Günümüzde büyük bölümü özel şirketler tarafından gerçekleştiriliyor olsa da birkaç on yıl geriye gittiğimiz zaman uzay çalışmalarının tek sorumlusu devletlerdi. Uzay çalışmaları denilince akla gelen ilk devlet kurumu da elbette NASA. NASA gibi çalışması için yüksek maliyetler gereken bir kurumun kurulma amacı bilimsel merak değil, ülkeler arası yaşanan ve o dönem tüm dünyayı etkileyen bir güç mücadelesiydi.
İkinci Dünya Savaşı sonrası artık sıcak çatışmalar bitmiş olsa bile ABD ile Sovyetler arasında üstü örtülü bir mücadele devam ediyordu. Soğuk Savaş olarak adlandırılan bu mücadelenin dünya sınırlarını aşıp da uzaya taşması ile birlikte NASA kuruldu. NASA, kurulduğu ilk günden beri içinde yaşadığımız evrenin sınırlarını keşfetmemizi sağlayan pek çok göreve imza atmış ama aynı zamanda bazı görevlerin başarısız olmasını da engelleyememiştir.
NASA’nın kurulduğu dünya düzeni:
NASA’nın kuruluşuna geçmeden önce bu devlet kurumunun ortaya çıktığı dünya düzenine bir göz atmakta yarar var. İkinci Dünya Savaşı henüz bitmiş, milyonlarca insan ölmüş, Nazi rejiminden kurtulunmuştu. Ancak dünya iki kutba ayrılmıştı. Bir kutbu kapitalist Amerika Birleşik Devletleri, bir kutbu ise komünist Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği oluşturuyordu.
Bu iki büyük gücün kapışması her alanda yaşanıyordu. ABD ve Sovyetler; bir yandan diğer ülkeleri yanlarına çekmeye çalışıyor, bir yandan ajanlık faaliyetleri yürütüyor, bir yandan da bilimsel ve teknolojik çalışmalarla birbirlerine alt etmeye çalışıyorlardı. 4 Ekim 1957 tarihinde Sovyetlerin Sputnik I uydusunu uzaya göndermesi ile birlikte bu mücadelenin yönü uzaya doğru kaymaya başladı. ABD, bir şeyler yapmalıydı.
NASA ilk ne zaman ve kim tarafından kuruldu?
National Aeronautics and Space Administration, kısaca NASA, Türkçesi ile Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi; 29 Temmuz 1958 tarihinde, dönemin Amerika Birleşik Devletler başkanı Dwight D. Eisenhower tarafından kurulmuştur. NASA’dan önce bu tür havacılık faaliyetleri 1915 yılında kurulmuş olan National Advisory Committee for Aeronautics, kısaca NACA, Türkçesi ile Havacılık Alanında Ulusal Danışma Komitesi tarafından yürütülüyordu.
NASA’nın kurulma amacı bilimsel merak değil, ABD’nin Sovyetler ile giriştiği üstü kapalı mücadeleydi. Sovyetlerin art arda uzaya uydu ve köpek göndermesi nedeniyle Amerikalılar büyük telaşa kapılmış ve bu komünistler ya uzaydan kafamıza bomba atarsa diye uyku uyuyamaz olmuşlardı. Başkan Eisenhower zaten bir İkinci Dünya Savaşı komutanı olduğu için duruma el atarak NASA’nın hızla kurulmasını sağladı.
NASA’nın öncelikli amacı, uzayda ABD gücünün de var olduğunu tüm dünyaya göstermekti. Elbette, siyasilerin olmasa da bilim insanlarının amacı yaşadığımız evreni keşfetmekti. Kuruluş nedeni ne olursa olsun kurum tarafından yapılan çalışmalara ve bugünün uzay araştırmalarına baktığımız zaman NASA’nın gerçekten pek çok başarılı çalışmaya imza attığını ve atmakta olduğunu söylemek mümkün.
NASA’nın bazı başarılı görevleri:
Apollo Hubble Viking Chandra Cassini-Huygens Spirit & Opportunity Spitzer WMAP Voyager Pioneer
En başarılı görevler: Apollo
NASA tarafından gerçekleştirilmiş en başarılı görevler arasında şüphesiz Apollo görevleri ilk sırayı alacaktır. Apollo 11 ile Ay’a insan gönderildiğini düşünürsek yani daha ne olsun? Apollo kapsamında yapılan pek çok sayıda görev sonucunda edindiğimiz bilgiler sayesinde bugün uydumuz Ay’ı çok daha yakından tanıyoruz.
Evrenin en ücra noktalarını görüyoruz: Hubble
Bugün uzay hakkında bildiğimiz pek çok şeyi öğrendiğimiz Hubble Teleskobu’nun insanlığa kazandırıldığı Hubble görevi de NASA’nın en başarılı çalışmalarından biri olarak kabul ediliyor. Bu görev sayesinde evrenin hayal bile edemeyeceğimiz noktalarından görüntüler elde etmeyi başardık.
İlk renkli Mars görüntüleri: Viking
1976 yılının Temmuz ayında Viking 1 sondası Mars gezegeninin yüzeyine başarılı bir iniş yaparak Sovyet rakiplerini geride bırakmıştı. Tam 6 yıl 116 gün boyunca Mars yüzeyinde çalışan bu sonda sayesinde hem Mars hakkında benzersiz bilgilere hem de Mars’ın renkli görüntülerine sahip olduk.
Süpernova keşifleri: Chandra
1999 yılında kurulan Chandra Gözlemevi, X ışınları kullanarak uzayı gözlüyor. Kullandığı ışınlar, bilinen X-ray teleskoplarından 100 kat daha güçlü. Bu benzersiz ışınlar sayesinde nice süpernovalar keşfedildi.
Satürn hakkında benzersiz bilgiler: Cassini-Huygens
NASA ve ESA ortak projesi olan Cassini-Huygens uzay aracı, 1997 yılında fırlatıldı ve uzun zaman sonra 2004 yılında hedefi olan Satürn gezegenine başarıyla ulaştı. O günden beri Satürn etrafında dönen araç sayesinde benzersiz bilgiler elde ettik.
Mars hakkında bildiğimiz her şey: Spirit & Opportunity
Spirit & Opportunity olarak adlandırılan ikiz uzay araçları 2004 yılında Mars gezegenine indi ve 90 gün boyunca dolaşabildikleri kadar dolaştılar. Bugün Mars hakkında bildiğimiz pek çok şeyi bu ikiz uzay araçlarına borçluyuz.
Pek çok çalışmanın temelini oluşturdu: Spitzer
Kozmoloji ve astrofizik çalışmalarının temelini oluşturan Spitzer Uzay Teleskobu, ilk kez 2005 yılında Güneş dışı gezegenlerden gelen ışığı keşfederek uzay çalışmalarına benzersiz bir boyut kazandırmıştır.
Evrenin yaşını öğrendik: WMAP
The Wilkinson Microwave Anisotropy Probe, kısaca WMAP, Türkçesi ile Wilkinson Mikrodalga Anizotropi Sondası; Büyük Patlama sonrası evrendeki radyasyonu en doğru şekilde ölçerek evrenin yaşını hesaplamada kesin teoriler oluşturulmasını sağladı.
Hayal bile edemeyeceğimiz yerlere gittiler: Voyager
Yıllar önce dönüşü olmayan bir uzay görevine gönderilen Voyager 1 ve Voyager 2 uzay araçları, 2025 yılına kadar bize evrenin hayal bile edemeyeceğimiz noktalarından gelen sinyalleri iletmeye devam edecekler. Jüpiter, Satürn, Neptün, Uranüs, Plüton gibi uzak gezegenler hakkında bildiğimiz her şeyi onlara borçluyuz.
Satürn’e ve Jüpiter’e ulaşan ilk araçlar: Pioneer
1972 ve 1973 yıllarında fırlatılan Pioneer 10 ve Pioneer 11 uzay araçları, Satürn’e ve Jüpiter’e ilk ulaşan araçlardır. Asteroit kuşağının tam ortasında, Mars ile Jüpiter arasında seyahat etmeyi başaran ilk uzay araçları da yine Pioneer 10 ve Pioneer 11’dir. Elde ettikleri bilgiler, elbette benzersizdi.
NASA’nın bazı başarısız görevleri:
STS-51-L STS-107 Apollo-Soyuz Test Project
Uzay aracı alev aldı: STS-51-L
Tarihe Challenger Felaketi olarak geçen olay 28 Ocak 1986 tarihinde yaşandı. NASA tarafından fırlatılan STS-51-L uzay aracı, bir dakika sonra parçalanarak alev aldı ve içindeki tüm mürettebat hayatını kaybetti.
Zararsız bir yangın gibi başladı: STS-107
Tarihe Columbia Felaketi olarak geçen olay 1 Şubat 2003 tarihinde yaşandı. NASA tarafından fırlatılan STS-107 uzay aracında 7 dakika sonra bir yangın meydana geldi. Herhangi bir sorun olmadığı söylense bile yangın yayıldı ve araçta bulunan tüm mürettebat hayatını kaybetti.
Gizemli gaz sızıntısı: Apollo-Soyuz Test Project
1975 yılının Temmuz ayında gerçekleşen, ABD ve Sovyetlerin ilk ortak uzay çalışması olan Apollo-Soyuz Test Project kapsamında uzaya fırlatılan roket başarılı bir şekilde Dünya yörüngesine oturdu. 44 saat sonra geri döndüklerinde ise araçta nitrojen gazı sızıntısı olduğu ortaya çıktı. Üçü Amerikalı, ikisi Rus olan mürettebat hemen hastaneye kaldırıldı. Neyse ki kimseye bir şey olmadı. Ancak yaşanan sızıntı büyük tartışmalara neden oldu.
İnsanlık tarihinin en önemli uzay çalışmalarına imza atan ABD devlet kurumu NASA kim tarafından, ne zaman kuruldu sorusunu yanıtladık ve kurumun gerçekleştirdiği başarılı ve başarısız uzay görevlerinden bahsettik. NASA ve çalışmaları hakkındaki düşüncelerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz.