New York’taki BM binasında gazetecilere açıklama yapan Genel Sekreter Guterres, Gazze’de olanları neden savaş suçu olarak nitelendirmediğinin sorulması üzerine ne diyor? “Uluslararası insancıl hukuk ve sivillerin korunmasına yönelik ihlallere her zaman karşı çıktım, ancak böyle bir yetkim yok…”
Bunun yetkiyle falan ne alakası varsa… Neler savaş suçudur diye Google’a sorduğunuzda bile her şey açık ve net:
Sivil halkın öldürülmesi, kötü muameleye tabi tutulması, savaş esirlerinin öldürülmesi, gereksiz yere şehirlerin yakılıp yıkılması…
İsrail’in yaptıklarında bunlar var mı, yok mu?… BM bayrağının dalgalandığı okulları, yerleri dahi defalarca vurdu. Vurmaya devam ediyor… Dolayısıyla Guterres’in “İsrail için bunu diyemem, söylemeye çekiniyorum demek yerine yetkim yok bahanesiyle topu taca attığı ortada…
Kaldı ki Guterres’in devamında “bence nitelendirmeden daha da önemlisi mevcut duruma odaklanmak” diyerek, söyledikleri şu sözlerde doğrudan kendisinin yetki alanına giren bir durum:
“Gazze’de birkaç haftada binlerce çocuk öldürüldü. Bu önemli. Gazze’deki sivil can kaybı, ben Genel Sekreter olarak göreve başladığımdan bu yana daha önce hiçbir çatışmada görülmediği kadar yüksek.”
Durum facia, insanlık adına utanç verici açıkçası…
***
Çok enteresan günlerden geçiyoruz. Dünya barışını, güvenliğini korumak için kurulan Birleşmiş Milletler Örgütü’nün Genel Sekreteri Guterres, Gazze’de yapılan katliama tepkilerini dile getiriyor ama sadece o kadar. Bunu yapan İsrail’in adını ağzına dahi almıyor… BM’nin her yıl çatışmada öldürülen çocukların raporunu yayımladığını anımsatıyor şimdiye kadar en yüksek sayıların Taliban ve Suriye yönetimine ait olduğuna dikkat çekerek, hiçbirinin Gazze’deki kayıp kadar yüksek olmadığını söylüyor ama yekten bu vahşet tablosunu yapan, yaratan, sorumlusu İsrail’dir demiyor, diyemiyor ya da dedirtmiyorlar! Yaptığı tek şey, çocukların, bebeklerin öldürülmesinden duyduğu üzüntüyü, endişeyi dile getirmek, durum tespiti… Birkaç cılız çıkışla, ağlamakla, dramatik birkaç cümleyle olayı geçiştirme durumu. Guterres, İsrail ile Hamas arasındaki çatışmalara insani ara verecek uzlaşma hakkında da ne dedi?” (Uzlaşma) doğru yönde bir adım ancak çok daha fazlasının yapılması gerekiyor.”
Yap o zaman!… Ara değil hepten İsrail’i durdur…
Ama endişeleri gidermesi gereken kişi, kuruluş, yapılması gerekeni, yapması gereken adres, makam İsrail’in yaptığı katliamı alçaklığı seyrediyor. Ya da bir şeyler yapmak istiyor ama ABD ve İsrail Guterres’e de posta koyuyor, önünü kesiyor… Her ikisi de olası…
***
Kısacası katliamı durdurmada umut olarak görülen BM’nin, Guterres’in tavrı, duruşu ortada. Kınamanın ötesinde bir şey yapmadı, yapamadı. Dünyanın gözü önünde çocuklar bombalarla ve açlıktan ölürken, yaralılar hastanelerde ilaç, tedavi, yardım bekliyor. İnsanlık dramı, utancı yaşanıyor. Günlerce yardım TIR’ları Mısır’da Refah kapısında bekledi, bekliyor, BM Genel Sekreteri Guterres kalktı sınır kapısına gitti basın toplantısı yaptı etki gücü oldu mu? Yok… Hastane, okul, cami vuruluyor, uluslararası sağlık kuruluşları bombalanıyor, açlık, susuzluk var ama Guterres ne BM’nin işlevini ne de oturduğu koltuğun, makamın pozisyonunu sorgulamıyor. Hem de dünya çapında büyük bir kitlenin tepkisine ve bu sistemin işlemediği artık değişmesi gerektiğini ifade eden başta Türkiye birçok ülke olmasına rağmen… Dolayısıyla bu sistemin, yani haklıdan değil güçlüden yana olan bu düzenin sürdürülebilir olmadığı açık… Eğer bu şekilde devam ederse alternatif örgütler, alternatif grupların çıkma ve BM’nin hepten işlevsiz kalma olasılığı söz konusu. Bir an önce günümüz şartlarına uygun revize edilmesi gerekir. Yoksa sayın Guterres sizin koltuk, makam da gidebilir… Çünkü o koltuk yakınma makamı değil…