Oruca nasıl niyet edilir? Niyet etmeden ve sahura kalkmadan oruç tutulur mu?

11 ayın sultanı, mübarek aylardan biri olan Ramazan ayı için geri sayım başladı. Vatandaşlar bu mübarek ayda ibadetlerini yerine getirmek için araştırmalar yapıyor.

İslam aleminde niyet etmek oldukça önemlidir. Müslüman vatandaşlar ibadetlerini yerine getirmeden önce niyet eder.

Oruç tutmak da niyet edilmesi gereken ibadetler arasında yer alıyor. Bazı vatandaşlar oruç tutarken niyet etmek konusunda kafa karışıklığı yaşıyor.

Peki Ramazan ayında oruç tutmak için nasıl niyet edilir? Niyet edilmeden ve sahura kalkmadan oruç tutulur mu?

Oruç tutmadan önce niyet etmek

Oruç tutarken niyet etmek şarttır. Oruç niyeti için “Niyet ettim Allah rızası için bugünkü orucu tutmaya” şeklinde mutlak niyet oruç tutmak isteyen kişiler için yeterlidir. Bununla birlikte geceden niyet edilmesi ve “yarınki Ramazan orucuna” şeklinde orucun belirlenmesi daha faziletlidir. Ramazanın her günü için ayrı niyet edilmesi gerekir (Mevsılî, el-İhtiyâr, I, 397, 400).

Sahura kalkmak, oruç tutmak niyetiyle yatmak, ertesi gün oruç tutulacağına karar vermek gibi eylemler, niyet olarak kabul edilmektedir. Bunların hiçbirisinin olmaması durumunda, uyuyakalan bir birey, sabah saatleri içerisinde de niyet edebilir.

Sahura kalkmadan ve niyet etmeden oruç tutulur mu?

Diyanet İşleri Başkanlığı oruca niyet etme konusunda detayları paylaştı. Diyanet’in internet sitesinde şu bilgiler yer aldı; Niyet etmek orucun şartlarındandır. Niyetsiz oruç sahih(doğru) değildir. Kalben niyet etmek yeterli ise de niyeti dil ile ifade etmek menduptur.

Oruç için sahura kalkılması da niyet sayılır.

2023 kefaret ücreti

Orucu kasten, yani mazereti olmadığı halde bilerek bozmak, Ramazan’ın hürmetine saygısızlıktır ve büyük günahtır. Hz. Peygamber (s.a.s), orucunu bu şekilde bozanların keffâret ile yükümlü olacaklarını belirtmiştir (Buhârî, Savm, 30; Hibe 20; Nafakât, 13; Keffârâtü’l-eymân, 2-4; Müslim, Sıyâm, 81). Oruç keffâreti, iki kamerî ay veya 60 gün ara vermeksizin oruç tutmaktır. Buna da gücü yetmeyen kişi, 60 fakiri bir gün ya da bir fakiri 60 gün doyurur. Bu keffâretin yanında ayrıca, tövbe edilmesi ve bozulan orucun da kazası gerekir (Merğînânî, el-Hidâye, II, 261-262).

Oruç fidyesi, tıpkı fıtır sadakasında olduğu gibi onları verecek kişinin bakmakla yükümlü olmadığı yoksul müslümanlara verilir. Fıtır sadakası ve oruç fidyesini vermek durumunda olan kimsenin bunlardan doğrudan ya da dolaylı olarak yararlanmaması esastır. Zekât için de aynı kural geçerlidir. Bu sebeple bir kimse zekâtını, fıtır sadakasını ve fidyesini kendi usûl (üst soy) ve fürûuna (alt soy) veremez. Usûl, bir kimsenin anası, babası, dede ve nineleri; fürû ise, çocukları, torunları ve onların çocuklarıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir