Duygu Erdoğan – Her yıl kırsalda yaşayan nüfus yaşlanmaya ve azalmaya devam ederken, ‘fırsatlar’ bölgesi olarak değerlendirilen büyük şehirlerin nüfusu hızla artıyor. Bu kontrolsüz büyüme kentler için farklı sorunları beraberinde getiriyor. Ancak göz ardı edilen önemli bir sorun var: Gürültü. Trafik, sanayi, inşaat, kalabalık gibi çok farklı etkenlerle maruz kalınan gürültü sürekli artıyor. 1 Haziran 2018’de yürürlüğe giren Binaların Gürültüye Karşı Korunması Hakkında Yönetmelikle, ses yalıtımının yeni binalarda uygulanması zorunlu hale getirildi. Ancak yapılan sorunlu uygulamalar binalarda gürültüyü azaltmakta yeterli olmuyor. Yaz mevsimine geçerken şehir içi sesleri özellikle pandemi döneminde yükselişe geçen uzaktan çalışma modeliyle çalışanlar ile ev ve ofis binalarında olanları zorlamaya devam ediyor.
Gürültü azaltılabilir mi?
Şehir Plancısı Ali Faruk Göksu, gürültü yönetiminin planlama ve tasarımın öncelikli konusu olması gerektiğini belirtirken, birçok şehirde gürültü seviyesinin sağlığa uzun vadeli zararlar verdiğine dikkat çekti. Gürültü kirliliğinin kontrolü ve yönetimini ‘büyük bir zorluk’ olarak tanımlayan Göksu, “Dünya Sağlık Örgütü (WHO) (ağırlıklı olarak karayolu trafiğinden kaynaklanan) gürültü kirliliğini gelişmiş ülkelerde hava kirliliğinden sonra ikinci en önemli halk sağlığı tehdidi olarak tanımlamaktadır” dedi.
Şehir ölçeğinde neler yapılmalı?
Ali Faruk Göksu, “Araştırmalara göre gürültünün azaltması ve yönetilmesini amaçlayan önlemlerin yarısından fazlası gürültüyü kaynağında azaltmaya odaklanmaktadır. Ancak gürültünün bir sistem sorunu olduğu kabul edilirse, gürültü sorununu yönetmek için 5 temel konuda öncelikli adım atılmalıdır. Gürültü ile mücadele etmek için ulusal ölçekte bir ‘sessizleştirme hareketi’‘başlatılmalıdır” dedi.
5 adımda şehri sessizleştirme
1 Gürültü haritası
Gürültü haritalama çalışması, gürültünün nüfus üzerindeki etkisini azaltacak önlemlerinin uygulanmasına rehberlik etmek için yapılmalıdır. Gürültü haritalama sonuçlarına dayanarak şehir, ilçe ve mahalle ölçeğinde için eylem planları hazırlanmalıdır.
2 Gürültü azaltma eylem planı
Katılımcı ve kapsayıcı ortamlarda hazırlanacak gürültü eylem planları, yaşayanların sorunun çözümüne katkı sağlamaları ve uygulamaları sahiplenmeleri için önemlidir. Ulusal ve yerel ölçekte hazırlanması gereken eylem planları stratejik öncelikleri ve örnek uygulama alanlarını kapsamalıdır. Örneğin İsviçre, gürültünün azaltılması konusunda ulusal bir eylem planı geliştirmiştir.
3 Sessiz alanlar
Şehirlerde, ilçelerde ve mahallelerde ‘sessiz alanların’ belirlenmesi, korunması ve yeni alanlar yaratılması konusunda sessizleştirme çabaları artırılmalıdır. Örneğin Berlin’de geniş yollarda bisiklet şeritlerinin oluşturulması gürültünün azaltılması için standart bir araç olarak kullanılmaktadır. Bugün Hollanda demiryolu ağında vagonların yaklaşık yüzde 50’si sessizdir. Paris ise gürültüye karşı ses bariyerleri kurmak, yenilikçi düşük gürültülü asfaltları test etmek ve yeni konutların gürültüden etkilenmeyen en az bir cephesi olması gerekliliği gibi kuralları geliştirmiştir.
4 Mavi ve yeşil örtü
Şehirlerdeki sessiz alanlar genellikle yeşil ve mavi arazi örtüsü gibi başka özelliklere de sahip olan alanlardır. Doğal su ve yeşil izleri korunarak bir açık alan sistemi yaratılması önemli bir sessizlik alanı olarak yerleşimlerimize kazandırabilir ve gürültünün azaltılması için önemli katkılar sağlar.
5 Döngüsel malzemeler
Otoyollar ve tren yollarında gürültü bariyerleri için döngüsel malzeme kullanımı ile ekonomik ve çevresel ortak faydalar da sağlanabilir. Danimarka’da rüzgar türbini kanatları için kullanılan fiberglas malzeme, büyük çevresel sorunlar teşkil etmektedir. Danimarka’daki eski rüzgar türbini kanatları ve geri dönüştürülmüş plastikten oluşan bir gürültü bariyeri kurulmuştur. Ömrünü tamamlamış araçların atık lastiklerinden geri dönüştürülen kauçuk granüllerin yüzde 40’ını içeren kauçuklaştırılmış beton gürültü bariyerleri geliştirilmiştir.