Prof. Dr. Şükrü Ersoy’dan flaş açıklama: 1 yıl içinde 2 tane 7 büyüklüğünde deprem kapasitesi var

İstanbul ve çevresinde duble bir tehlike olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ersoy, “Çünkü Marmara kıyılarını biz, kendimiz kazdık. Bu bölgede deprem olursa ‘nerede ne kadar yükseklikte bir dalga olur, ne tarafa gider’ gibi birçok senaryo var. Bu bakımdan da İstanbul çevresinde bir duble tehlike var. Deprem olduğunda eğer tsunami olursa insanlara ulaşma süresi 5-30 dakikadır. Bu süre de bir şeyler yapılabilmesi açısından fena değildir” dedi.

“1 YIL İÇİNDE 2 TANE 7 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM KAPASİTESİ VAR”

Türkiye’de meydana gelen depremleri anlatan Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, Türkiye’nin yüzde 100 deprem bölgesi olduğunu ve Türkiye’de deprem yaşanmayacak herhangi bir yer olmadığını söyledi. Beklenen İstanbul depremi hakkında da konuşan Prof. Dr. Ersoy, “Birisi çıkıp diyor ki 6,5’i geçmez, bilmem ne olmaz. ’Vebalini sen ödeyecek misin? Ben en kötüyü düşünüp hareket etmeden yanayım. Öyle olması gerekir. Tarihte İstanbul çevresinin şöyle karakteri var; 1 yıl içinde 2 tane 7 büyüklüğünde deprem oluşturabiliyor. Bu kapasite var. Belki bir parça, belki iki parça, belki tek parça burası kırılacak. En küçük kırılma 40 kilometre olsa bile yedi 7,2 vereceğiz. Bu az değil ki. 2019’da 5,8’de yaşananları hatırlıyor musunuz? Ulaşım tıkandı. Haberleşme durdu. O büyük depremin küçük bir provasıydı. Yani bir şeyler yapmak gerekiyor. Şimdi burada şuralar gerilimde. Bu gerilimler mutlaka deprem olarak karşımıza çıkacak” dedi.

“EN POTANSİYEL TEHLİKE YERİ DOĞU MARMARA”

Depremin tetikleyeceği denizaltı heyelanının tsunami yaratabileceğini ve bunun yüksek de olabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Ersoy şunları söyledi:

“Şöyle ki bu çukurların yamaçlarında bir çamur var. Eğer o çamurları deprem silkelerse denizaltı heyelan olur. Olmuş mu? Olmuş. Geçmişte de var. Bu açıdan en potansiyel tehlike yeri Doğu Marmara’dır. Çınarcık açığı ve Tuzla açıklarında tsunaminin yüksek olmasını sağlayacak koşullar var. Denizaltı heyelanları olabilecek potansiyel yerler orada fazla. Tsunaminin kuzeye doğru 4 metre, güneye doğru 6 metre olabileceği hakkında simülasyonlar var. Tsunami direkt cepheden gelmek değil, bazen burunlara çarparak dönüp açı değiştirip girme durumu da olabilir. Mesela Sarayburnu’na çarpan dalgalar dönerek Eyüp’e falan gelebilir, Boğaza girebilir. Öyle etkileri de var. Ama deprem anında tsunami oluşma olasılığı ise 3 depremde 1’dir.”

“DENİZE SIFIR YAPILAR MARMARA’DA AKIL KÂRI DEĞİL”

Prof. Dr. Ersoy, “Ya kaçacaksın ya da tsunamiyi durduracaksın ya da yönlendireceksin. Bir strateji olması gerekiyor. Ve kıyılarda mekânsal planlamanın yapılması gerekiyor Marmara kıyılarının mekânsal açıdan yeniden planlanması gerekir. Denize sıfır yapı yapmak, çok akılcı bir olay değil” şeklinde konuştu.

TÜRK VE JAPON BİLİM İNSANLARI MARMARA FAYININ ÖZELLİKLERİNİ ARAŞTIRIYOR

Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, Japon bilim insanları ile birlikte 5 yıl önce Marmara fayının farklı özelliklerini anlamak için ölçümlere başladı.

Yer hareketleri sürekli olarak kaydedilerek, yer sarsıntılarının büyüklüğü, süresi, merkezi ve zamanı saptamaya yarayan sismometreler ile veriler toplanıyor.

Marmara Denizi’nin 1200 metre dibinde olan cihazlar, 6 ayda bir denizin farklı noktalarına yerleştiriliyor. Çalışmaların 5 yıldır devam ettiğini belirten Prof. Dr. Haluk Özener, araştırmanın detaylarını anlattı.

Prof. Dr. Haluk Özener, Marmara’daki deniz tabanına kurulmuş sismometrelerle Marmara’daki fayın özelliğini analiz ettiklerini belirterek, “Bu çalışma Marmara’da yapılan onlarca çalışmadan sadece bir tanesi. Dolayısıyla çok değerli bilim insanlarımız var, onların yapmış olduğu çalışmalardan bir tanesi. Biz 5 yıl boyunca Japon ve Türk ortaklığı ile Türk ve Japon projesi olarak farklı üniversitelerin de katılımıyla, hocalarımızın desteğiyle proje yürüttük. Türk tarafının liderliğini ben yapmıştım.

5 senelik proje sonucunda Marmara’daki deniz tabanına kurmuş olduğumuz deniz tabanı sismometreleri, açılım ölçer cihazlarla Marmara’daki fayın özelliğini, kayma miktarını hangi fay parçasının hangi derinlikte deprem yarattığını, hangi fay parçasının daha suskun olduğunu ortaya çıkarmıştık. Bilimsel çalışmalarımızın sonuçlarını paylaşıyoruz. Farklı farklı deniz tabanında çalışmalar var. Gemiler ile fayın lokasyonları haritalanıyor. Bizim yaptığımız çalışmalar da bunların üzerine veri toplamak.

“HER AN 7 ÜZERİ DEPREM OLABİLİR”

Marmara Denizi’nin 1200 metre dibinde olan cihazlarımız var. Cihazları atıyoruz 6 ay sonra alıp verileri topluyoruz ve farklı yerlere koyuyoruz. Dolayısıyla fayın boydan boya özelliklerini anlama şansımız oldu. Çalışmalar hala devam ediyor. Hala Marmara deniz tabanında bu cihazlarımız veri topluyor. O verileri mart ayında alacağız. Daha sonra değerlendireceğiz ama uzun soluklu işler” dedi. Özener, “Burası bir deprem bölgesi. Her an 7 üzeri deprem olabilir. Ne zaman olur? Kimse bilmiyor.

Bizim yer bilimleri camiası olarak yapacağımız çalışmalar orta ve uzun vadeli. En kısa vadede yapılması gereken, bina yapı stokunun güvenli hale getirilmesi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin hızlı tarama yöntemiyle binaların güvenliği ve mevcut durumunu tespit eden çalışması var. 6 Şubat’tan önce ve sonra yapılan başvurular arasında devasa fark var. Bu da bizim toplumumuzun yumurta kapıya dayandıktan sonra aksiyon almasından kaynaklanıyor. Şu an yapılması gereken şey toptan yapı stokunun kalitesine bakılması” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir