Yapay zeka uygulamalarının sağlıktan eğitim teknolojilerine, ulaştırmadan savunmaya kadar pek çok sektörde giderek yaygınlaştığını belirten Kacır, en önemli meselenin küresel düzeyde yapay zeka geliştirme süreçlerine ilişkin etik çerçevede mutabakatın henüz sağlanmaması olduğunu bildirdi.
“Etik çerçeve oluşturulacak”
Kacır, bunun medya açısından da kritik bir unsur olduğunu dile getirerek şunları kaydetti:
“Yapay zeka başlı başına bir medya içerik üreticisi haline geliyor. Bunların etik ve ahlaki çerçevesiyle ilgili bir kuralı olmayışı, aslında insanoğlunun düşünce ufkunun yapay zeka tarafından hapsedilebilmesi, sınırlandırılabilmesi ve yönlendirilmesi sonucunu beraberinde getirebilir. Biz bu anlamda Türkiye’de hem yapay zekanın medya alanında milli ürünlerle kullanılmasını ve geliştirilmesini önemseyeceğiz hem de bir etik çerçeve oluşturacak ve Türkiye’de yapay zeka eşliğinde üretilen medya içeriklerinin, medya ve iletişim süreçlerinde kullanılan yapay zeka uygulamalarının mutabakat sağladığımız bu etik çerçeve rehberi ışığında gerçekleşmesini temin ve takip edeceğiz.”
Bunu vatandaşların en doğru habere ve hakikate erişmesi anlamında bir sorumluluk olarak gördüklerini vurgulayan Kacır, bu pratiği Türkiye’de ortaya koymaları durumunda küresel düzeyde insanlığa teklif edebilecekleri bir yapay zeka modeli olabileceğini değerlendirdiklerini söyledi.