Gülden Çoktan – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 21 yılda birçok ambargoya maruz kaldıklarını belirterek, “Savunma sanayiinde tam bağımsız Türkiye hedefine ulaşıncaya kadar durmadan çalışmayı sürdüreceğiz” dedi. Erdoğan, Milli Muharip Uçak KAAN’ın yıl sonunda havada olacağını ifade etti.
Erdoğan dün İstanbul TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen 16. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nın (IDEF’23) kapanış törenine katıldı. Törene Erdoğan’ın yanı sıra TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı İbrahim Kalın, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve davetliler katıldı.
‘IDEF küresel marka’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında özetle şu mesajları verdi: “Fuarımıza bu sene ilgi oldukça yüksek. Dünyanın 81 farklı ülkesiyle birlikte NATO, Afrika Birliği ve Türk Amerikan İş Konseyi’nden katılım oldu. Aynı şekilde fuara 189 heyeti temsilen 741 heyet üyesi iştirak etti. Fuarımızda 689’u yerli 772’si yabancı olmak üzere 1461 firma yer aldı. IDEF’23 sektöre damgasını vurmayı yine başardı, küresel marka oldu. Şimdiye kadar katılımcı şirketler, yabancı heyetler ve Türk tedarik makamları arasında 5 bin iş görüşmesi gerçekleştirildi. Ayrıca dört gün boyunca 120 tanıtım programı iş birliği protokolü ve sözleşme imza töreni düzenlendi. IDEF’23’teki başarımızı Türkiye’nin gurur hanesine yazdık. Ama aynı zamanda bugünden itibaren daha büyük hedeflere yelken açtık. Önümüzdeki 2 yıl başlayıp belli bir aşamaya getirdiğimiz projelere hız vereceğiz. Sektörün ihtiyaçlarını tespit edip özgün çözümler geliştireceğiz. Buradaki tüm firmalarımızın adeta bir akıncı ruhuyla, işine ve projesine dört elle sarılmasını bekliyorum.”
Bunları söylerken kesinlikle hamaset yapmadığını vurgulayan Erdoğan şöyle devam etti:
‘Daniskasını yaşadık’
“Ülkemizi takip edenler son 21 yılda Türkiye’nin, özellikle savunma sanayi alanında yazdığı başarı hikayesinin en yakın şahididir. Gerçekten son 21 yılda dünyada belki de hiçbir ülkenin karşılaşmadığı engellerle karşılaştık. Gizli açık ambargolara maruz bırakıldık. Haksız ve hukuksuz kısıtlamaların muhatabı olduk. Çifte standardın, adaletsizliğin, ahde vefasızlığın daniskasını yaşadık. Ama bunlar karşısında yılmadık, pes etmedik, yolumuzdan asla dönmedik. Kendi göbeğimizi kendimiz kesmek zorunda olduğumuzu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmadık. Her zaman şu inançta olduk; korkaklar, zafer anıtı dikemez.”
‘Takoz koydular’
“Göreve başlarken savunma sanayinde yüzde 80 oranında dışa bağımlıydık” diyen Erdoğan, askerin, polisin kullandığı temel silahların bile ithal edildiğini hatırlattı. Bu bağımlılıktan dolayı terörle mücadele operasyonlarında bile ciddi sıkıntılarla karşılaştıklarını söyleyen Erdoğan şunları kaydetti: “Gün oldu, terörle mücadele için istediğimiz bir İHA’yı bile vermediler. Gün oldu, ‘bizim silahlarımızı teröristlere karşı kullanamazsınız’ dediler. Tabancayı bize vermediler. Ama şimdi bize daha önce vermeyenlere biz şimdi kendi Canik tabancalarımızı veriyoruz. Gün oldu parasını ödediğimiz malzemelerin dahi tedarikini yapmadılar. Daha burada sayamayacağımız sayısız bahanelerle bize sürekli zorluk çıkardılar. Yolumuza sürekli takoz koydular. Dışa bağımlılığımızı yüzde 20’lere kadar düşürdük. Bugün karar, hava ve deniz araçlarında ihtiyaçlarımızın kahir ekseriyetini yerli ve milli imkanlarla karşılayabiliyoruz. İHA ve SİHA teknolojisinde geldiğimiz konum zaten biliyor. TB2 ve ANKA ile başladığımız yolculuğumuzu AKINCI ve AKSUNGUR ile bir üst lige taşıdık. İnsansız savaş uçağımız Kızıl Elma ile inşallah bu alanda çığır açacağız. Kendi savaş gemisini yapan dünyadaki 10 ülkeden birisiyiz. 2002 yılında savunma sektöründe sadece 57 firmamız faaliyet gösteriyorken bugün bu sayı ne oldu biliyor musunuz? 2 bin 500… Savunma sanayinde tam bağımsız Türkiye hedefimize ulaşıncaya kadar durmadan, dinlenmeden çalışmayı sürdüreceğiz. Silah teknolojilerini ellerinde tutan kimi güçlerin, ülkemize yönelik bazı hazımsızlıklarının arka planında işte bu hakikat var. Bu güçlerin güdümünde hareket eden muhalefet partilerinin, savunma sanayi hamlelerimize çamur atmasının sebebi de budur.”