Ölüdeniz Fayı için uyarı: Stres seviyesi arttı

ODTU Mühendislik Fakültesi, Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Arda Özacar, 10 ilin etkilendiği deprem bölgesi üzerinde daha önce çok fazla çalışma yaptıklarını söyledi.

Doç. Dr. Özacar, Kahramanmaraş merkezli 7.7’lik deprem sonucu Doğu Anadolu Fay hattı üzerinde bulunan Amanos segmanının 521 yılında, Pazarcık segmanının ise 1513 yılında daha önce kırıldığını söyleyerek, “Bu da bize Doğu Anadolu Fay hattı üzerinde bulunan Amanos ve Pazarcık segmanlarının uzun zamandır kırılmadığını gösteriyordu. Ne yazık ki bu depremle de Doğu Anadolu Fay hattı üzerinde bulunan Amanos ve Pazarcık segmanları kırıldı. Hatta bu iki segmanın ortasından başlayan deprem, hem kuzey hem de güney tarafına da etki etmiş gibi duruyor. Ama bunları söylemek için erken” dedi. 

’24 SAAT İÇİNDE 2 DEPREME ÇOK SIK RASTLANMAZ’

Depremin özellikle enteresan olduğu noktalardan birinin aynı gün içinde bir tetikleme meydana getirmesi olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Özacar, “Doğu Anadolu Fay hattı üzerinde tetiklenen kısım başka bir fay segmanı olan Sürgü fayı olarak adlandırılan kuzeyi tetikledi. Tetiklenmenin 24 saat içinde olması çok sık rastlanan bir durum değil. Ama bunun bir örneği yakın zamanda Kaliforniya’da da yaşandı. Orada da bir hafta içinde iki fay kırılmıştı. Ancak orada olan depremler daha küçük ölçekliydi. Biz burada 7.7 sonra 7.6 büyüklüğünde çok büyük depremler yaşadık. Bu anlamda Kandilli’nin verisindeki sonraki şokların da Savrun- Sürgü ve Pazarcık- Amanos segmanları üzerinde yoğunluğu görebiliyorsunuz” diye konuştu.

‘STRES ARTIŞI KUVVETLE MUHTEMEL’

Doç. Dr. Özacar, yaşanan depremlerin diğer fayları etkileyip etkilemeyeceği konusunda da çalışmaları olduğunu belirterek, “Bu, statik stres seviyelerinin, yani deprem olduktan sonra da komşu faylardaki stres seviyelerinin arttığını, artabileceğini gösteriyor. Temblor kaynaklı haritada da statik stresin özellikle sıcak renklerde yani kırmızı ve koyu turuncu renklerde arttığı bölgeleri gösteriyor. Bu modelde 2’nci depremin bulunduğu Savrun- Sürgü fayının olduğu kısımda statik stresin seviyesi artıyor. Bunun ayrıca dinamik olarak, yani sistemi salladığınız zaman (yer sarsıntısı) diğer faylarda da bir sürtünme azalımı olduğu da belirlenmiş durumda. Bu anlamda baktığımız zaman hem tetiklenen fayda, yani Savrun- Sürgü hattında hem de güneyde 14’üncü yüzyılda en son kırılmış 1408 yılında kırılmış olan Ölüdeniz Fayı’nda (Hatay’ın güneyi) potansiyel olarak bir stres artışına neden olması kuvvetle muhtemel. Bir önemli diğer hattımız ise Doğu Anadolu Fay hattı üzerinde bulunan Malatya fay hattı. Yukarı doğru giden Malatya hattında da stres biriktirip biriktirmediği incelenecek. Halkımız bu anlamda dikkatli olması lazım. Tetiklenme sonucu büyük bir deprem olmasa bile genelde yaklaşık kural ana depremin 1 logaritmik magnitude aşağısında artçı olabileceğidir. Bu da 7.7 büyüklüğündeki bir depremin artçılarının bile 6.8 ya da 7 büyüklüğünde olabileceği için kesinlikle hasarlı binalarda bulunmamalılar. Gerekli, onlara ayrılan yerlerde kalmalarını özellikle tavsiye ediyoruz” ifadelerini kullandı.

KANDİLLİ’DEN AÇIKLAMA: 1 YILA KADAR SÜRECEK ARTÇILAR

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremin ardından bölgede tsunami riskine karşı, “Şu an itibariyle merkezimizde bin 200 tane artçı sarsıntı çözümü yapıldı. Bunlardan 256 tanesi 4 ve üzerinde depremler. İki tane 6’dan büyük deprem var, bunlar da ilk gün olan depremler. Bir tanesi 6.0, bir tanesi 6.9. Artçı sarsıntılar sürüyor. Bu artçı sarsıntılar, haftalar, aylar hatta 1 yıla kadar sürecek artçılar olacaktır” dedi.

Kahramanmaraş’ta 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde meydana gelen iki deprem 10 ilde büyük yıkıma yol açtı. Can kaybının 12 bin 391’e yükseldiği deprem bölgesinde artçı depremlere de yenileri ekleniyor. Konuya ilişkin, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, şu ana kadar bin 200 artçı sarsıntının çözümünün yapıldığına ve bu sayının 9 bini aşabileceğine dikkat çekti.

ARTÇI SARSINTILARIN 9 BİNİ GEÇMESİ BEKLENEBİLİR

Prof. Dr. Haluk Özener, “Şu an itibariyle merkezimizde bin 200 tane artçı sarsıntı çözümü yapıldı. Bunlardan 256 tanesi 4 ve üzerinde depremler. İki tane 6’dan büyük deprem var, bunlar da ilk gün olan depremler. Bir tanesi 6.0, bir tanesi 6.9. Artçı sarsıntılar sürüyor. Bu artçı sarsıntılar, haftalar, aylar hatta 1 yıla kadar sürecek artçılar olacaktır. 2017 yılında Bodrum Kos arasında meydana gelen depremde tam 9 bin 9 tane artçı sarsıntı vardı. Burada da artçı sarsıntıların bu rakamlara ulaşması ve geçmesi beklenebilir. Vatandaşlarımızın da olabildiğince sakin olarak bu artçı sarsıntıları beklemeleri, hasarlı binalara girmemeleri, güvenli alanlarda beklemelerini önerebiliriz. Maalesef onun dışında yapabilecekleri bir şey yok” dedi.

MARMARA DEPREMİ’Nİ TETİKLEMEYECEK AMA RİSKİN AZALDIĞI ANLAMINA GELMİYOR

Yaşanan ikinci depremin ardından beklenen üçüncü bir depreme ilişkin olarak Prof. Dr. Özener, “Bu öngörüleri söylemek doğru değil, üçüncü bir deprem gelebilir. Ülkemizin başka yerlerinde de deprem olabilir ama o deprem onu tetikliyor, sonra bir tane daha tetikleyecek gibi bir kesin söylem mümkün değil. Olabilir, olmayadabilir. Ölüdeniz fayı harekete geçecek, Antakya kırılacak. Antakya bir gün kırılacak tabi ama bugün mü yarın mı yoksa 50 sene sonra mı bilmiyoruz. Malatya fayı kırılacak. Evet, kırılacak ama ne zaman kırılacak bilmiyoruz. Bu depremler olsa da kırılacak, olmasa da kırılacak. Marmara’nın içi kırılacak. Bu depremler Marmara’yı tetiklemez ama tetiklemediği halde Marmara kırılabilir. Bazı yerlerde Doğu Anadolu fayında bu bin yıl, 800 yıl, bin 200 yıl gibi deprem tekrarlama aralıkları var. Dolayısıyla herhangi bir fayın da bu fay 7 buçukluk deprem üretme potansiyelindedir diyebilirsiniz ama deprem tekrarlama aralığını da söylemeniz gerekiyor. Panik olmamak lazım, vatandaşların da sorgulaması lazım. 7.5’lik deprem olacak ama ne zaman olacak bilmiyoruz. Belki o enerjinin birikmesi için 700 yıla daha ihtiyacımız var. Doğu Anadolu fayında olan bir depremin, Marmara’da beklediğimiz bir depreme etkisi, ona stres yüklemesi veya tetiklemesi gibi bir şey bilimsel olarak söylemek çok mümkün değil. Bu tetiklemeyecektir diyoruz ama tetiklememesi Marmara Denizi’nde olan deprem potansiyelinin, riskin azaldığı anlamına gelmiyor. Orada bir kırılmayı bekleyen parça var, orada bir enerji var. 7’nin üzerinde deprem potansiyelli bir fayımız var ama ne zaman kırılacak bilmiyoruz” diye konuştu.

Türkiye’nin 3 metre kaymasıyla ilgili olarak da Prof. Dr. Özener, depremin sonucunda doğal bir neticenin olduğunu ve korkulacak bir durum olmadığını söyledi.

KIYILARIMIZDA TSUNAMİ RİSKİ BULUNMAMAKTADIR

Türkiye’nin deprem ülkesi olduğunu da hatırlatan Prof. Dr. Özener, “Bu depremde veya başka bir depremde kıyıdan 50 kilometre, 100 kilometre içeride olan depremlerde veya 5.5’in üzerinde olan depremlerde, denizde meydana gelen depremlerde tsunami olayını takip ediyoruz ve tsunami uyarısı veriyoruz. Bize abone olan 13 ülkeye, Türkiye’de de AFAD’a tsunami uyarı mesajı yolluyoruz. Daha sonra süreci takip ediyoruz. Kıyılarda olan deniz seviyesi istasyonları ve sismometrelerle takip ediyoruz. Tsunami tehlikesi geçtiği zaman gözlem yapıyoruz. 04.17’de olan depremden sonra biz 12.59 civarlarında, tsunami tehlikesi geçmiştir mesajı verdik. Oluşan bu depremlerden dolayı şu anda kıyılarımızda bir tsunami riski bulunmamaktadır” ifadelerini kullandı. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir