Riskleri ve olayları hayvan metaforları ile anlatmak her zaman etkili ve dikkat çekici olmuştur. Bu nedenle sıklıkla başvurulur. Bir zamanlar filler yaygın kullanılırdı. Sonra siyah kuğular ve gri gergedanları konuştuk. Son dönemde ise yeşil kuğuları sıklıkla duyar olduk.
Siyah kuğu özellikle yatırımcıların ve piyasa analistlerinin çok sevdikleri bir metafordur. “Bilinmeyen bilinmez”i anlatır. Yani gerçekleşmeden önce hiçbir belirti ya da işaret vermeyen; diğer bir deyişle ihtimal dışı olan ancak gerçekleştiklerinde muazzam etki yaratan olaylardır. Nassim Nicholas Taleb’in 2007’de yayınladığında çok ses getiren ve dünyanın bugüne kadar en çok satan kitapları arasına giren “Siyah Kuğu” ile gündeme gelmişti.
Bir de 2016’da Michele Wucker’in aynı isimdeki kitabıyla literatüre giren “Gri Gergedan” metaforu vardır. Gerçekleşme olasılığı yüksek olan ve gerçekleştiğinde yüksek etki yapacak olan ancak ihmal edilmiş tehditler için kullanılıyor. “Bilinen bilinmezler”dir. Bana göre küresel ısınma ve onun yarattığı riskler Gri Gergedan için mükemmel örneklerdir. Herkes gezegenin ısındığını ve bu ısınmanın türleri yok edip, coğrafyaları, okyanusların asitlik derecesini artırdığını, orman yangınlarına yol açıp, olağanüstü iklim olaylarını yarattığını biliyor. Ama kendi evi yanmadığı ya da su altında kalmadığı, kendi toprağı kurumadıkça bu riskin varlığını ihmal ediyordu. Ancak sonradan öğrendim ki, iklim ile ilgili riskleri anlatmak için gergedandan çok daha etkili bir başka metafor varmış: “Yeşil Kuğu”.
Yüksek yıkıcılıkta risk
Bugünlerde çok konuşulan “yeşil kuğu” ilk defa 2020 başında Uluslararası Ödemeler Bankası (The Bank for International Settlements BIS) raporu ile gündeme geldi. Rapor iklim değişikliğinin finansal istikrara etkisini ve yapılması gerekenleri anlatıyordu ve başlığı “Yeşil Kuğu”ydu.
Yeşil kuğular da siyah olanları gibi öngörülmesi zor olayları ifade ediyor. Ancak bunlar iklimle ilgili düşük olasılıklı fakat yüksek yıkıcılıktaki riskleri anlatmak için kullanılıyor. Bu olayların etkileri siyah kuğulardan çok daha yıkıcı olabiliyor, çünkü doğrudan gezegeni ve yerküredeki yaşamı hedef alıyor; daha kapsamlı ve karmaşık etkilere neden olabiliyor.
Kovid-19 ya da 11 Eylül 2001 Dünya Ticaret Merkezi saldırıları siyah kuğulara örnek olarak gösteriliyor. Yeşil kuğu bu anlamda farklılık gösteriyor çünkü Kovid-19 ya da New York’taki El Kaide saldırısını tahmin etmek ne kadar zorduysa yeşil kuğuyu öngörmek o kadar kolay. Çünkü eğer küresel ısınma sınırlanamazsa olacaklar az çok belli. Birçok uluslararası rapor ile dile getirildi; bilimsel çalışma ile ortaya konuldu. Sonuçları itibarıyla piyasaları aşağı çekmenin ve ekonomileri sarsmanın ötesinde dünyada yaşamı tehdit edecek gelişmeler bunlar. Ama önlenebilmesi de mümkün.
Yeşil kuğular bu nedenle geniş kapsamlı ve koordine “yeşil çözümler” üretilmesini ve güçlü “yeşil yaklaşımlar” geliştirilmesini gerektiriyor. Teknolojiden politika değişikliğine kadar geniş yelpazeye yayılan adımlar bunlar. Yeşil kuğuların varlığından dolayı bir zamanlar “gereklilik” değil de “olsa iyi olur” olarak bakılan sürdürülebilirlik, bugün şirketlerin iş yapış biçimleri haline gelmeye başladı. Dünyada bir farkındalık oluşmaya başladı. Ancak risk büyük ve olası sonuçlar çok daha dramatik olduğu için farkındalığın hızla eyleme dönüşmesi gerekiyor.