‘Sıvı zemine eksik demir’

AYŞEGÜL KAHVECİOĞLU Ankara, MERT İNAN İstanbul / TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası’nın (İMO) deprem felâketine yönelik ön değerlendirme raporunda, deprem bölgesinde “sıvılaşma potansiyeli” olan zeminlerdeki 10-15 katlı yapıların ağır hasar aldığı veya toptan göçtüğü belirtildi.

Zemin sıvılaşması

İMO’nun hazırladığı raporda bölgedeki yapı envanterinin an itibarıyla bilinmediği ancak toptan göçen veya hasar alan binaların bir kısmının 2000 yılı sonrası yapılmış olduğunun anlaşıldığı belirtildi. Raporda, “Hatta birkaç yıl öncesi gibi çok yakın geçmişte yapıldığı ifade edilen ve 2019 yönetmeliği ile dahi tasarlanmış olabilecek binalarda da toptan göçmeler olmuştur” ifadeleri kullanıldı.

Raporda, hasarların yaygın olduğu bölgelerin, verimli tarım arazileri üzerinde planlanmış şehirler olduğu belirtilerek şöyle denildi: “Ana kayanın derinde olduğu zayıf zemin koşullarında, hatta sıvılaşma potansiyeli olan zeminlerde yapılan 10-15 katlı ve taşıyıcı sistemi esnek yapılar ağır hasar almış veya toptan göçmüştür. Bununla birlikte, göçmese de bir kat batan veya yana eğilen binalar gözlemlendiğinden, bazı bölgelerde zemin sıvılaşması olduğu düşünülmektedir. Özellikle küçük ölçekli müteahhit firmaların bir kısmının maliyetleri karşılamaktan kaçınması nedeniyle bu tür zeminler üzerinde yapılan yapıların bir kısmının deprem dayanımının sorgulanmaya muhtaç olduğunu söylemek mümkündür.”

Yapı denetim sistemi

Betonarme yapılarda malzeme zafiyeti olduğunun da düşünüldüğüne işaret edilen raporda, “Yakın zamanda inşa edilmiş yapıların neden göçtüğünü veya ağır hasar aldığını tahmin etmek kolay değildir. Eğer bu yapılarda malzeme zafiyeti göçme nedenlerinden birisi olarak tespit edilirse yapı denetim sistemi çalışmamış demektir” denildi.

Dolgu duvarlar yok

Raporda, yapı düzensizliklerinin yarattığı hasara ilişkin değerlendirmelerde de şunlar kaydedildi:

Yaygın göçme görüntülerine göre, öncelikle zemin katın göçtüğü, ardından diğer katların sandviç şeklinde üst üste kapaklandığı anlaşılmaktadır. Hasarlara yön veren ana nedenlerden birinin, hasar katı olan zemin katlardaki ticari mekânlarda dolgu duvarların olmayışı olarak değerlendirilmektedir.

Kolonun öncelikle kesme kırılmasıyla güç kaybetmesi ve devre dışı kalması olarak tanımlanan kısa kolon hasarları, ağır hasarlı yapılarda görülmektedir.

‘İlke ihlal edildi’

İMO’nun raporunda afet yönetimi açısından da bir ön değerlendirme yer aldı. Raporda, “Bu doğal afette başarısızlığın birinci nedeni, bu bölgedeki riskin, deprem olmadan önce yapılması gereken Risk Yönetimi’nin kriz anı ortaya çıkıncaya kadar yönetilebilecek seviyeye kadar indirgenmemiş olmasıdır. Afetlerle arama-kurtarma ile baş edebilmek için mutlaka ‘riskin yönetilebilir’ olması gerekir. Son depremde en büyük problem afet yönetiminin bu temel ilkesinin ihlâl edilmesidir.”

Raporun sonuç kısmında ise “Bölgenin büyük bir kısmı zayıf zemin yapısına sahiptir ve bu sebeple özel mühendislik hizmetleri görmüş olması gerekmektedir. ‘Yetkin mühendislik için 3458 sayılı Kanun bir an önce değiştirilmelidir” denildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir