NASA, Mars’taki yaşamı mı öldürdü?
Kısa bir süre önce bir bilim insanı, NASA’nın neredeyse 50 yıl önce Mars’ta yanlışlıkla yaşamı keşfetmiş olabileceğini ve daha sonra ne olduğunu fark etmeden yanlışlıkla öldürmüş olabileceğini iddia etti. Ancak diğer uzmanlar yeni iddiaların zorlama bir fantezi mi yoksa geçmişteki bazı şaşırtıcı deneyler için ilgi çekici olası bir açıklama mı olduğu konusunda ikiye bölünmüş durumda.
Berlin Teknik Üniversitesi’nde astrobiyolog olan Dirk Schulze-Makuch, 27 Haziran’da Big Think için kaleme aldığı makalede, NASA’nın Viking araçlarının 1976’da Kızıl Gezegen’e iniş yaptıktan sonra Mars kayalarının içinde saklanan küçük, kuraklığa dayanıklı yaşam formlarını örneklemiş olabileceğini öne sürdü. Schulze-Makuch, eğer bu uç yaşam formları var idiyse ve var olmaya devam ediyorsa, iniş araçları tarafından gerçekleştirilen deneyler nedeniyle ölmüş olabileceklerini söylüyor.
Schulze-Makuch bunun “bazı insanların kesinlikle kışkırtıcı bulacağı bir öneri” olduğunu ancak benzer mikropların Dünya’da yaşadığını ve varsayımsal olarak Kızıl Gezegen’de de yaşayabileceğini, bu nedenle göz ardı edilemeyeceklerini sözlerine ekledi.
Viking deneyleri
Bunlar son derece teknik deneyler olsa da deneylerinin sonuçları kafa karıştırıcıydı ve o zamandan beri görünüşe göre bazı bilim insanlarının kafasını karıştırmaya devam ediyor. Etiketli salım ve pirolitik salım deneyleri Mars’ta yaşam fikrini destekleyen bazı sonuçlar üretti: Her iki deneyde de bazı gazların konsantrasyonlarındaki küçük değişiklikler bir tür organizmanın varlığına işaret ediyordu.
GCMS ayrıca bazı klorlu organik bileşiklerin izlerini de buldu, ancak o zamanlar görev bilimcileri bu bileşiklerin Dünya’da kullanılan temizlik ürünlerinden kaynaklanan kontaminasyon olduğuna inandılar. (Sonraki iniş ve keşif araçları bu organik bileşiklerin Mars’ta doğal olarak oluştuğunu kanıtladı).
Bununla birlikte, dört deney arasında en önemlisi olarak kabul edilen gaz değişimi deneyi olumsuz sonuç verdi ve çoğu bilim insanının nihayetinde Viking deneylerinin Mars yaşamını tespit etmediği kanısına varmasına yol açtı.
Su kullanmak deneyleri etkilemiş olabilir
Şili’deki Atacama Çölü gibi çok kuru Dünya ortamlarında, son derece tuzlu olan ve çevrelerindeki havadan çok az miktarda su çeken higroskopik kayalarda saklanarak gelişebilen ekstrem mikroplar bulunuyor. Bu kayalar, varsayımsal olarak bu tür mikropları yaşatabilecek bir nem seviyesine sahip olan Mars’ta da mevcut. Schulze-Makuch, bu mikropların Dünya’daki bazı yaşam formlarıyla uyumlu bir kimyasal olan hidrojen peroksit de içermesi halinde, nemi daha fazla çekmelerine yardımcı olacağını ve ayrıca etiketli salım deneyinde tespit edilen gazların bir kısmını üretmiş olabileceğini öne sürüyor.
Ancak çok fazla su bu küçük organizmalar için ölümcül olabiliyor. Scientific Reports dergisinde yayınlanan 2018 tarihli bir çalışmada araştırmacılar, Atacama Çölü’ndeki aşırı sellerin, daha ıslak koşullara uyum sağlayamayan yerli mikropların yüzde 85’ine kadarını öldürdüğünü tespit etti.
Schulze-Makuch, bu nedenle Viking toprak örneklerindeki potansiyel mikroplara su eklemenin, insanları bir okyanusun ortasında mahsur bırakmaya eşdeğer olabileceğini belirtiyor: Her ikisinin de hayatta kalmak için suya ihtiyacı var, ancak yanlış konsantrasyonlarda bu onlar için ölümcül olabilir.
Başka tartışmalar da var
Bilim insanları Viking deneylerinin Mars mikroplarını yanlışlıkla öldürmüş olabileceğini ilk kez ileri sürmüyor. 2018 yılında başka bir grup araştırmacı, toprak örnekleri ısıtıldığında, beklenmedik bir kimyasal reaksiyonun örneklerde yaşayan mikropları yakıp öldürmüş olabileceğini öne sürmüştü. Bu grup, bunun deneylerden elde edilen bazı şaşırtıcı sonuçları da açıklayabileceğini iddia ediyor. Tüm bunlara rağmen bilim camiası bu iddiaları basit bir ifadeyle “zorlama” olarak kabul ediyor.