1925 yılında Şeyh Said, Güneydoğu’da yeşil bayrak açarak “Şeriat ve Hilafet istiyoruz” diye Cumhuriyet tarihinin en büyük isyanını başlatmıştı.
Sonunda Şeyh Said’le birlikte 48 yandaşı Diyarbakır’da idam edilmişlerdi.
100 yıla yakın süre geçti.
Gündemde Şeyh Said tartışmaları…
Sorun nedir?..
Diyarbakır’da 12 km uzunluğunda ve 50 m genişliğinde henüz inşa edilmekte olan bir bulvar adının Belediye bildiriminde “Şeyh Said Bulvarı” olarak yer alması ve böylece bir tür meşruiyet algısı üzerine ortalık toz duman…
İyi Parti’de milletvekili Salim Ensarioğlu bu ismi desteklediği için disiplin kuruluna verildi.
O da istifa etti. Ardından Diyarbakır İl Başkanı, 12 ilçe başkan ve örgütler de istifalarını açıkladı.
MHP Başkanı Devlet Bahçeli “Şeyh Said Vatan Hainidir” dedi.
Tartışmalar köpürerek, köpürtülerek sürüyor.
Şeyh Said ve beraberindekiler Diyarbakır’daki bu “Dağkapı” adlı meydanda idam edilmişlerdi. Çözüm sürecinde meydana “Şeyh Said Meydanı” adı verildi. Sonra bu Belediye Meclisi kararı iptal edildi. Şimdi ise -resmi olarak- isimsiz.
KÂĞIT ÜZERİNDE
Öncelikle “konunun yargıda olduğunu” belirteyim.
Şöyle ki…
Diyarbakır’da inşa aşamasındaki bulvara “Şeyh Said” adının verilmesi kararı 12 yıl önce Belediye Meclisi’nde alınmıştı. (29.12.2011 tarih, 274 sayılı karar)
O dönemde Diyarbakır Belediye Başkan’ı Osman Baydemir’di.
Ancak bulvara isim konulmuştu ama öyle bir bulvar yoktu ki!..
Namevcut bulvara “Şeyh Said” adı, kâğıt üzerinde kalmıştı.
Bulvar inşaatı başlayınca ve adı yeniden telaffuz edilince çarşı karıştı.
……………..
Bir de Diyarbakır “Şeyh Said Meydanı” olayı var.
Şeyh Said’in 29 Haziran 1925’te diğer 50 isyancı ile birlikte idam edildiği Diyarbakır “Dağkapısı Meydanı’nın” adı da “Şeyh Said Meydanı” olarak değiştirilmişti.
18 Aralık 2014 tarihli Belediye Meclisi toplantısında alınan bu ad değiştirme kararı sırasında “çözüm süreci” yaşanmaktaydı.
Siyasal ortam bu tür girişimlere uygundu.
Süreç 6 Temmuz 2014’te
Resmi Gazete’de yayınlanan “Terörün sona erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun”la birlikte başlamıştı.
Diyarbakır’da büyük bir topluluk önünde Öcalan’ın bu bağlamdaki destek mektubu okunmuştu.
Öcalan, PKK’ya “sınır dışına çıkın” çağrısı yapıyordu.
“Artık silahlar sussun, fikirler konuşsun noktasındayız. Yeni bir Türkiye ve Ortadoğu doğuyor” diye sesleniyordu.
Sürece göre PKK silahlarını teslim edecek, sınır dışına çıkacaktı. Bir daha teröre bulaşmayacaktı.
“Dağkapı Meydanı” adının “Şeyh Said Meydanı” diye değiştirilmesinin “eşref saati” işte bu “çözüm süreciydi.”
Büyükşehir Belediye eş başkanları Gülten Kışanak ve Fırat Anlı’ydı.
Ancak bu olumlu hava uzun sürmedi.
2015’te PKK’nın uykudayken iki polisimizi şehit ettiği Ceylanpınar saldırısıyla süreç noktalandı.
Evlerinde uykudayken şehit edilen iki polisimiz…
KARARLAR YARGIDA
Çözüm süreci çökünce, rüzgarlar yön değiştirdi.
“Şeyh Said Meydanı” adı 2019’da iptal edildi. Meydan ve Meydana girişi gösteren levhalar kaldırıldı.
Ortada bulvar bir yana yol bile olmadığı, sadece kâğıt üzerinde kaldığı için “Şeyh Said Bulvarı” kararına ilişilmedi. Öylece uykuya bırakılmış oldu.
Bununla beraber…
Dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın izin imzasıyla hem “Şeyh Said Meydanı” hem “Şeyh Said Bulvarı” kararları ve uygulaması için soruşturma başlatıldı. Ardından her iki dosya için de yargı süreci başlatıldı.
Dosyalar Mahkemede. Yargılama devam ediyor.
Her iki karar dönemlerindeki belediye başkanları, bazı daire başkanları ve Belediye Meclis üyelerinden 60 kişi için açılan dava bakalım bundan sonra hız mı kazanacak, yoksa seçimlere kadar düşük profilde mi tutulacak?
Bu arada eski adı “Dağkapısı” sonraki adı kısa bir süre “Şeyh Said” olan meydan, Belediye adres sisteminde artık “isimsiz.”
Sadece aşağıdaki “Selahaddin Eyyubi Çarşısı” görünmekte.
Yani “Meydan var adı yok…”
Buna karşılık, “Şeyh Said Bulvarı’nın” ise adı var ama Bulvar -en azından henüz- yok.
Meydanın adı iptal edildi, bu levhada kaldırıldı.
KÜRT OYLARI HESAPLARI
DEM Parti ile dirsek temasında olan CHP ve Hüdapar’la Cumhur İttifakı yapan AK Parti bu konuda sessiz gibiler.
Belki de yerel seçimlere giderken “köpürtmemek siyaseti” olabilir.
Buna karşılık Cumhur İttifakı’nın etkili ortağı MHP ile ulusalcı küçük partiler olayın üstüne üstüne daha da gaza basarak gidebilirler.
Zaten MHP en sert şekilde zirveden tavır koydu. İyi Parti de istifalara rağmen
“Şeyh Said güzellemelerine” ödün vermiyor.
Her iki partinin de tabanları “aynı” denecek kadar yakın.
Öte yandan “radikal muhafazakâr marjinal partiler” bulanık suda balık avlamayı deneyebilirler.
Şeyh Said’in Hilafetçi kimliği malum…
…………………….
Peki idamından -neredeyse- 100 yıl sonra siyaseti karıştıran Şeyh Said olayı nedir?
Şeyh Said “Kürtçü” mü, “Hilafetçi” mi, “Sosyalist Enternasyonal’in yakıştırmasıyla” doğudaki devrimci miydi?
Vahdettin ve İngiltere ilişkisi neydi?
Öcalan’ın da paylaştığı genel görüşe göre Musul ve Kerkük’ü elde etmek için İngilizler tarafından mı yönlendirilmişti?
Bir sonraki yazıya…