Pikmin 4 – İnceleme: Nintendo’dan bir tane daha “Game of The Year”

Nintendo Switch sahipleri için bu yılın gerçekten de muazzam geçtiğini söylemek lazım. Yılın en iyi oyunlarından diyebileceğimiz birçok oyunu çıktı ve geçtiğimiz günlerde bence bunların arasına bir yenisi daha eklendi. Nintendo’nun yine köklü oyun serilerinden biri olan Pikmin’in yeni oyunu Pikmin 4 çıkışını yaptı. Pikmin serisinin her oyununu oynamış olsam da seriyle o kadar içli dışlı birisi olmadığımı söylemem lazım ancak dördüncü oyunda gerçekten kendimi oynamaktan alamadım. Yaklaşık 30 saat kadar oynadım ve daha aynı heyecan ve istekle oynamaya devam ediyorum.

Oynanış tarafıyla incelememize başlayalım. Aslında Pikmin’in mantığı bu oyunda da korunmuş. Farklı tarzlarda Pikmin denilen canlılara sahipsiniz ve her birinin belli özellikleri var. Bu canlılar sizi sürekli takip ediyor ve onlara komutlar vererek görevleri yerine getiriyorsunuz. Başlangıçta amacımız uzay gemisi kazası sebebiyle dünyaya benzeyen bir gezegende kaybolmuş mürettabatı bulmak. Bunun için öncesinde köpeğiniz ile başlıyor ve çeşitli Pikminleri bularak ekibinizi genişletiyorsunuz. Pikminlerin farklı özellikleri sayesinde giremediğiniz yerlere girebiliyor ve farklı düşmanlarla savaşıyorsununuz.

Anlatınca olay basit gelse de kendi içerisinde basit ama zorlu bir mantığı var. Yanınıza belli sayıda Pikmin alabiliyor ve belli sayıda Pikmin üretebiliyorsunuz. Bu yüzden öncesinde karargahınızı genişletmeniz gerekiyor ancak bir yandan da ilerleyebilmek adına görevleri yapmanız gerekiyor. Tabii bunları yapmak için sınırlı bir zamana sahipsiniz. Bu yüzden gününüzü verimli kullanıp karargahı, Pikminleri ve köpeğinizi geliştirirken bir yandan da yeni Pikminler toplayıp görevleri yerine getirmeniz lazım. Her gün sonunda karargaha gitmeniz gerektiği için elinizdeki ekibi güzel kullanmanız lazım. Bu da aslında oyunu düz bir strateji oyunundan daha katmanlı bir oyuna çeviriyor. Dediğim gibi Pikminlerin farklı özellikleri var. Mesela mavi olan, suyu buza çeviriyor ve bu sayede su olan bölgelerde rahatça gezebiliyorsunuz. Ancak gittiğiniz bölgede elektrik alanı gibi bölgeler varsa bu sefer de sarı Pikmin almanız gerekiyor yanınıza. Pikmin sayısı da sınırlı olduğu için stratejinizi iyi kurmanız gerekiyor yoksa kısa sürede bitecek bir iş için birkaç gün uğraşıyorsunuz.

Nintendo oyunlarının olmazsa olmazı dungeon’lar burada da mevcut. Elbette adı farklı. Bu bölgelerde de karşınıza farklı bulmacalar ve farklı düşmanlar çıkıyor. Özellikle bu kısımlarda Pikminlerin çeşitliliği çok önemli oluyor. Girdiğiniz bölge öncesinde size bir özet geçiliyor bölgeyle ilgili. Bu bilgilere bakarak kadronuzu oluşturmanız lazım ki içerde daha kolay hareket edin. 

Dövüş kısmı da yine eski oyunlarda olduğu gibi benzer yapıya sahip. Dövüş kısımları da keyifli ancak biraz daha karmaşa hakim olduğu için asıl oynanıştan biraz daha farklı hissettiriyor. Son olarak bir de ara sıra karşınıza çıkan meydan okuma bölümlerinden bahsetmek lazım. Bu kısımlarda da oyunun spesifik bir mekaniğini kullanarak zaman karşı yarışıyor ve görevi yerine getirmeye çalışıyorsunuz. Bu tarz meydan okuma görevlerinin normalde ödülü çok iyi olmaz ve oraya girmek istemezsiniz ancak bu oyunda tam tersi. Ödül güzel ve meydan okuma keyifli olduğu için her sıkıştığınızda gitmek istiyorsunuz.

Gittiğiniz bölgeler de bir hayli geniş ve farklı. Bu yüzden oyun çok daha katmanlı bir hale geliyor. Nintendo oyunlarını biliyorsunuz, basit bir görünüme sahip olsalar da oyunu öğrenmesi çok kolay olsa da uzmanlaşması, detaylarına girmesi bir hayli zor. Ama bu zorluk bıktıran türden değil, keyif vereninden. Bu oyun da tam olarak böyle, inanılmaz basit yapısı sayesinde kolayca öğreniyorsunuz ve detaylara girdikçe mekaniklerin içinde keyiften dört köşe oluyorsunuz. Son zamanlarda gerçekten oynanış tarafını bu kadar keşfetmek istediğim, kendimi kaptırdığım bir oyun oynamamıştım.

Oyunun bir de hikaye kısmı var elbette. Aslında hiçbir zaman Pikmin hikayelerini öyle çok takip etmedim. Bu oyunda da takip etmediğimi söylemem lazım. Ancak yine de sizlere amaç verebilecek bir yapısı var. Bu da oyuna daha da bağlanmanızı sağlıyor. 

Görsellik anlamında çok da söyleyecek bir şey yok. Ancak bu sefer keşfettiğimiz bölge dünyaya benzediği için daha farklı bir yapısı var diyebilirim. Yine de o çizgi film tarzından çok uzaklaşmış değil. Zaten Pikminlerin tatlılığını incelemekten çok da sağa sola odaklanamıyorsunuz.

Toparlamak gerekirse Pikmin 4 bu yılın kesinlikle en iyileri arasında. Geçmişte kurduğu temelini koruyup yenilemeyi bilmiş. Yeni mekaniklerle de çok keyifli bir oyun olmuş. Switch sahipleri zaten oyunu biliyordur ama oldu da bilmeyen, almaktan çekinen varsa mutlaka almalı diyebilirim. Benim için şu anda net bir şekilde en iyilerden biri. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir