime ve ne zaman göstereceklerini iyi belirlemek zorundalar. Son zamanlarda çevremizden sıklıkla duyduğumuz ‘Düşündüğüm şey karşıma çıkıyor’ sözü işte bu verilerin aslında doğru işlendiğinin bir kanıtıdır.” Serdar Bağtır
‘İSTEDİĞİNİZ HER ŞEYİ YAPTIRABİLİRSİNİZ’
Birçoğumuz sosyal medyadaki trendleri takip ederek olan bitenden haberdar oluyoruz. Birçok kişiyi etkisi altına alan sosyal medya akımlarından haberdar olmayanlar demode bulunuyor, günümüzde sosyal medyayı aktif bir şekilde takip etmemek neredeyse asosyallikle eşdeğer görülüyor.
Sosyal Medya Uzmanı Serdar Bağtır, sosyal medyanın geldiği noktada ‘Böyle yapmazsan yalnız kalırsın’ düşüncesinin belirginleşmesiyle birlikte yeterli süre sonunda istenilen her şeyin yaptırılabileceğini söyleyerek “Yeterli süre sonunda her şeyi yaptırabilirsiniz. Bu bir suç işlemek de olabilir ya da iyilik yapmak da” dedi.
‘NEDENSİZ YERE SEVMEDİĞİNİZ BİR ÜNLÜ VAR MI?’
“Bu tip manipülasyonların henüz tarzı, muhakeme gücü ve inançları tam olarak gelişmemiş çağdaki nesiller üzerinde kolayca uygulanabildiği görülmekte” diyen Bağtır, “Üst nesillerden izole edilip kendilerine sosyal medyada dikte edilenleri kendi fikirleriymiş gibi kabul etmeleri sağlanıyor. Bu noktada video en etkin araç olarak karşımıza çıkıyor” dedi.
Özellikle gönderilerin gösterim süresinin kısaltılması, karşılaşılan savın henüz tam anlaşılmadan geçilmesini sağlıyor. Bu da o sav üzerinde düşünmenizi engelliyor. Üzerine düşünemeden benzer gönderilerle tekrar ve tekrar karşılaşıyor, sonunda kanıksıyorsunuz. Sonunda kalabalığın doğrusuna bilinç dışı boyun eğiyorsunuz. Şimdi bir düşünün, hiç nedensiz yere sevmediğiniz bir ünlü var mı?” diye konuştu.
‘DÜZENLİ TAKİP YAPILIRSA TESPİT EDİLEBİLİR’
Sosyal Medya Uzmanı Serdar Bağtır’a göre, sosyal medya davranışlarımız aslında hayatımızın ekrana yansımasından ibaret ve hakkımızda bilgi vermesi kaçınılmaz. Özellikle her anını bir sosyal medya içeriğine dönüştürenlerin hayatlarını sır olarak saklamaları tamamen imkânsız.
Kişilerin post paylaşımları sırasında kullandıkları ifadelerden (emojilerden) ve cümle yapılarından genelde ne tür bir ruh haline sahip olduklarının bile tespit edilebildiğinin altını çizen Sosyal Medya Uzmanı Bağtır, bu analizlerin düzenli takibi yapıldığında bir kullanıcının hayatına son verme eğiliminde olup olmadığının bile tespit edilebileceğinin altını çizdi.