Şansal Büyüka: Biz başka maç mı izledik?

ŞANSAL BÜYÜKA İLE DOBRA DOBRA

İklimin bu kadar sert olduğu bir haftada Ali Palabıyık’ı Galatasaray maçına vermek; iş bilmezlikten öte delilikti. Zorbay Küçük’ü de Fenerbahçe-Başakşehir maçına atamak bir başka iş bilmezlik, bir başka delilikti

Palabıyık, maçı ve hakemliği yerle bir etti. Küçük, Fenerbahçe’nin bir penaltısını vermedi. Dua etsinler maçı kazandı. MHK ateşle oynuyor. Alevler bacayı sarmış, yangına körükle gidiyor. Bunlar çıldırmış olmalı

Ali Palabıyık, geçen sezon Rize-Galatasaray maçının uzatma dakikalarında Diagne’nin arka arkaya iki faul yapıp attığı golü geçerli saymış, VAR hakemi Galip Bitigen bu “duble faul” gole müdahale etmemiş ve Galatasaray bu son dakika golüyle maçı kazanmıştı.
Ali Palabıyık ve VAR hakemi Galip Bitigen bu gol nedeniyle tam 18’er hafta dinlendirildiler. Neredeyse sezonun yarısında tek maç bile alamadılar. Türk futbol tarihinin en uzun süre kızağa çekilen hakemleri oldular.
Psikolojik olarak bittiler. Para kaybettiler, maçları kaybettiler, itibar kaybettiler. Gerçek bir insani ve mesleki travma yaşadılar. Buna rağmen Ali Palabıyık, öfkenin tavan yaptığı haftada Galatasaray-Alanya maçına atandı.
Deniyor ki, “Ali Palabıyık, bu sezon 4. haftada Trabzon-Galatasaray maçında görev aldı ve iyi maç yönetti.” Bunu kabul ederim. Ancak o haftalar suların sakin olduğu haftalardı…
Geride bıraktığımız hafta; Galatasaray’ın öfke ve isyan haftasıydı. Gerginlik tavan yapmıştı. Maç çok farklı bir boyuta taşınmıştı. İklimin bu kadar sert olduğu bir haftada Ali Palabıyık’ı Galatasaray maçına vermek; iş bilmezlikten öte delilikti.
Gördük; Ali Palabıyık maçı, hakemliği yerle bir etti. Skandallarla dolu bir maça imza attı.
Zorbay Küçük geçen sezon Fenerbahçe-Trabzon maçında çok erken bir dakikada çok ağır bir kararla İrfan Can’ı atmış, oyuna ve sonuca damardan etki etmişti. Zorbay Küçük’ü getirdiler, haftanın en kritik maçına; Fenerbahçe-Başakşehir maçına atadılar.
Bir başka iş bilmezlik, bir başka delilikti bu…
Nitekim Zorbay Küçük, seyircinin çok ağır protestoları altında maçı yönetmeye çalıştı. Fenerbahçe’nin bir penaltısını vermedi. MHK ve Zorbay Küçük dua etsinler, Fenerbahçe maçı kazandı.
MHK ateşle oynuyor. Alevler bacayı sarmış, yangına körükle gidiyor. Bunlar çıldırmış olmalı…

 Yapay değil geri zeka!
* Fenerbahçe-Başakşehir maçına Zorbay Küçük’ü…
* Galatasaray-Alanya maçına Ali Palabıyık’ı…
* Yapay zeka atıyorsa…
* Kimse kusura bakmasın;
* Buna yapay zeka değil, geri zeka denir.

VAR’ın ne değeri kaldı?
* Galatasaraylı Sacha Boey’in kırmızı kartında…
* Fenerbahçe’nin penaltı beklediği pozisyonda…
* Alanya lehine gelişen penaltıda…
* VAR, hakemi çağırmıyorsa…
* VAR’ın varlığının ne değeri kaldı?

Keskin sirke küpüne zarar
* Galatasaray’da başkan sinirli…
* Başkan vekili sinirli…
* Hoca sinirli…
* Futbolcular sinirli…
* Kendilerine hak veriyorum.
* Buna rağmen;
* Keskin sirke küpüne zarar…

Görüntüler nerede?
Haber TFF tarafından geldi, Galatasaray tarafından onaya muhtaç… Başkan Dursun Özbek ile Başkan Vekili Erden Timur’un, TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi ile yaptıkları görüşmede şöyle bir konuşma geçmiş:
Erden Timur: Galatasaray aleyhine verilen çok net 7-8 hakem kararı görüntüleri ile elimizde…
Büyükekşi: Verin görüntüleri, araştırma-soruşturma yaptırayım.
Erden Timur: Yanımızda getirmedik, kısa sürede göndeririz…
Bu görüşmenin ve konuşmanın üstünden bir haftaya yakın zaman geçti. Ben yazıyı yazarken, Galatasaray bu görüntüleri henüz TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi’ye göndermemişti. 

Panik ve telaş
Galatasaray, ilk 30 dakikada, sezonun en iyi, en iştahlı, en güzel futbolunu oynadı. İkinci yarı panik yaptı, telaş yaptı, skoru koruma derdine düştü. Zaten bu yarıda biraz iyi oynasa, hakemi de yenedi, Alanya’yı da 

Galatasaray- Alanya maçının hakemi Ali Palabıyık’ın, Sacha Boey’e gösterdiği kırmızı kartın “rezalet-felaket-skandal” olduğunu peşinen yazarak konuya dalayım…
– Galatasaray’ın ilk 30 dakikadaki sezonun en iyi, en iştahlı, en güzel futboluna hayran kaldım.
– Galatasaray bir eksik kaldıktan sonra, uzatmalar dahil, ilk yarının bitimine kadar geçen 20 dakikalık sürede, rakibini kalesine yaklaştırmadı, iki de çok net pozisyon yakaladı, takdir ettim, “büyük takım budur” dedim.
– Peki, ilk yarıda bir eksik kaldığı 20 dakikada mükemmel oynamaya devam eden Galatasaray ikinci yarıda neden durdu?
– Şurası kesin; panik yaptı, telaş yaptı, skoru koruma derdine düştü, savunmaya çekildi, hücumu hiç düşünmedi ve sadece Muslera ile ayakta kalmaya çalıştı.
– Galatasaray takımı, güçlü kadrosu, tribünlerdeki 50 bine yakın muhteşem seyirci desteği ile skoru tutabilirdi. Orta sahada top yaparak, pas oyununu öne çıkartarak, zaten en ufak zorlamada “helva” gibi dağılan Alanya savunmasının arkasına uzun toplar atıp gol arayarak…
– İkinci yarının tamamında bunların hiçbiri yapmadı Galatasaray… Hakem maç boyu skandaldı. Ama Galatasaray da ikinci yarıda kötünün kötüsüydü. Zaten bu yarıda biraz iyi olsa, hakemi de yenerdi, Alanya’yı da…

Biz başka maç mı izledik?
Galatasaray’ın hocası Okan Buruk, maçtan sonra, “Çok iyi oynadık, çok iyi mücadele ettik” dedi. Hocam ilk yarı için söylediklerin tepeden tırnağa doğru da, ikinci yarıda biz başka maç mı izledik? 

Bal gibi biter
Galatasaray Başkan Vekili Erden Timur, Alanya maçından sonra, “Bu lig bitmez, bitirtmeyiz” dedi. Lig başladığından beri, tam 60 yıldır söylenen laflar bunlar… Her defasında lig bitti. Öyle bitti, böyle bitti ama bitti. Bu sene de biter. Bal gibi biter.

Alkış, tebrik, takdir
Maçlar gelir geçer… Ama Galatasaray’ın maç öncesi yaptığı muhteşem “Cumhuriyet’in 100.yılı” koreografisi asla unutulmaz. Süperdi. Gurur vericiydi. Sahiplenmeydi. Galatasaray’ın Cumhuriyet’e ve büyük kurtarıcı Mustafa Kemal Atatürk’e bağlılığıydı. Süper etkilendik. Galatasaray Kulübü’nü, bu organizasyona katkı verenleri ve tribünlerdeki on binlere; alkışlarımı, tebriklerimi, takdirlerimi gönderiyorum. 

Farioli iyi bir hoca değil
* Alanyaspor, Glatasaray deplasmanında 2-0’dan 2-2’yi yakalamasına rağmen…
* Farioli benim için iyi bir hoca değil…
* Alanyaspor’a garip ve riskli bir şekilde oyun başlattığı için…
* Bu konuda takımın canının çok yanmasına rağmen halen ısrar ettiği için…
* Balkovec gibi süper bir oyuncuyu kenarda oturttuğu için…
* Farioli benim için iyi bir hoca değil…

Saygıyı hak ediyor
Fenerbahçe “ölümüne” oynadı. Tanımlama sevimsiz ama, sınır tanımayan coşkusunu, kazanmak adına canın dişine takarak oynamasını anlatacak başka ifade bulamıyorum. Fenerbahçe; Başakşehir karşısında puan kaybetse de bu görüşüm değişmezdi. Fenerbahçe’nin hocası da, futbolcuları da ciddi anlamda saygıyı hak ediyor. 

Avrupa ile aramızdaki fark
Fenerbahçe – Başakşehir maçının hakemi Zorbay Küçük, 50 bine yakın seyircinin maç boyu süren çok ağır protestoları altında bu maçın altından kalkmaya çalıştı. Fenerbahçe’nin bir de penaltısını vermedi.
Fenerbahçeli 50 bin seyircinin protesto ettiği hakem Zorbay Küçük ve yardımcılarını, maç sonu sahaya girip santraya kadar giden Jorge Jesus tek tek ellerini sıkarak kendi seyircisi önünde tebrik etti, sonra da elinin başparmağını kaldırarak “süper” işareti yaptı.
Avrupa ile aramızdaki kültür farkı budur.

Var mı böyle babayiğit?
Fenerbahçe’nin gol sıkıntısı çektiği dakikalarda Jorge Jesus, üç golcüsü Valencia, Batshuayi ve İrfan Can’ı aynı anda oyundan aldı. Bu ülkede üç golcüyü aynı anda oyundan alacak bir başka “babayiğit” hoca var mıdır, hiç sanmam.
Jesus bu üçlünün yerine Emre Mor’u, Arao’yu ve Rossi’yi oyuna sürdü. Emre hareketli ve öne oyunu ile rakip savunmanın dengesini bozdu, Arao asisti yaptı, Rossi golü attı. Böylece “yedek güç” devreye girdi ve Fenerbahçe’yi galibiyete taşıdı.
Maç sonu BeinSport’ta Feyyaz Uçar, “Fenerbahçe her maçı 14-15 oyuncu ile oynuyor, rakipleri ise 12-13 oyuncu ile… O da tutarsa… Bu farklılık Fenerbahçe’ye rakipleri önünde büyük avantaj sağlıyor” dedi. Doğru söyledi.

Yolun sonu görünmüştü
Beşiktaş’ta Hatay yenilgisinden daha büyük sıkıntıyı, Teknik Direktör Valerien Ismael’in maç sonu yaptığı açıklamada buluyorum. Hoca, “İkinci yarı iyi oynamadık, yakaladıklarımızı atamadık” gibi klasik açıklamalar yapmak yerine, futbolcuların büyük bir bölümünü hedef gösterdi. Futbolcu aptal değil, cin gibi… Bunu bir yere yazmışlardır. Bu saatten sonra Valerien İsmael ile futbolcular arasında bir uyum sağlanacağını, dikişlerin sağlam kalacağını düşünmem. Bir yerden sökülme ve çözülme başlayacaktır. Başkan Ahmet Nur Çebi’nin büyük desteğine rağmen, sanırım Valerien Ismael için yolun sonu görünüyor. Yazıya bu şekilde noktayı koymuştum ki, Ismael’in ayrılık haberi geldi.

1 numaralar
Gökhan (A.Gücü): Koca bir takıma karşı inanılmaz direniş…
Altay (F.Bahçe): Bir kurtarış, bazen çok şey anlatır.
Muslera (G.Saray): Heykeli dikilecek kaleci…
Uğurcan (Trabzon): Gerçek Uğurcan’a doğru…
Runarsson (Alanya): Neler çıkardı, neler… Say say bitmez.

Göze batanlar
Crespo (F.Bahçe): Bir Emar çektirsin de, kaç ciğeri var görelim.
Icardi (G.Saray): Sağ-sol-golll…
Diouf (Konya): Kendini bulsun, leblebi gibi gol atar.
Rossi (F.Bahçe): Golde altın vuruş…
Luyindama (Antalya): Geçen haftanın günahını ödedi.
Balkovec (Alanya): Kenarda oturtan utansın.
Burak (Hatay): İkinci yarıda ne top geçti, ne adam…
Josef (Beşiktaş): Ne oldu sana, niye durdun böyle… 

Osman Hoca’ya yazık oldu
Başakşehir: Ne yapsın, fırtınaya tutuldu.
İstanbulspor: Osman Zeki (Korkmaz) Hoca’ya yazık oldu.
Ankaragücü: İyi takım, sanırım düşmez.
Ümraniye: Acelen ne, nereye böyle?
Karagümrük: Bol gollü maçların takımı…
Giresun: Bu puanları çok arar.
Alanya: Farioli’ye rağmen bir puan…
Antalya: Son saniyede hayata dönüş…
Kayseri: Hayalleri bütçesinden büyük…
Hatay: Panikle başladı, şahane bitirdi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir