VakıfBank’ın İtalyan süperstarı Paola Egonu, Torino’da düzenlenecek ve VakıfBank ile Eczacıbaşı Dynavit’in mücadelesine sahne olacak CEV Şampiyonlar Ligi Süper Finali öncesi açıklamalarda bulundu.
‘İÇİMDEKİ KÜÇÜK KIZ BÜYÜMEDİ’
İçimdeki küçük kız büyümedi ve hala orada. O bana kendime zaman ayırmamı, kendime dikkat etmemi, mutlu olmayı hak ettiğimi, istiyorsam o dondurmayı yemeyi hak ettiğimi hatırlatıyor. Bu yüzden içimdeki o küçük kızı koruyor ve seviyorum.
“HENÜZ EN ÜST DÜZEYE ULAŞMADIM”
Gelmek istediğim en üst noktaya henüz ulaşamadığımı düşünüyorum. Ama her sene kendimi hem fiziksel hem mental anlamda geliştiyorum, gerek saha içi gerek fitness salonu gerekse de saha dışında kendimi ilerletiyorum ve bunun için kendimle gurur duyuyorum.
‘FENERBAHÇE TARAFTARININ COŞKUSUNA İNANAMADIM’
Uzun yıllar İtalya’da oynadın, ilk ülke dışı deneyimini VakıfBank ile yaşıyorsun. İki ligi karşılaştırırsan neler söylersin?
Aslında iki lig birbirine çok benziyor. En üst sıralarda dört beş takım var ve şampiyonluk için çok yakın mücadeleler oluyor. İkinci kademedeki dört beş takım da yarışta kalabilmek için mücadele ediyor. Sahalar, rekabet, oyuncuların kalitesi ve ligin seviyesi gerçekten birbirine çok benzer…
Taraftar konusunda ise iki ülkede de voleybolun çok sevildiğini söyleyebilirim ancak Türkiye’deki taraftarları iyi anlamda daha çılgın ve heyecanlı görüyorum. Bunun bir nedeni de Türkiye’deki voleybol takımları birden fazla spor dalında mücadele ediyor. Bu durum taraftar sayılarına ve taraftar heyecanına da yansıyor. İtalya’da bu durum yok. Örneğin Fenerbahçe’nin basketbol maçına gittiğimde taraftarın coşkusuna ve heyecanına inanamamıştım.
Fenerbahçe’nin futbol maçına da gittin mi, çok daha büyük bir taraftar topluluğu…
Evet, hatta taraftar alanlarının farklı olmasına ve rakip takımların taraftarlarının birbirlerinin alanına girememelerine çok şaşırmıştım. Bu daha önce hiç tecrübe etmediğim bir durumdu.
“YENİDEN TÜRKİYE’YE GELMEYİ ÇOK İSTERİM”
Kariyerinin sonraki yıllarında yeniden Türkiye’de bir takımda yer almayı düşünür müsün?
Bilmiyorum ama tabi ki yeniden Türkiye’ye gelmeyi çok isterim, bu sene inanılmaz bir deneyimdi benim için.
Fenerbahçe’den söz etmişken Şampiyonlar Ligi yarı final ikinci maçında inanılmaz bir mücadele gösterdiniz. Sence o geri dönüşte kilit neydi?
İlk maçı kötü kaybettik, gerçekleştirmek istediklerimizi sahaya yansıtamadık. İkinci maç için onlar yapmaları gerekeni yapacaktı ama biz de ne yapmamız gerektiğini ve ne istediğimizi biliyorduk. Çok çalışmıştık ve hazırlığımızı yapmıştık. Kendimize çok inandık, çok güvendik. Ne olursa olsun sonuna kadar da pes etmeyeceğimizi kendi aramızda konuşmuştuk ve öyle de oldu, hiçbir zaman bırakmadık. Fenerbahçe’nin o maçı alması beklenen bir durumdu. Sahaya kendimize inanarak, tüm kalbimizi ve eforumuzu ortaya koyarak çıktık.
Herkes Paola Egonu ile çalışmak ister, peki Paola Egonu’nun birlikte çalışmadım ama çok isterdim diyebileceği bir koç ve voleybolcu var mı?
Ze Roberto ile çalışmayı çok isterdim. Çok…
SANTARELLI’YI GÖRÜNCE ÇOCUK GİBİ SEVİNDİM
Santarelli’nin maça geleceğinden bile haberim yoktu o yüzden onu karşımda görünce bir çocuk gibi sevindim. Onu gördüğüme çok mutlu olmuştum. Aslında çok özel bir şey konuşmadık, birbirimize sarıldık, sohbet ettik. Beni galibiyet için tebrik etti ve oyunum için güzel sözler söyledi. Biraz da havadan sudan konuştuktan sonra şu sohbet geçti; İtalya’da oynarken, saçım uzun olduğu için her smaçtan sonra saçlarımı geriye atmak için yaptığım bir hareketim vardı. O hareketi görmeyi çok özlediğini söyledi. (Gülüyor) Keyifli bir sohbetti.
GABİ’NİN ÇILGIN BİR YANI VAR
Gabi çok profesyonel, çok çalışkan aynı zamanda konsantrasyonu ve odaklanması çok yüksek bir oyuncu. Sporcu disiplini çok üst seviyede, kendine ve vücuduna çok iyi bakıyor. Yemek ve uyku düzeni inanılmaz. Çok üst düzeydeki profesyonelliğine hayranım ve onu çok seviyorum. Profesyonelliğin yanı sıra Gabi’nin çılgın da bir yanı var. Sahada birlikte eğleniyoruz ve ona çok güveniyorum. Gabi ile aynı ekipte oynama fırsatı bulduğum için çok mutluyum.
TAKIMA VEDA EDECEĞİM İÇİN ÜZGÜNÜM
Ayrılık yakın görünüyor, Süper Final’in bu anlamda da bir özelliği var. Neler hissediyorsun?
Önümüzdeki maç için heyecanlıyım ancak takıma veda edeceğim için de çok üzgünüm. Taraftarımızı, takımımı, Türkiye’yi, buranın kültürünü, insanını, misafirperverliğini, herkesin beni kucaklamasını çok özleyeceğim. Herkesin beni olduğum gibi kabul etmesi çok mutlu etti. Bu sezon çok eğlendim ve bunun bir final veya veda olduğunu düşünmüyorum. Kulüp, teknik ekip ve kızlar ile tekrar beraber çalışacağımız zamanların ileride geleceğini umuyorum. Bekleyip göreceğiz
Favori dizin?
Muhteşem Yüzyıl. İngilizce altyazılı izliyorum ve çok seviyorum.
Türkiye’de seni en çok ne şaşırttı?
Türk insanının misafirperverliği ve dillerini konuşamadığım halde beni anlamak için gösterdikleri çaba. İtalya’da olsa “İtalyanca bilmiyorsan bu senin problemin…” diyip geçerler. (Gülüyor)
Kendi pozisyonunda en beğendiğin oyuncu?
Her zaman çok iyi rakiplere karşı oynamayı çok seviyorum. Tek bir favorim yok ama Boskovic, Vargas, Bella Haak’a karşı oynamayı çok seviyorum. Onlara karşı oynadığınız zaman biliyorsunuz ki seviye çok yüksek olacak ve maçın gidişatı her an değişebilir (Voleybolun Sesi)