Melisa Vardal – Geçen haftalarda ünlü sanat eleştirmeni Jerry Saltz, Milliyet’e yaptığı açıklamalarda sanat listelerinin “saçmalık” olduğunu söylemişti. Alanında uzman isimlerde eleştirilere atılıp listelerin çoğunlukla manipülatif olduğunu ifade etmişti. Sanat camiasında yalnızca listeler değil ödüller de bir o kadar tartışma yaratıyor. Ödüller ve gerekçeleri üzerine başlayan bu tartışmalar kimi zaman ödül sisteminin ta kendisini hedef alıyor.
Ayrıcalıklı olma isteği
Tam da bu konu üzerine bugün İzmir’de “Sanatta Ödül Sistemine Hayır” başlıklı bir panel gerçekleştiriyor. Maya Kültür Sanat Kolektifi’nin düzenlediği etkinlikte şair ve yazar Önder Birol, şair İsmet Alıcı ve şair Mustafa Güçlü konuşmacı olarak yer alıyor. Etkinliğin moderatörlüğünü üstlenen Özgür Tiyatro Genel Sanat Yönetmeni Özgür Başkaya, sanat ve ödül kelimelerinin yan yana gelmemesi gerektiğini düşünenlerden. Konuyu “İnsanlar neden ödül almak ister?”, “Bazı insanlar neden ödül verir, ödül vermek ister?”, “Ödül niye var?” gibi sorular üzerinden etraflıca ele alan Başkaya, “Aşkımızı ifade ederken, çiçekleri sularken, babamıza çay götürürken, güvercinimizi severken hatta ikili ilişkilerimizde para kazanmayı düşünmüyoruz da neden sanattan maddi beklenti içine giriyoruz?” diye soruyor.
‘Sanat olmaktan çıkar’
Başkaya, tarihsel süreç içinde ödül sisteminin egemen ideoloji tarafından, kendi iktidarlarını korumak ve yeniden-yeniden üretmek için ortaya çıkarıldığını belirtiyor. Ödül alma isteğinin ayrıcalıklı olma arzusuyla denk düştüğünü söyleyen Başkaya, bu isteğin sanatçıları prangaladığını düşünüyor. Sanatın insanlığın en büyük hazinelerinden biri olduğunu söyleyen Başkaya, maddi beklenti içinde olmanın beyhude bir çaba olduğunu vurguluyor. Başkaya, sanatın piyasalaşmasını eleştiriyor. Sanat üzerinden para kazanabileceğini fakat amaç kazanç elde etmek olduğu sürece yapılan eylemin sanat olmaktan çıkacağını ve piyasanın kör bir çabası hâline geleceğini savunuyor. Başkaya İspanyol yazar Cristopher Caudwel’in şu sözlerini hatırlatıyor:
“Sanat pazar değerleri yerine kullanım değerlerini getirir. Sanat ucuz şeyleri değerli kılar; birkaç boya lekesini toplumsal hazine haline getirebilir. Bu yüzden pazar sanatçının en büyük düşmanıdır. Pazarın kör çabası güzelliği katleder.”