MELİSA VARDAL- 2024’e sayılı günler kalırken 2023’ün “sanat listeleri” de yayımlanmaya başladı. Yılın “en”lerinin yer aldığı ve her yıl tartışmalara yol açan listeler, Pulitzer ödüllü sanat eleştirmeni Jerry Saltz’ın radarına da takıldı. Saltz’ın Milliyet’e yaptığı açıklamada bir dönem kendisinin de yer aldığını söyleyerek “saçmalık” diye nitelediği listeleri alanında uzman isimlere sorduk.
‘Manipüle ediyor’
Dr. Öğr. Üyesi Fırat Arapoğlu (Altınbaş Üniversitesi,
Sanat Tarihçisi/ Eleştirmen): Çağımız, yatırımcıları ve şirketleri etkileyecek bir içerik üretme çağı ve bu tür listeler şu ya da bu şekil sözde-filtrelerden geçerek oluşur. Alışveriş sitelerindeki gibi bu sistem, günümüzün bunaltıcı hızına tam da uyuyor ve böylece insanların düşüncelerini, beğenilerini manipüle etmeye yarıyor. Ayrıca sanatın yönetilebilir olduğunu dikte ediyorlar ve böylece bu listelere bakılarak, sanat ekonomisinin eğilimleri, olası geleceği tahmin edilebilir gibi görünüyor. Küratörlerin, sanatçıların veya galericilerin isimlerini listelemek, ilişki ağlarını korumak ve potansiyel alıcılar üretmek içindir. Bilimsel bir araştırmanın sonuçları yerine manipüle edici listeler yayımlamak, günün ekonomisiyle doğrudan bağlantılı. Sonuçta görünürlük bir tür güce ve finansal kazanıma dönüşür. Bu tip yayınların, sanata dair derinliğin kaybolmasına katkıda bulunduğunu asla unutmamak gerektiğini düşünmekteyim.
‘Sanat gücün karşısındadır’
Ayşegül Sönmez (Eleştirmen/ Yazar): Bu güç listesindeki sanatçıları alkışlayanlar oldu. Ben de onları Fran Leibowitz’in belgeselindeki şu sözlerine benzettim: “Picasso’yu değil Picasso satılınca onları alkışlıyorlar.” Son kitabım “Çağdaş Sanat Var mı?”da bahsediyorum bu konudan. Dolayısıyla güç listesi kadar gülünç bir şey düşünemiyorum. Sanat her neyse gücün karşısındadır bana göre.
‘En hareketlileri kapsıyor’
Sabiha Kurtulmuş (Galeri Merkür’ün kurucusu): Jerry Saltz çağdaş sanatın göbeğinde, New York’ta yaşıyor. Dolayısıyla onun bakış açısıyla benimki aynı olamayacak.
Yabancı yayınları, uluslararası fuar ve sergileri gezmeye çalışan biri olarak söylüyorum ki bana göre bu listelerin bir geçerliliği var. Bu listelerde başarı kriteri o yıl ne kadar aktif olduğu, kaç proje ürettiği, nerelerde yer aldığı; galerici ise hangi sanatçıları transfer ettiği, o sanatçıların görünürlüğü, sergileri gibi başlıklar oluyor. Bu listeler o yıl içerisinde en hareketli olan ya da yıllardır hız kesmeden sanatını icra edenleri kapsıyor. Listelerde benim de yeni rastladığım isimler oluyor, onları keşfediyorum.
Çağdaş sanatın babası New York ise annesi de Londra, çağdaş sanat dünyasının 7/24 içinde olamadığımız için biz de yayınlardan ve internet üzerinden izleyerek neler üretildiğini öğrenebiliyoruz. Dolayısıyla bu listelerin test edilebilir listeler olduğunu düşünüyorum.
‘Ahbap çavuş ilişkisi’
Hasan Mert Kaya (Küratör/ Yazar): Öncelikle fişi çekince sönen bir çalışma sanat olmaz diye düşünüyorum. Dijital sanatlarda böyle bir furya var ama elektrik gittiği an yok olan bir sanat bence çok dikkate alınamaz, bu çalışmaların sanatın show kısmı olduğunu düşünüyorum. O listeler ise manipülatif bir şekilde yapılıyor. Tamamen ahbap çavuş ilişkisine dönmüş durumda. Bir koleksiyoner, bir sanatçıya yatırım yaptıysa o sanatçının elindeki eserinin değerini arttırmak için listeler devreye giriyor. “O sanatçı nasıl öne çıkıyor?”, “Kimler tarafından o listelere yönlendiriliyor?”; işin o kısmı arka planda çok da parlak ve etik değil, kirli ilişkiler var. Sanat camiasında bir kişinin ya da eserin öne çıkması ve o listelere girebilmesi için daha entelektüel kriterler göz önünde bulundurulmalı.