2010 yılına kadar küresel olarak aşamalı olarak kullanımdan kaldırılması gereken kloroflorokarbon (CFC) gazları, o zamandan beri farklı konsantrasyonlarla bir şekilde kullanılmaya devam etti ve 2020 yılında rekor seviyeye ulaştı. Yeni araştırma, suçlunun ozon tabakasını incelten maddelerin yerini alması amaçlanan alternatif soğutucu akışkanlar olabileceğini öne sürüyor.
Ozon tabakasına zarar veren yeni gazlar bulundu
Ozon tabakası, son birkaç on yılda dikkate değer bir iyileşme sağlamayı başardı. Bununla birlikte, emisyonlar artmaya devam ederse, bu ilerlemenin yavaşlaması ve iklim değişikliğinin şiddetlenmesi bekleniyor. İsviçre Malzeme Bilimi ve Teknolojisi Federal Laboratuarları Empa’da bir araştırmacı olan Stefan Reimann, 30 Mart’ta düzenlediği basın brifinginde, “Bu birkaç gazın oluşturduğu emisyonlar, İsviçre’deki tüm sera gazlarının emisyonlarıyla aynı seviyede” dedi.
Yapılan bu araştırmada 2010’dan beri daha yaygın hale gelen beş CFC’den (CFC-113a, CFC-114a ve CFC-115) üçünün klima, buzdolapları ve yangın söndürücülerde kullanıldığını tespit etti. Bu CFC’ler Montreal Protokolü’ndeki bir boşluktan yararlanılarak üretiliyor ve hidroflorokarbon (HFC) olarak adlandırılıyor. HFC’ler tıpkı CFC’ler gibi karbondioksitten yüz ila binlerce kat daha güçlü olan “süper” sera gazları olarak biliniyor. Normal şartlarda HFC’lerin 2047’ye kadar yüzde 85 oranında azalması bekleniyor ancak daha henüz bu gazların nerelerde oluştuğu bile tespit edilmiş değil. Bilim insanları Montreal Protokolüne sadık kalınması ve gözlemlerin kapsamının genişletilmesi gerektiğinin altını çiziyor.