ÖNDER YILMAZ/ANKARA- Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremleri sürecinde Cumhurbaşkanı Yardımcısı sıfatıyla yoğun mesai yürüten, TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Fuat Oktay, Türkiye’nin deprem sonrası müdahaleler açısından ciddi mesafe kaydettiğini ancak depreme veya afete dirençli şehirler inşa etme konusunda henüz arzu edilen seviyede hazır olmadığını söyledi. Oktay, “İstanbul’u, Türkiye’yi deprem gerçekliğine hazırlamakla alakalı da üzerine üzerine gideceğiz. Burada yapılacak şey, konuyu bilimsel popülizme mahkum etmeden, siyaset üstü tutarak ele almak ve toplumu bilinçlendirmektir. İlgili kurumların, yerel yönetimlerin, üniversitelerin, sivil toplum örgütlerinin ve belli konumlardaki kişilerin de toplumu bilinçlendirme sorumluluğu var” dedi.
‘Ciddi yol alındı’
Oktay, Milliyet’in başta İstanbul olmak üzere Türkiye’nin deprem çalışmalarına ilişkin sorularını, “deprem gerçeği ile yaşamak”, “depreme hazırlıklı olmak” ve “depremden kaçmak mı, üzerine gitmek mi” olgularına vurgu yaparak yanıtladı. Deprem gerçeği ile yaşama noktasında bilinçlenme boyutunda ciddi yol alındığını belirten Oktay, “17 Ağustos’ta ciddi kayıplarımız oldu. Orada müdahale ile ilgili sorunlarımız vardı. Buradan Türkiye ders çıkardı. Sonrasında Kütahya ve Van depremleri, çok büyük ölçekli 6 şubat depremleri… Acil durum yönetimi konusunda ciddi yol aldık. Gerek afete müdahale boyutunda, gerekse sonrasına dair geçici barınma merkezlerinde afetzedelerin, insanımızın barındırılması, konutların ve altyapıların yeniden inşası gibi konularda ciddi bir kapasite ve kabiliyet kazandığımızı görüyoruz. Şimdi yol almamız gereken alan kapsamlı bir yapısal dönüşümdür…” diye konuştu.
Çok boyutlu çalışma
“Hazırlık noktasına geldiğimizde asıl önemli olan bu yıkımları, can kayıplarını minimuma indirecek veya hiç olmayacak şekilde bir hazırlık” diyen Oktay, şöyle devam etti: “Deprem olmadan deprem olacakmış gibi gerekli hazırlıkları yapmak durumundayız. Burada Türkiye henüz hazır mı? Arzu ettiğimiz seviyede değil. 6 Şubat öncesi ve sonrasıyla alakalı ciddi farklılık var mı? Var tabi. Öncesiyle alakalı İstanbul başta olmak üzere fay hattının geçtiği güzergahlarda yoğun bir kentsel dönüşüme girelim istedik. Bir tarafta da müdahale boyutunu çalışalım, orada sorun olmasın dedik. AFAD koordinasyonda ciddi yapılanma ve kapasite oluştu. Ama her zaman iyinin daha iyisi mümkün. Dolayısıyla şimdi daha iyisi ve daha üst kapasitede müdahale boyutu dahil, kurumlarımız deprem gerçeği ile ilgili her türlü mücadelenin yürütüleceği bir çalışmanın içinde.”
Depremlere hazırlık için asıl yapılması gerekenin kentsel dönüşüm olduğunu vurgulayan Oktay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetin tüm çabalarına karşın kentsel dönüşümü hızlandırma arzularının kamuoyunda ve muhalefet nezdinde tam karşılık bulmadığını söyledi. Oktay, “Çünkü muhalefet bunu istismar etti. Kavramın içini boşalttı. Kentsel dönüşümü ‘rantsal dönüşüm’ olarak ifade etti, toplumu yanlış yönlendirmeye çalıştı. Aslında siyaset üstü olması gereken bir konuyu günlük siyasetin malzemesi yapıp, ulaşılması gereken hedeflere ulaşma zamanını geciktirdi” dedi.
“6 Şubat depremleri gösterdi ki bizim hiçbir konuda kaybedecek vaktimiz yok” vurgulamasını yapan Oktay, şöyle konuştu: “Muhalefeti bununla ilgili ikna edecek vaktimiz de yok. Çok ciddi kayıplarımız oldu. Hepimizin canı yandı. Cumhurbaşkanımız da ifade etti; Binaların daha dayanıklı hale getirilmesi, bir başka ifade ile afetlere dirençli şehirler inşa edilmesi konusunda hızla ne gerekiyorsa o yapılacaktır. Bu çerçevede gerekli yasal düzenlemelerin Meclis’ten hızla geçirilmesi konusunda da biz üzerimize düşeni yapacağız.”
‘Şansı yakalayabiliriz’
Çözüm reçetesini “yapı stoğunun değiştirilmesi, alt yapının buna göre sağlamlaştırılması, yasal düzenlemelerin hazırlanması, hepsinden önemlisi halkın kalıcı bilinçlendirilmesi” olarak sıralayan Oktay, “dayanıklı, öldürmeyecek binayı yaptığınızda deprem gerçekliğinin üstesinden gelme şansını yakalarız” dedi.
İstanbul ekseninde Marmara bölgesinde deprem olasılığının risk oluşturduğuna dikkati çeken Oktay, Cumhurbaşkanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yasal çerçeve de dahil sıkı bir hazırlık yürüttüğünü söyledi. Oktay, “Türkiye’yi biran önce deprem gibi afetlere hazır hale getirmek konusunda hükümetiyle, Meclisiyle, yargısıyla çok net bir kararlılık var” dedi. Oktay bu konuda toplumun bilinçlendirilip, eğitilmesinin önemini de vurguladı.
Sorumluluk yerelde
Oktay, merkezi yönetimin dışında deprem gibi konularda asıl sorumluluğun yerel yönetimlerde olduğunu belirtirken, “yapı stokunun dönüştürülmesi, depreme dayanıklı yapı stoğunun oluşturulması ve dayanıklı olmayanlara kesinlikle izin verilmemekle alakalı asıl yetki yerel yönetimlerde. Yerelde ciddi bir bilinçlenmenin olması, burada katı bir uygulamanın olması son derece önemli. Yerel seçimler bir fırsat. Deprem riskini anlamayan, afete dirençli şehir inşa etme konusunda plan programları olmayan, ciddi hazırlık yapmayan yerel yöneticilere halkımızın prim vermemesi gerekir. Kamuoyu bilinçli hale geldiğinde o yerel yönetici orada kalamayacaktır” ifadelerini kullandı.
‘Kentten kaçmak çözüm değil’
Oktay, “depremden sonra İstanbul’un ne hale geleceğini biliyorum” diyerek, İstanbul’dan taşınmayı düşündüğünü söyleyen Prof. Dr. Celal Şengör’ün açıklamaları ve kamuoyunda oluşan infiale ilişkin ise şu değerlendirmeyi yaptı:
“Herkesin özgür iradesidir; nerede yaşamak, ne yapmak istediği. Ama sorumlu pozisyon ve makamlarda bulunan kişilerin olaylardan kaçmak yerine üzerine gitmesi gerekir. AK Parti iktidarları olarak yürütme ve yasama boyutunda olayların üzerine üzerine gittik. İstanbul’u, Türkiye’yi deprem gerçekliğine hazırlamakla alakalı da ölümüne üzerine üzerine gideceğiz. Burada yapılacak şey, popülist yaklaşmadan, günlük siyasete mahkum etmeden olayın üzerine gitmektedir, toplumu bilinçlendirmektir. Belli konumlardaki kişilerin de toplumu bilinçlendirme sorumluluğu var. Kaçmayın, hep birlikte mücadele zamanı. Kaybedecek vaktimiz yok asla.”
‘Boş hayallerin peşinden koştular’
Oktay, İBB Başkanı İmamoğlu’na yönelik eleştirilerde bulunurken, “İBB Başkanı ne fiziken, ne zihnen İstanbul’da. Bu Ankara için de çok farklı değil. Onlar belirli bir süre Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı Yardımcılığı hayalleriyle kendi illerine odaklanmadılar. Boş hayallerin peşinden koştular. Şimdi birisi genel başkanlık hayaliyle yine ülke turunda. Konsantrasyonunuzu vermeden, dertlenmeden, gece rüyalarınızda görmeden, part-time belediye başkanlığı ile üstesinden gelinecek bir olay değil deprem. Rüyanızda genel başkanlığı, Cumhurbaşkanlığı görerek İstanbul’un veya büyükşehirlerin sorunlarını çözemezsiniz. Hükümetin, Çevre Bakanlığı’nın İstanbul odaklı ciddi çalışmaları var. Bırakın İBB’nin önünün kesilmesini, tam tersi İBB’yi işin içine dahil etmekle alakalı Sayın Bakan’ın girişimleri oldu; ‘Buyrun siz de işin içinde olun’ diye. Ama hayal başka, dert başka, kafa da İstanbul’un dışında olunca uygulamada gerçeklik farklı oluyor. Dolayısıyla onları bekleyerek Türkiye’yi, İstanbul’u deprem gerçekliğine hazırlayamayız. Her türlü afete karşı Ankara’sı, İzmir’i, İstanbul’uyla tüm Türkiye olarak çok hızlı hareket etmek zorundayız” dedi.