CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara Büyükşehir Belediyesi ve Keçiören Belediyesi iş birliğinde düzenlenen ‘Taha Akgül Karakucak Güreşleri’ öncesi gazetecilerin sorularını yanıtladı. Özel, Türkiye’nin Fransa’da düzenlenen olimpiyat oyunlarında altın madalya kazanamadığını belirterek, “Sayın Mansur Başkanımızla birlikte kararlaştırdığımız üzere, CHP’li belediyelerin, Sosyal Demokrat Belediyeler Eşgüdüm Konseyi’ndeki ana gündem maddelerinden bir tanesi, ‘Olimpik başarının artırılması için CHP’li belediyelere ne düşüyor?’ bunu konuşmaktı. O gün bir dizi karar alındı. Bundan sonra göreceksiniz. Ama Türkiye’nin 1940’larda 8-9 altın aldığı olimpiyatlardan 80 yıl sonra altınsız dönüyorsak, bu başta karakucak güreşlerine yeterince önem verilmemesindendir. Ata sporumuzda mindere sporcu yetiştirmeye, karakucak güreşlerine yani yağsız güreşlere, yağlı güreşlere verdiğimiz kadar önem vermeye, burada sporcuların yetişmesine katkı sağlamaya çalışacağız. Bunun en erken örneği, zaten hazırlıkları vardı, Mesut ve Mansur Başkanın ev sahipliğinde bugün buradayız” diye konuştu.
‘HABER ALINIR ALINMAZ MÜHÜRLENDİ’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Boğazı’nda Adnan Oktar’a ait olduğu ortaya çıkan kaçak villa üzerinden İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne tepki göstermesini değerlendiren Özel, “Ortada söylenebilecek bir şey var, o da geçen gün ortaya çıkan Adnan Oktar’ın kaçak villası değil, onların döneminde yapılmış olan villasına verilen tadilat ruhsatının istismarı. Haber alınır alınmaz da mühürlendi zaten. Bula bula koca İstanbul’da kusur, diye bunu bulup bize söylüyorsa gerçekten söyleyecek söz yok. Ama ona, Sayın Cumhurbaşkanına en sevdiği işareti yapacağım. (Rabia işareti). O İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğunda 4 gökdelen vardı, İstanbul’da. Bugün 265 gökdelen var. İstanbul’un bağrına 261 hançeri saplayan, oradaki tadilat için ruhsat alıp alelacele yanlış işler yapan, fark edildiğinde mühürlenen bir evi bize hesap olarak soramaz” ifadelerini kullandı.
‘TÜKENMİŞLİK SENDROMUNA BAĞLIYORUM’
Özgür Özel, Erdoğan’ın Meclis’teki kavgalı oturuma ilişkin, ‘Milletin Meclisi’nde milletin kürsüsünde millete hakaret eden, milli iradeye hakaret eden, dilinden kin ve nefret akan bu provokatörü ellerinden gelse demokrasi havarisi ilan edeceklerdi’ açıklamasına ilişkin şunları söyledi:
“Bir avuç FETÖ’cünün peşine koca partisini takmış biri için yine olmadık bir eleştiri. Bir avuç cemaat ve tarikatın peşine koca devleti takmış, 15 Temmuz hain darbe girişimine yol açacakları yıllarca sıvazlamış, yolunu temizlemiş, ne istedilerse vermiş birisi şimdi bizi birilerinin peşine takılmakla suçluyor. Ben Sayın Ahmet Şık’ın kendisiyle de konuştuğumda, Meclis’teki konuşmamda da bütün değerlendirmelerimde de Sayın Şık’ın üslubunun, Meclis’in yapısına, ruhuna uygun olmadığını söyledim. Hatta bu konuda beni eleştirenler de oldu. Ahmet Şık, saygı sınırlarını aşmış olabilir ama bir de dönsün baksın bakalım. Alpay Özalan denilen organizma ne yapıyor? Kürsüye saldırıyor, kan akıtıyor, kadına karşı şiddet uygulanmasının ön ayağı oluyor, olayları başlatıyor. Alpay Özalan’a hiçbir şey söylemeyip, Ahmet Şık’a laf vuruyor. Ahmet Şık’ın sözü ağırdı, bazı kelimeleri Meclis’e yakışmadı. Alpay Özalan, Türkiye’ye yakışmıyor. Alpay Özalan’ı biz milli bir kahraman olarak görürdük. Milli takımda oynarken milli gururumuzdu, Sayın Erdoğan’ın partisinde milli utancımıza dönüştü. Şimdi de tuttu onu, Meclis İdare Amiri yaptı. Buradan özeleştiri yapması gereken birinin eleştiriye yeltenmesini tükenmişlik sendromuna bağlıyorum.”