Sadece yılbaşında hatırlamayalım

Günlük beslenmede hak ettiği yeri bulamayan hindi, yeni yıl yaklaşınca popüler hâle geliyor ve sonra göz ardı ediliyor. Bu yazıyı okuduktan sonra hindiye sadece yeni yıl sofranızda yer vermeyeceğinize eminim.

Tüm sevdiklerinizin bir sofra etrafında buluştuğu, keyifli, lezzetli bir yılbaşı sofrası düşünün… Bugün 31 Aralık, yeni yıl sofraları kuruluyor, masalar şenleniyor… Planlar çoktan yapıldı, sevdiklerinizle beraber yeni yılı karşılarken güzel bir akşam yemeği için özenli bir sofra hazırlayacaksınız veya dışarıda olacaksınız. Konu yılbaşı olduğunda aklınıza ilk hangi yemek geliyor? “Hindi” dediğinizi duyar gibiyim. Peki, yılbaşı klasiği hindinin sağlık boyutunu detaylarıyla incelemeye ne dersiniz? Bu yazıyı okuduktan sonra hindiye sadece yeni yıl sofranızda yer vermeyeceğinize eminim.

Sevdiklerinizle paylaşacağınız nice sofralara, şimdiden mutlu yıllar. Umarım 2024 size önce sağlık ve mutluluk, sonrasında tüm dilediklerinizi getirir…

Hindi eti daha iyi yüksek protein içeriyor

Hindi eti yağ ve kolesterol içeriğinin diğer et türlerine göre düşük olması, farklı ürünlerle birleştirildiğindeki lezzetiyle dünyada birçok kişi tarafından tercih edilen bir protein alternatifi. Kırmızı et ve tavuğa göre daha yüksek protein içerir ve yağ oranı daha düşüktür. Hindi eti sığır etinden yüzde 12 daha fazla protein içerir; sığır etinin 100 gramında yaklaşık 25.4 gram protein, hindi etinin ise 28.6 gram proteini vardır. Bu nedenle özellikle sporcular beslenme programlarında sık sık yer verir.

Hindinin kolesterol içeriği daha düşük

Hangi türün daha sağlıklı olduğu kişisel sağlık ve elbette beslenme hedeflerinize bağlıdır. Aynı zamanda diyette hayvansal yağları azaltmak için önemli bir adım olabilir. Kolesterolü düşük, protein oranı yüksek olan hindi etine sofralarınızda daha sık yer verin.

Tavuk etine göre daha az yağlı

Kolesterol denilince akla gelen ilk hastalıklardan biri kalp ve damar hastalıkları oluyor. Hindi düşük kolesterol ve yağ içermesi sebebiyle kolesterol seviyelerine de katkıda bulunuyor. 100 gram hindi yaklaşık 2-3.9 gram yağ içerirken tavukta bu oran 5-7.4 gram. Hindinin magnezyum, B12 ve çinko gibi mineral içerikleri de tavuk etine göre daha yüksek miktarda seyrediyor.

Mineraller açısından hindi ve tavuk eti

Hindi eti B vitaminleri içeriğiyle de ön plana çıkıyor. Tavuk etiyle kıyaslayacak olursak her iki et türü de benzer vitaminlere sahiptir. Hem hindi hem de tavuk eşit miktarda B6 vitamini ve riboflavin sağlar. Diğer yandan hindi eti daha fazla niasin ve B12 vitamini içerir. Özellikle B grubu vitaminlerden olan niasin, kalp damar hastalıklarının tedavisinde son derece önemlidir. Niasin bir diğer adıyla B3 vitamini, gıdalarda ya da gıda takviyelerinde bulunan ve suda çözünen bir B vitamini çeşididir. Özetle hindi ve tavuk arasında mineraller açısından iki önemli farktan söz etmek mümkün. Hindi çinko ve demir açısından daha zengin, tavuk ise sodyum bakımından daha zengindir. Kırmızı etle karşılaştıracak olursak hindide daha fazla niasin bulunur, ancak sığır eti daha fazla B12 vitamini içerir.

Hindi dana etine göre daha kolay pişiyor

Hindi eti, kırmızı ete göre daya kolay pişmesiyle de iyi bir alternatiftir. Bunun sebebi ise dana etinin daha kaslı bir yapıya sahip olması ve pişirmenin bu yüzden uzun sürede gerçekleşmesidir. Her türlü sosa kolayca uyum sağlar, bir diğer deyişle mutfaktaki yaratıcılığınızı artırır. Örneğin yılbaşının vazgeçilmezi hindi dolması. Yanında kestaneli pilav yerine bulgur ve beyaz pirinç, karışık sebzeli iç pilav alternatiflerini de tercih edebilirsiniz.

Bir porsiyonda bile etkili

Yeni yıl kararlarınız arasında hem kendi sağlığınızı hem de gezegenin sağlığını önemsemek yer alıyor mu? Cevabınız evet ise et tüketiminizi gözden geçirmekle başlayabilirsiniz. Yapılan çalışmalar bunun düşündüğünüzden daha kolay olabileceğini ortaya koyuyor. The American Journal of Clinical Nutrition’da yayımlanan yeni bir araştırmaya göre, dana etini günde sadece bir porsiyonu daha gezegen dostu bir alternatifle değiştirmek, diyetin karbon ayak izini yüzde 48’e kadar azaltabiliyor. Evet, doğru duydunuz. Çalışmaya göre eğer her sığır eti tüketenlerin yüzde 20’si bir öğünde başka bir şeye geçseydi, bu diyetin genel karbon ayak izini yüzde 9.6 oranında ve su kullanımının etkilerini de yüzde 5.9 oranında azaltacaktı. Araştırmacılar bitki bazlı beslenmenin önemsenmesi gerektiğinin bir kez daha altını çiziyor. Tüm bunlar bize bir kez daha Akdeniz diyetini hatırlatıyor. Bunu hem kendi sağlığımız hem de doğa sağlığı için bir kez daha gözden geçirelim. Yüksek miktarda et tüketimi, yağ ve kolesterol içeriğiyle sağlığınıza olumsuz yönde etkide bulunurken aynı şekilde yüksek karbon ayak izi ile doğayı da olumsuz yönde etkiliyor.

En düşük karbon ayak izi tavuk ve hindi et grubunda

Özetle hem çevre hem de sağlık açısından dana eti ile tavuk eti arasında da fark var. Çoğu araştırma tavuk ve hindinin et grubu özelinde en düşük karbon ayak izi olduğunu belirtiyor. Michigan Üniversitesi Sürdürülebilir Sistemler Merkezi’ne göre ise her bir dana eti porsiyonunda yaklaşık 7 kilo karbondioksit eşdeğeri bulunurken, bir porsiyon kümes hayvanında yaklaşık yarım kilo karbondioksit eşdeğeri bulunuyor. Elbette farklı hayvanlardan kaynaklanan emisyonlar ülkeden ülkeye farklılık gösteriyor.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir